Nûr Suresi 40. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Nûr Suresi 64 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 102. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 350 sayfa numarasında yer almaktadır.
اَوْ كَظُلُمَاتٍ ف۪ي بَحْرٍ لُجِّيٍّ يَغْشٰيهُ مَوْجٌ مِنْ فَوْقِه۪ مَوْجٌ مِنْ فَوْقِه۪ سَحَابٌۜ ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍۜ اِذَٓا اَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرٰيهَاۜ وَمَنْ لَمْ يَجْعَلِ اللّٰهُ لَهُ نُوراً فَمَا لَهُ مِنْ نُورٍ۟
Sureler
Mushaf
Sayfa 350
İlgili Sure
Nûr Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Yahut da o kâfirlerin tüm yapıp ettikleri, veya duygu ve düşünceleri, engin bir denizin kopkoyu karanlıkları gibidir. Öyle bir deniz ki, üst üste dalgalar ve tepesindeki kara bulutlar, o karanlığı daha da artırıyor. Kat kat, üst üste karanlıklar, öyle ki, insan elini çıkarıp baksa, neredeyse kendi elini dahi göremez. Öyle ya, Allah'ın aydınlatmadığı kimse için ışık bulma umudu yoktur.
Abdullah Parlıyan Yahut (o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir; (öyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut... Birbiri üstüne karanlıklar... İnsan, elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah nûr vermemişse, artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur.
Adem Uğur Yahut (onun yaşantısının getirisi), derin bir denizdeki karanlıklar gibidir ki, onu bir dalga kaplar, onun üstüne de başka bir dalga (onu bürür), bu ikinci dalganın üstünde de bulutlar! Birbirinin üstünde karanlıklar! (İçinde bulunan) elini dışarı çıkarsa, neredeyse onu göremez. . . Allâh kimde nur (ilim) oluşturmamışsa (artık) onun nuru (ilmi) olmaz!
Ahmed Hulusi Yahut inkâr edenlerin, küfre saplananların amelleri engin, derin dalgalı bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir. Peş peşe kopan dalgalar, dalgaların üstündeki kara bulutlar, tehlikeyi daha da artırır. Her taraf üst üste teşekkül eden zifiri karanlıklarla kaplıdır. İnsan elini öne doğru uzatsa, neredeyse elini göremez. Bir kimseye Allah nur vermemişse, artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur.
Ahmet Tekin Yahut (onların amelleri) engin bir denizdeki karanlıklar gibidir. Onun üstünü bir dalga bürümüştür, onun üstünde bir dalga onun üstünde de bir bulut vardır. Birbiri üstüne (yığılmış halde) karanlıklar. Elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. Allah kime nur vermemişse artık onun için nur yoktur.
Ahmet Varol Ya da (inkâr edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.
Ali Bulaç Yâhud derin bir denizdeki zulümât gibidir, onu bir dalga bürüyor, üstünden bir dalga, üstünden bir bulut, öyle zulümât ki birbiri üstüne, elini çıkardığı vakıt onu görmesi ihtimali yok, her kime de Allah, bir nûr yapmamışsa artık onun için hiç nûr yoktur
Ali Fikri Yavuz (O küfredenlerin bütün yaptıkları) derin bir denizi kaplamış yoğun karanlıklara da benzer ki, dalga dalga üstüne ve en yukarıda da kapkara bulutlar. Birbiri üstüne kat kat karanlıklar. Bu karanlıklar içinde insan, elini dışarı uzatacak olsa neredeyse onu bile göremeyecek. Allah her kime nur nasip buyurmamışsa, onun için herhangi bir nur söz konusu olamaz ki!
Ali Ünal Yahut engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir. Onu, üst üste dalgalar ve dalgaların üstünde bulutlar örter; karanlıklar üstünde karanlıklar, insan elini dışarı çıkarttığı zaman, neredeyse onu göremez bile. Allah'ın ışık vermediği kimsenin ışığı olmaz.
Bayraktar Bayraklı Veya egin denizin karanliklarina benzer. Onu ustuste dalgalar ve dalgalarin ustunde de bulutlar orter; karanliklar ustunde karanliklar; insan elini uzattigi zaman, nerdeyse onu bile goremez. Allah'in nur vermedigi kimsenin nuru olmaz. *
Bekir Sadak Veya (küfre sapanların işleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer ; üstüste dalgalar ve onun üstünde birbiri üstüne karanlık bulutlar çökmüş vaziyettedir; elini çıkardığında neredeyse onu bile göremez. Allah kime nûr vermemişse, onun için nûr yoktur.
Celal Yıldırım Yahut (inkârcıların küfür içindeki eylemleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. (Bir deniz ki) onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulutlar var ve böylece karanlıklar üstüne karanlıklar. (Orada bulunan kimse) elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. (İnkârcılar, kalplerindeki koyu karanlık sebebiyle hakkı göremez ve hidayete eremez.) Allah'ın aydınlatmadığı kimse için ışık (bulma umudu) yoktur!
Cemal Külünkoğlu Yahut (inkârcıların küfür içindeki hâlleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. (Bir deniz ki) onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulutlar var. Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan, elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. Kime Allah nur vermezse, onun için nur diye bir şey yoktur.
Diyanet İşleri Veya derin denizin karanlıklarına benzer. Onu üstüste dalgalar ve dalgaların üstünde de bulutlar örter; karanlıklar üstünde karanlıklar; insan elini uzattığı zaman, nerdeyse onu bile göremez. Allah'ın nur vermediği kimsenin nuru olmaz.
Diyanet İşleri ( Eski ) Yahut (o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir; (öyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut... Birbiri üstüne karanlıklar... İnsan, elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah nûr vermemişse, artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur.
Diyanet Vakfı Yahut, yoğun bir sisle birlikte dalga üstüne dalganın örttüğü engin bir denizin ortasındaki karanlıklara benzer. Üstüste yığılmış karanlıklar... İnsan elini uzattığı zaman nerdeyse onu bile göremez. ALLAH'ın ışıktan yoksun bıraktığı kimsenin hiç birışığı olamaz.
Edip Yüksel Yahut (o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut. Bir biri üstüne karanlıklar... İnsan, elini çıkarıp uzatsa, nerdeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah, nur vermemişse, artık o kimsenin ışık ve aydınlıktan nasibi yoktur.
Elmalılı ( Sade ) Ya da (küfredenlerin yaptıkları) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir ki, onu bir dalga bürümüştür; üstünde bir dalga, onun üstünde de bir bulut bulunmaktadır; kısacası üstüste yığılmış karanlıklar. Elini çıkardığı zaman, onu görme ihtimali bile yoktur. Allah, her kime bir aydınlık vermediyse, artık onun için hiçbir aydınlık yoktur.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Yâhud derin bir denizdeki zulümât gibidir, onu bir dalga bürüyor, üstünden bir dalga, üstünden bir bulut, öyle zulümât ki birbiri üstüne, elini çıkardığı vakıt onu görmesi ihtimali yok, her kime de Allah, bir nûr yapmamışsa artık onun için hiç nûr yoktur
Elmalılı Hamdi Yazır Ya da (inkar edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Tanrı kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.
Gültekin Onan Yahut engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir; (öyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut... Birbiri üstüne karanlıklar... İnsan, elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah nûr vermemişse, artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur.
Harun Yıldırım Yahud (kâfirlerin ameli) öyle derîn bir denizdeki karanlıklar gibidir ki onu (o denizi) bir dalga kaplayıp bürümekdedir. Bunun üstünde bir dalga, onun üstünde de bir bulut. (Hulâsa) birbiri üstüne (yığılmış tabaka tabaka) karanlıklar. (Hani) o (raya düşen bir kimse) elini çıkardığı vakit hemen hemen bunu bile göremez. Allah kime nuur vermemişse artık onun için bir ışık yokdur.
Hasan Basri Çantay Veya (onların amelleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir; (öyle ki) onu (o denizi) bir dalga örtüyor, onun üstünden bir dalga daha, onun da üstünden bir bulut(örtmektedir). Birbiri üstüne (yığılmış) karanlıklar! (İnsan) elini çıkarsa, neredeyse onu dahi göremez. İşte Allah kime bir nûr vermemişse, artık onun için hiçbir nûr olmaz.
Hayrat Neşriyat Veya engin bir denizdeki karanlıklara benzer. Onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Karanlıklar üstünde karanlıklar. Elini uzattığı zaman; neredeyse onu bile göremez. Allah'ın nur vermediği kimsenin, asla nuru olmaz.
İbni Kesir Veyahut denizin ortasında ki karanlıklar gibidir. Dalgalar ve kapkara bulutlar birbirinin üzerine çıkmış yığınlar halinde, denizin içinde kalanın üzerini çepe çevre sarar. Elini suyun üzerine çıkarsa karanlıktan neredeyse kendi elini dahi göremez. Allah kimin önünü aydınlatmamışsa, artık onu aydınlatacak kimse bulunmaz.
İlyas Yorulmaz Ya da (kâfirlerin amelleri) üstünü bir dalganın kapladığı, onun üstünde de bir dalga olduğu ve onun da üstünde bir bulutun bulunduğu engin bir denizdeki karanlıklara benzer. (Bunlar adeta) Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar! Elini çıkardığında (kâfir kimse) neredeyse onu bile göremez! Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.
İnsan Dergisi Yahut onların duygu, düşünce ve davranışları, derin bir denizin altındaki zifiri karanlıklar gibidir ki, peş peşe gelen azgın dalgalar denizi dört bir yandan sarıp kuşatıyor. Üstlerinde de kapkara bulutlar var: Körlük ve cehalet karanlıklarında geçen bir hayat, ruhsal bunalımlar, toplumsal çalkantılar ve üst üste yığılmış karanlıklar… Öyle ki, zavallı adam elini çıkarsa, neredeyse onu bile göremez. Çünkü Allah, ışıktan yüz çevirdiği için onun gözünü kör etmiştir. Evet, Allah'ın aydınlık vermediği kimseye, hiçbir şekilde ışık bulma ihtimali yoktur! İşte bu yüzden, o inatçı kâfirler hakikati kabul etmiyorlar. Oysa her yanda, Allah'ın kudret ve merhametini gözler önüne seren o kadar mucize var ki:
Kadri Çelik Yahut (onların yapıp ettikleri) engin bir denizin kopkoyu karanlıkları gibidir; (öyle bir deniz ki) üst üste kopan dalgalar ve tepedeki (kara) bulutlar o karanlığı daha da arttırıyor: kat kat, üst üste karanlıklar..! (öyle ki, ) insan, çıkarıp (baksa), neredeyse kendi elini dahi göremez; öyle ya, Allah'ın aydınlatmadığı kimse için ışık (bulma umudu) yoktur!
Mahmut Kısa Yahut da derin bir denizi kaplayan karanlıklara benzer; onu bir dalgadır, sarmıştır, üstüne bir dalga daha gelir, daha üste de bulut çökmüştür, karanlıklar, karanlıklar üstüne yığılmıştır, öylesine ki elini çıkarsa onu bile nerdeyse göremez ve Allah, kime nur vermemişse artık bir nur yoktur ona.
Muhammed Esed Veya (onların yapıp ettikleri) bir okyanusun derin karanlıkları gibidir; onu üst üste dalgalar kuşatmıştır, derken üstüne (bir de) kara bulutlar... Birbiri üstüne binmiş, kopkoyu, zifiri karanlıklar... kişi çıkarıp baksa, neredeyse elini dahi göremeyecek durumda: nitekim bir kimseyi Allah aydınlatmamışsa, onun asla aydınlıktan nasibi olamaz!
Mustafa İslamoğlu Yahut (onların amelleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir ki, o denizi bir dalga bürür, üstünden bir dalga (bir bulut) ihata eder. Bunlar, bazısı bazısı üstünde olan zulmetlerdir. Elini çıkardığı zaman onu görmeğe yaklaşamaz. Ve her kim için ki, Allah bir nûr nasib kılmamıştır. Artık onun için nûrdan bir şey yoktur.
Ömer Nasuhi Bilmen Veya engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir. Onu üstüste dalgalar ve dalgaların üstünde de bulutlar örter. Karanlıklar üstünde karanlıklar. . . İnsan elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Allah kime nur vermemişse onun nuru yoktur.
Ömer Öngüt Veya engin bir denizdeki karanlıklar gibidir. Onun üstünü bir dalga örter. Onun üstünü de başka bir dalga. Onun da üstünde bir bulut vardır. Karanlıklar üstünde karanlıklar. Elini çıkarsa, neredeyse onu bile göremez. Allah’ın nur vermediği kimsenin asla bir nuru olamaz.
Şaban Piriş Yahut (inkârcıların küfür içindeki halleri), derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. (Bir deniz ki) onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulutlar var. Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. Allah kime nur vermez; (zina edenlere, ortak koşanlara, gerçeği gizleyenlere, iki yüzlülere, tövbe edip düzelmeyenlere), işte onlar için; ‘nur’ (yüzünde güzellik, ışık) diye bir şey yoktur.
Sadık Türkmen Kâfirlerin amellerinin bir başka benzeri engin bir denizin karanlıklarıdır. Bu denizi üstüste binen dalgalar ve dalgaları da bulut örter. Orada karanlıklar üstüste binmiştir. Öyle ki insan elini uzatsa onu farkedemez bile. Allah'ın nur vermediği kimsenin nuru olamaz.
Seyyid Kutub Yahut o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları derin bir denizdeki yoğun karanlıklara benzer. Öyle bir deniz ki onu, dalga üstüne dalga kaplıyor... Üstünde de koyu bulut. Üst üste binmiş karanlıklar... İçinde bulunan insan, elini uzatsa nerdeyse kendi elini bile göremiyor. Öyle ya, Allah birine nûr vermezse artık onun hiçbir nûru olamaz.
Suat Yıldırım Yahut (Onların işleri) engin bir denizdeki karanlıklar gibidir: (Bir deniz) Ki üstünü bir dalga, örtüyor, onun üstünden bir dalga onun üstünden de bir bulut (örtmektedir). Birbiri üstüne yığılmış karanlıklar. (İçinde bulunan kimse) Elini çıkarsa neredeyse onu dahi göremez. Allâh bir kimseye nur vermemişse artık onun nuru olmaz.
Süleyman Ateş Ya da (küfredenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.
Süleymaniye Vakfı Onların işleri dalgalı bir denizdeki karanlıklara da benzer; (geminin) üstünü bir dalga örtmüştür. Üstünde bir dalga daha onun da üstünde bulut vardır. Üst üste yığılmış karanlıklar! Elini kaldırsa göremeyecek gibidir. Allah’ın ışık vermediği kimsenin ışığı olmaz.
Tefhim-ul Kuran Yahut onların hali denizin karanlıklarına benzer ki, onu üst üste dalgalar örtmüş, dalgaları da bulutlar kaplamıştır. İşte üst üste binmiş karanlıklar... Öyle ki, elini uzatsa göremez. Eğer Allah bir kimseye nur vermemişse, artık onun için hiçbir nur yok demektir.
Ümit Şimşek Onların amelleri, engin denizdeki karanlıklara da benzer. Üst üste dalgaların kapladığı bir deniz. Daha üstünde de bulutlar var. Birbiri üstüne karanlıklar... Elini çıkarsa göremeyecek halde. Allah'ın ışık vermediği kişiye hiçbir ışık bulunamaz.
Yaşar Nuri Öztürk Ya da (küfredenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer. Onun üstünü dalga kaplar, onun üstünde dalga, onun da üstünde bulut vardır. Birbiri üzerinde (kat kat) karanlıklar, elini çıkarıp-uzattığında neredeyse onu bile göremez. Allah kime nur vermemişse, onun için hiçbir nur (aydınlık kaynağı) yoktur.

Sureler
Sayfa 350
Mushaf
Nûr Suresi
İlgili Sure
Ayetler