Sureler
Mealler
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Düşün bu (yıldız)ları, batmak üzere yükselen;
2 ve (yörüngelerinde) istikrarlı şekilde hareket eden,
3 ve (uzayda) sakin sakin yüzen,
4 ve hızlı şekilde (birbirini) izleyen,
5 böylece (Yaratıcı'nın) buyruğunu yerine getiren!
6 (O halde, düşün) şiddetli bir sarsıntının (dünyayı) sarstığı Gün(ü),
7 daha büyük (sarsıntı)ların ardından geleceği (Günü)!
8 O Gün (insanların) kalpleri titreyerek çarpacak
9 (ve) gözleri yere bakacak...
10 (Ama hala) bazıları: "Ne yani!" diyorlar, "Biz gerçekten eski halimize mi döndürüleceğiz,
11 çürüyen kemik (yığını) olsak bile?"
12 (Ve) ilave ediyorlar: "Öyleyse bu, zararlı bir dönüş olur!"
13 (Ama) o zaman, (Son Saat), bir tek çığlık (gibi ansızın onların üzerine) kopacak,
14 işte o zaman (hakikati) anlayacaklar!
15 Musa'nın kıssasından hiç haberin oldu mu?
16 Hani kutsal bir vadide Rabbi o'na şöyle seslenmişti:
17 "Sen, Firavun'a git -çünkü o hak ve adalet sınırlarını ihlal ediyor-
18 ve (ona) söyle: 'Arınmaya istekli misin?
19 (Eğer istekliysen) o zaman seni Rabbin(i tanıma mertebesin)e ulaştıracağım ki (bundan sonra) O'nun korkusunu duyasın.'"
20 Bunun üzerine (Musa), (Firavun'a gitti ve) ona (Rabbinin rahmetinin eseri olan) büyük mucizeyi anlattı.
21 Ama (Firavun) o'nu yalanladı ve (hidayeti) şiddetle reddetti,
22 sonra da kaba bir şekilde (Musa'ya) sırtını döndü;
23 daha sonra (ileri gelen adamlarını) topladı ve (halkını) çağırdı,
24 ve onlara "Ben sizin en yüce rabbinizim!" dedi.
25 Bunun üzerine Allah onu yakalayıp hesaba çekti (ve bunu) hem bu dünyada hem de öteki dünyada uyarıcı bir örnek yaptı.
26 Bunda, şüphesiz, (Allah'ın) ürperti ve korkusunu duyanlar için bir ibret vardır.
27 (Ey insanlar!) Sizi yaratmak, göğü yaratmış olan Allah için daha mı zordur?
28 O, gökkubbeyi yükseltmiş ve ona gerektiği gibi biçim vermiştir;
29 onun gecesini karanlık yapmış ve gündüzünü aydınlatmıştır.
30 Ve ardından yeri düzenleyip yaymıştır,
31 yerden suyu ve bitki örtüsünü çıkartmış,
32 ve dağları sağlam şekilde yerleştirmiştir:
33 (bütün bunlar) sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için(dir).
34 Ve böylece, büyük, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip çattığında,
35 o Gün insan yaptığı her şeyi (açıkça) hatırlayacak;
36 ve (cehennemin) yakıcı ateşi, onu gör(meye mahkum edil)en herkesin karşısına getirilecektir.
37 Çünkü, hak ve adalet sınırlarını ihlal eden,
38 ve bu dünya hayatını (ruh temizliğine) tercih eden(in)
39 varacağı yer o yakıcı ateştir!
40 Ama Rabbinin huzurunda korku ile duranın ve nefsini kötü arzulardan alıkoyanın
41 varacağı yer cennettir!
42 (Ey peygamber!) Sana Son Saat'i soruyorlar: "Ne zaman gelip çatacak?"
43 Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki?
44 (Çünkü) onun (bilgisinin) başı ve sonu yalnız Rabbinin katındadır!
45 Sen ancak ondan korkanları uyar(mak için gönderil)mişsin.
46 Onu anladıkları Gün (onlara, bu dünyada) bir akşamdan ya da kuşluğuyla (birlikte sona eren bir gece)den fazla kalmamışlar (gibi gelecek)!
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَالنَّازِعَاتِ غَرْقاًۙ 1
وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطاًۙ 2
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحاًۙ 3
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقاًۙ 4
فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْراًۢ 5
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُۙ 6
تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُۜ 7
قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌۙ 8
اَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌۢ 9
يَقُولُونَ ءَاِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِۜ 10
ءَاِذَا كُنَّا عِظَاماً نَخِرَةًۜ 11
قَالُوا تِلْكَ اِذاً كَرَّةٌ خَاسِرَةٌۢ 12
فَاِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌۙ 13
فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ 14
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ مُوسٰىۢ 15
اِذْ نَادٰيهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ 16
اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰىۘ 17
فَقُلْ هَلْ لَكَ اِلٰٓى اَنْ تَزَكّٰىۙ 18
وَاَهْدِيَكَ اِلٰى رَبِّكَ فَتَخْشٰىۚ 19
فَاَرٰيهُ الْاٰيَةَ الْـكُبْرٰىۘ 20
فَـكَذَّبَ وَعَصٰىۘ 21
ثُمَّ اَدْبَرَ يَسْعٰىۘ 22
فَحَشَرَ فَنَادٰىۘ 23
فَقَالَ اَنَا۬ رَبُّكُمُ الْاَعْلٰىۘ 24
فَاَخَذَهُ اللّٰهُ نَكَالَ الْاٰخِرَةِ وَالْاُو۫لٰىۜ 25
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشٰىۜ۟ 26
ءَاَنْتُمْ اَشَدُّ خَلْقاً اَمِ السَّمَٓاءُۜ بَنٰيهَا۠ 27
رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوّٰيهَاۙ 28
وَاَغْطَشَ لَيْلَهَا وَاَخْرَجَ ضُحٰيهَاۖ 29
وَالْاَرْضَ بَعْدَ ذٰلِكَ دَحٰيهَاۜ 30
اَخْرَجَ مِنْهَا مَٓاءَهَا وَمَرْعٰيهَاۖ 31
وَالْجِبَالَ اَرْسٰيهَاۙ 32
مَتَاعاً لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ 33
فَاِذَا جَٓاءَتِ الطَّٓامَّةُ الْكُبْرٰىۘ 34
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ مَا سَعٰىۙ 35
وَبُرِّزَتِ الْجَح۪يمُ لِمَنْ يَرٰى 36
فَاَمَّا مَنْ طَغٰىۙ 37
وَاٰثَرَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۙ 38
فَاِنَّ الْجَح۪يمَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ 39
وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰىۙ 40
فَاِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ 41
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ اَيَّانَ مُرْسٰيهَاۜ 42
ف۪يمَ اَنْتَ مِنْ ذِكْرٰيهَاۜ 43
اِلٰى رَبِّكَ مُنْتَهٰيهَاۜ 44
اِنَّمَٓا اَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشٰيهَاۜ 45
كَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا عَشِيَّةً اَوْ ضُحٰيهَا 46
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
وَالنَّازِعَاتِ غَرْقاًۙ
Düşün bu (yıldız)ları, batmak üzere yükselen;
1
وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطاًۙ
ve (yörüngelerinde) istikrarlı şekilde hareket eden,
2
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحاًۙ
ve (uzayda) sakin sakin yüzen,
3
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقاًۙ
ve hızlı şekilde (birbirini) izleyen,
4
فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْراًۢ
böylece (Yaratıcı'nın) buyruğunu yerine getiren!
5
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُۙ
(O halde, düşün) şiddetli bir sarsıntının (dünyayı) sarstığı Gün(ü),
6
تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُۜ
daha büyük (sarsıntı)ların ardından geleceği (Günü)!
7
قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌۙ
O Gün (insanların) kalpleri titreyerek çarpacak
8
اَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌۢ
(ve) gözleri yere bakacak...
9
يَقُولُونَ ءَاِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِۜ
(Ama hala) bazıları: "Ne yani!" diyorlar, "Biz gerçekten eski halimize mi döndürüleceğiz,
10
ءَاِذَا كُنَّا عِظَاماً نَخِرَةًۜ
çürüyen kemik (yığını) olsak bile?"
11
قَالُوا تِلْكَ اِذاً كَرَّةٌ خَاسِرَةٌۢ
(Ve) ilave ediyorlar: "Öyleyse bu, zararlı bir dönüş olur!"
12
فَاِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌۙ
(Ama) o zaman, (Son Saat), bir tek çığlık (gibi ansızın onların üzerine) kopacak,
13
فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ
işte o zaman (hakikati) anlayacaklar!
14
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ مُوسٰىۢ
Musa'nın kıssasından hiç haberin oldu mu?
15
اِذْ نَادٰيهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ
Hani kutsal bir vadide Rabbi o'na şöyle seslenmişti:
16
اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰىۘ
"Sen, Firavun'a git -çünkü o hak ve adalet sınırlarını ihlal ediyor-
17
فَقُلْ هَلْ لَكَ اِلٰٓى اَنْ تَزَكّٰىۙ
ve (ona) söyle: 'Arınmaya istekli misin?
18
وَاَهْدِيَكَ اِلٰى رَبِّكَ فَتَخْشٰىۚ
(Eğer istekliysen) o zaman seni Rabbin(i tanıma mertebesin)e ulaştıracağım ki (bundan sonra) O'nun korkusunu duyasın.'"
19
فَاَرٰيهُ الْاٰيَةَ الْـكُبْرٰىۘ
Bunun üzerine (Musa), (Firavun'a gitti ve) ona (Rabbinin rahmetinin eseri olan) büyük mucizeyi anlattı.
20
فَـكَذَّبَ وَعَصٰىۘ
Ama (Firavun) o'nu yalanladı ve (hidayeti) şiddetle reddetti,
21
ثُمَّ اَدْبَرَ يَسْعٰىۘ
sonra da kaba bir şekilde (Musa'ya) sırtını döndü;
22
فَحَشَرَ فَنَادٰىۘ
daha sonra (ileri gelen adamlarını) topladı ve (halkını) çağırdı,
23
فَقَالَ اَنَا۬ رَبُّكُمُ الْاَعْلٰىۘ
ve onlara "Ben sizin en yüce rabbinizim!" dedi.
24
فَاَخَذَهُ اللّٰهُ نَكَالَ الْاٰخِرَةِ وَالْاُو۫لٰىۜ
Bunun üzerine Allah onu yakalayıp hesaba çekti (ve bunu) hem bu dünyada hem de öteki dünyada uyarıcı bir örnek yaptı.
25
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشٰىۜ۟
Bunda, şüphesiz, (Allah'ın) ürperti ve korkusunu duyanlar için bir ibret vardır.
26
ءَاَنْتُمْ اَشَدُّ خَلْقاً اَمِ السَّمَٓاءُۜ بَنٰيهَا۠
(Ey insanlar!) Sizi yaratmak, göğü yaratmış olan Allah için daha mı zordur?
27
رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوّٰيهَاۙ
O, gökkubbeyi yükseltmiş ve ona gerektiği gibi biçim vermiştir;
28
وَاَغْطَشَ لَيْلَهَا وَاَخْرَجَ ضُحٰيهَاۖ
onun gecesini karanlık yapmış ve gündüzünü aydınlatmıştır.
29
وَالْاَرْضَ بَعْدَ ذٰلِكَ دَحٰيهَاۜ
Ve ardından yeri düzenleyip yaymıştır,
30
اَخْرَجَ مِنْهَا مَٓاءَهَا وَمَرْعٰيهَاۖ
yerden suyu ve bitki örtüsünü çıkartmış,
31
وَالْجِبَالَ اَرْسٰيهَاۙ
ve dağları sağlam şekilde yerleştirmiştir:
32
مَتَاعاً لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ
(bütün bunlar) sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için(dir).
33
فَاِذَا جَٓاءَتِ الطَّٓامَّةُ الْكُبْرٰىۘ
Ve böylece, büyük, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip çattığında,
34
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ مَا سَعٰىۙ
o Gün insan yaptığı her şeyi (açıkça) hatırlayacak;
35
وَبُرِّزَتِ الْجَح۪يمُ لِمَنْ يَرٰى
ve (cehennemin) yakıcı ateşi, onu gör(meye mahkum edil)en herkesin karşısına getirilecektir.
36
فَاَمَّا مَنْ طَغٰىۙ
Çünkü, hak ve adalet sınırlarını ihlal eden,
37
وَاٰثَرَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۙ
ve bu dünya hayatını (ruh temizliğine) tercih eden(in)
38
فَاِنَّ الْجَح۪يمَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ
varacağı yer o yakıcı ateştir!
39
وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰىۙ
Ama Rabbinin huzurunda korku ile duranın ve nefsini kötü arzulardan alıkoyanın
40
فَاِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ
varacağı yer cennettir!
41
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ اَيَّانَ مُرْسٰيهَاۜ
(Ey peygamber!) Sana Son Saat'i soruyorlar: "Ne zaman gelip çatacak?"
42
ف۪يمَ اَنْتَ مِنْ ذِكْرٰيهَاۜ
Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki?
43
اِلٰى رَبِّكَ مُنْتَهٰيهَاۜ
(Çünkü) onun (bilgisinin) başı ve sonu yalnız Rabbinin katındadır!
44
اِنَّمَٓا اَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشٰيهَاۜ
Sen ancak ondan korkanları uyar(mak için gönderil)mişsin.
45
كَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا عَشِيَّةً اَوْ ضُحٰيهَا
Onu anladıkları Gün (onlara, bu dünyada) bir akşamdan ya da kuşluğuyla (birlikte sona eren bir gece)den fazla kalmamışlar (gibi gelecek)!
46

Sureler

Mealler
Abese Suresi
Sonraki