|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَيْلٌ لِلْمُطَفِّف۪ينَۙ Eksik ölçüp tartanların vay haline! [732] [733] |
1 |
|
اَلَّذ۪ينَ اِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَۘ (2-3) Onlar, insanlardan bir şey aldıkları zaman tam ölçüp tartarlar. Kendileri bir şey sattıkları zaman onlara eksik ölçüp tartarlar. |
2 |
|
وَاِذَا كَالُوهُمْ اَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَۜ (2-3) Onlar, insanlardan bir şey aldıkları zaman tam ölçüp tartarlar. Kendileri bir şey sattıkları zaman onlara eksik ölçüp tartarlar. |
3 |
|
اَلَا يَظُنُّ اُو۬لٰٓئِكَ اَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَۙ (4-6) Onlar, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracaklarları büyük gün için tekrar dirileceklerine inanmıyorlar mı? |
4 |
|
لِيَوْمٍ عَظ۪يمٍۙ (4-6) Onlar, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracaklarları büyük gün için tekrar dirileceklerine inanmıyorlar mı? |
5 |
|
يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ (4-6) Onlar, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracaklarları büyük gün için tekrar dirileceklerine inanmıyorlar mı? |
6 |
|
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَف۪ي سِجّ۪ينٍۜ (7-9) Hayır! Şüphesiz, yoldan çıkanların defterleri kesinlikle Siccîn'dedir. “Siccîn'in ne olduğunu sen nerden bileceksin?” O, kodlanmış bir kitaptır. [734] |
7 |
|
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سِجّ۪ينٌۜ (7-9) Hayır! Şüphesiz, yoldan çıkanların defterleri kesinlikle Siccîn'dedir. “Siccîn'in ne olduğunu sen nerden bileceksin?” O, kodlanmış bir kitaptır. [734] |
8 |
|
كِتَابٌ مَرْقُومٌۜ (7-9) Hayır! Şüphesiz, yoldan çıkanların defterleri kesinlikle Siccîn'dedir. “Siccîn'in ne olduğunu sen nerden bileceksin?” O, kodlanmış bir kitaptır. [734] |
9 |
|
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَۙ (10-12) Yalanlayanların vay haline o gün! Onlar yargı gününü yalanlıyorlar. Oysa o günü, aşırı gidenler ve günahkârlardan başkası yalanlamaz. |
10 |
|
اَلَّذ۪ينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۜ (10-12) Yalanlayanların vay haline o gün! Onlar yargı gününü yalanlıyorlar. Oysa o günü, aşırı gidenler ve günahkârlardan başkası yalanlamaz. |
11 |
|
وَمَا يُكَذِّبُ بِه۪ٓ اِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ اَث۪يمٍۙ (10-12) Yalanlayanların vay haline o gün! Onlar yargı gününü yalanlıyorlar. Oysa o günü, aşırı gidenler ve günahkârlardan başkası yalanlamaz. |
12 |
|
اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَۜ Onlara âyetlerimiz okunduğunda, “Öncekilerin masallarıdır” derler. |
13 |
|
كَلَّا بَلْ۔ رَانَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ Hayır! Doğrusu, işledikleri günahlar, kalplerinin üzerinde pas tutmuştur. |
14 |
|
كَلَّٓا اِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَۜ Hayır! Doğrusu, o gün Rablerinden perdelenmiş olacaklardır. |
15 |
|
ثُمَّ اِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَح۪يمِۜ (16-17) Sonra onlar cehenneme gireceklerdir. Sonra kendilerine, “İşte yalanladığınız budur” denilecektir. |
16 |
|
ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۜ (16-17) Sonra onlar cehenneme gireceklerdir. Sonra kendilerine, “İşte yalanladığınız budur” denilecektir. |
17 |
|
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْاَبْرَارِ لَف۪ي عِلِّيّ۪ينَۜ (18-21) Hayır! İyilerin defteri ‘Illiyyîn'dedir. “‘Illiyyîn'in ne olduğunu sen nerden bileceksin?” O da kodlanmış bir kitaptır. Allah'a yakın kılınmış melekler ona tanıklık edeceklerdir. [735] |
18 |
|
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا عِلِّيُّونَۜ (18-21) Hayır! İyilerin defteri ‘Illiyyîn'dedir. “‘Illiyyîn'in ne olduğunu sen nerden bileceksin?” O da kodlanmış bir kitaptır. Allah'a yakın kılınmış melekler ona tanıklık edeceklerdir. [735] |
19 |
|
كِتَابٌ مَرْقُومٌۙ (18-21) Hayır! İyilerin defteri ‘Illiyyîn'dedir. “‘Illiyyîn'in ne olduğunu sen nerden bileceksin?” O da kodlanmış bir kitaptır. Allah'a yakın kılınmış melekler ona tanıklık edeceklerdir. [735] |
20 |
|
يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَۜ (18-21) Hayır! İyilerin defteri ‘Illiyyîn'dedir. “‘Illiyyîn'in ne olduğunu sen nerden bileceksin?” O da kodlanmış bir kitaptır. Allah'a yakın kılınmış melekler ona tanıklık edeceklerdir. [735] |
21 |
|
اِنَّ الْاَبْرَارَ لَف۪ي نَع۪يمٍۙ (22-23) Şüphesiz, iyiler nimet cennetinde olacaklardır. Koltuklar üzerinde seyredeceklerdir. |
22 |
|
عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَۙ (22-23) Şüphesiz, iyiler nimet cennetinde olacaklardır. Koltuklar üzerinde seyredeceklerdir. |
23 |
|
تَعْرِفُ ف۪ي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّع۪يمِۚ Onların yüzlerinde nimetin mutluluğunu hissedersin. |
24 |
|
يُسْقَوْنَ مِنْ رَح۪يقٍ مَخْتُومٍۙ (25-26) Onlar, bitiminde misk kokusu olan, mühürlenmiş saf bir içecekten içerler. Yarışanlar, bunun için yarışsınlar. |
25 |
|
خِتَامُهُ مِسْكٌۜ وَف۪ي ذٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَۜ (25-26) Onlar, bitiminde misk kokusu olan, mühürlenmiş saf bir içecekten içerler. Yarışanlar, bunun için yarışsınlar. |
26 |
|
وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْن۪يمٍۙ (27-28) Onun karışımı, huzura yaklaştırılmış olanların içtiği yüce kaynaktandır. |
27 |
|
عَيْناً يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَۜ (27-28) Onun karışımı, huzura yaklaştırılmış olanların içtiği yüce kaynaktandır. |
28 |
|
اِنَّ الَّذ۪ينَ اَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يَضْحَكُونَۘ Suçlular, dünyada inananlara gülerlerdi. |
29 |
|
وَاِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَۘ Yanlarından geçtiklerinde kaş-göz işaretleriyle onlarla alay ederlerdi. |
30 |
|
وَاِذَا انْقَلَـبُٓوا اِلٰٓى اَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِه۪ينَۘ Ailelerinin yanlarına döndüklerinde, inananlarla alay ettiklerinden dolayı sevinç içinde dönerlerdi. |
31 |
|
وَاِذَا رَاَوْهُمْ قَالُٓوا اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَضَٓالُّونَۙ Müminleri gördüklerinde, “Şüphesiz bunlar sapıtmışlardır” derlerdi. |
32 |
|
وَمَٓا اُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظ۪ينَۜ Oysa kendileri, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler. |
33 |
|
فَالْيَوْمَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَۙ (34-35) O gün de, inananlar inkâr edenlere gülecekler. Koltuklarına kurulup seyredecekler. |
34 |
|
عَلَى الْاَرَٓائِكِۙ يَنْظُرُونَۜ (34-35) O gün de, inananlar inkâr edenlere gülecekler. Koltuklarına kurulup seyredecekler. |
35 |
|
هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ “İnkâr edenler yaptıklarının karşılığını aldılar mı?” diyecekler. [736] |
36 |