Sureler
Mealler
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 (1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
2 (1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
3 (1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
4 (1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
5 (1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
6 (1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
7 (1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
8 Yildizlarin isigi giderildigi zaman,
9 Gok yarildigi zaman,
10 Daglar pamuk gibi atildigi zaman,
11 Peygamberlere ummetleri hakkinda sahidlik vakitleri bildirildigi zaman
12 Bu, hangi gune birakilmisti?
13 Hukum gunune birakilmisti.
14 Hukum gununun ne oldugunu sen nerden bilirsin?
15 O gun yalanlamis olanlarin vay haline!
16 (16-17) Oncekileri yok etmedik mi? Ardindan, sonrakileri de onlara katariz.
17 (16-17) Oncekileri yok etmedik mi? Ardindan, sonrakileri de onlara katariz.
18 Suclulara boyle yapariz.
19 O gun! Yalanlamis olanlarin vay haline!.
20 (20-22) Sizi bayagi bir sudan yaratip onu belli bir sureye kadar saglam bir yere yerlestirmedik mi?
21 (20-22) Sizi bayagi bir sudan yaratip onu belli bir sureye kadar saglam bir yere yerlestirmedik mi?
22 (20-22) Sizi bayagi bir sudan yaratip onu belli bir sureye kadar saglam bir yere yerlestirmedik mi?
23 Buna gucumuz yeter; Biz ne guzel guc yetireniz!
24 O gun yalanlamis olanlarin vay haline!
25 (25-26) Biz yeryuzunu, dirilerin ve olulerin toplanti yeri yapmadik mi?
26 (25-26) Biz yeryuzunu, dirilerin ve olulerin toplanti yeri yapmadik mi?
27 Orada yuksek yuksek sabit daglar var edip size tatli sular icirmedik mi?
28 Yalanlamis olanlarin vay o gun haline!
29 Inkarcilara o gun soyle denir: «Yalanlayip durdugunuz seye gidin.»
30 (30-31) «olge yapmayan ve atesten de korumayan cehennem dumaninin uc kollu golgesine gidin.»
31 (30-31) «olge yapmayan ve atesten de korumayan cehennem dumaninin uc kollu golgesine gidin.»
32 (32-33) O golgenin sactigi herbir kivilcim sanki birer sari devedir, konak gibi de buyuktur.
33 (32-33) O golgenin sactigi herbir kivilcim sanki birer sari devedir, konak gibi de buyuktur.
34 Yalanlamis olanlarin o gun vay haline!
35 Bu, onlarin konusamiyacaklari gundur.
36 Onlara izin de verilmez ki ozur beyan etsinler.
37 Yalanlamis olanlarin o gun vay haline!
38 «Bu, sizleri ve oncekileri topladigimiz hukum gunudur.»
39 «Eger bir duzeniniz varsa Bana kurun.»
40 Yalanlamis olanlarin o gun vay haline!.*
41 Allah'a karsi gelmekten sakinmis olanlar, elbette golgeliklerde ve pinar baslarindadirlar.
42 Canlarinin istedigi meyveler arasindadirlar.
43 Onlara denir ki: «Islediklerinize karsilik afiyetle yiyiniz, iciniz.
44 Biz, iyi davarananlara iste boyle karsilik veririz.
45 O gun yalanlamis olanlarin vay haline
46 Yiyiniz biraz zevkleniniz bakalim, dogrusu sizler suclularsiniz.
47 O gun yalanlamis olanlarin vay haline!
48 Onlara «Ruku edin» denildiginde rukua varmazlar.
49 O gun yalanlamis olanlarin vay haline!
50 Kuran'dan baska hangi soze inanacaklar?*
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفاًۙ 1
فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفاًۙ 2
وَالنَّاشِرَاتِ نَشْراًۙ 3
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقاًۙ 4
فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْراًۙ 5
عُذْراً اَوْ نُذْراًۙ 6
اِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌۜ 7
فَاِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْۙ 8
وَاِذَا السَّمَٓاءُ فُرِجَتْۙ 9
وَاِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْۙ 10
وَاِذَا الرُّسُلُ اُقِّتَتْۜ 11
لِاَيِّ يَوْمٍ اُجِّلَتْۜ 12
لِيَوْمِ الْفَصْلِۚ 13
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِۜ 14
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 15
اَلَمْ نُهْلِكِ الْاَوَّل۪ينَۜ 16
ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْاٰخِر۪ينَ 17
كَذٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِم۪ينَ 18
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 19
اَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَٓاءٍ مَه۪ينٍۙ 20
فَجَعَلْنَاهُ ف۪ي قَرَارٍ مَك۪ينٍۙ 21
اِلٰى قَدَرٍ مَعْلُومٍۙ 22
فَقَدَرْنَاۗ فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ 23
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 24
اَلَمْ نَجْعَلِ الْاَرْضَ كِفَاتاًۙ 25
اَحْيَٓاءً وَاَمْوَاتاًۙ 26
وَجَعَلْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَاَسْقَيْنَاكُمْ مَٓاءً فُرَاتاًۜ 27
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 28
اِنْطَلِقُٓوا اِلٰى مَا كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۚ 29
اِنْطَلِقُٓوا اِلٰى ظِلٍّ ذ۪ي ثَلٰثِ شُعَبٍۙ 30
لَا ظَل۪يلٍ وَلَا يُغْن۪ي مِنَ اللَّهَبِۜ 31
اِنَّهَا تَرْم۪ي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِۚ 32
كَاَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌۜ 33
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 34
هٰذَا يَوْمُ لَا يَنْطِقُونَۙ 35
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ 36
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 37
هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِۚ جَمَعْنَاكُمْ وَالْاَوَّل۪ينَ 38
فَاِنْ كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَك۪يدُونِ 39
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ۟ 40
اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي ظِلَالٍ وَعُيُونٍۙ 41
وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَۜ 42
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَن۪ٓيـٔاً بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 43
اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ 44
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 45
كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَل۪يلاً اِنَّكُمْ مُجْرِمُونَ 46
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 47
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ ارْكَعُوا لَا يَرْكَعُونَ 48
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ 49
فَبِاَيِّ حَد۪يثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ 50
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفاًۙ
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
1
فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفاًۙ
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
2
وَالنَّاشِرَاتِ نَشْراًۙ
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
3
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقاًۙ
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
4
فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْراًۙ
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
5
عُذْراً اَوْ نُذْراًۙ
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
6
اِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌۜ
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
7
فَاِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْۙ
Yildizlarin isigi giderildigi zaman,
8
وَاِذَا السَّمَٓاءُ فُرِجَتْۙ
Gok yarildigi zaman,
9
وَاِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْۙ
Daglar pamuk gibi atildigi zaman,
10
وَاِذَا الرُّسُلُ اُقِّتَتْۜ
Peygamberlere ummetleri hakkinda sahidlik vakitleri bildirildigi zaman
11
لِاَيِّ يَوْمٍ اُجِّلَتْۜ
Bu, hangi gune birakilmisti?
12
لِيَوْمِ الْفَصْلِۚ
Hukum gunune birakilmisti.
13
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِۜ
Hukum gununun ne oldugunu sen nerden bilirsin?
14
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
O gun yalanlamis olanlarin vay haline!
15
اَلَمْ نُهْلِكِ الْاَوَّل۪ينَۜ
(16-17) Oncekileri yok etmedik mi? Ardindan, sonrakileri de onlara katariz.
16
ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْاٰخِر۪ينَ
(16-17) Oncekileri yok etmedik mi? Ardindan, sonrakileri de onlara katariz.
17
كَذٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِم۪ينَ
Suclulara boyle yapariz.
18
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
O gun! Yalanlamis olanlarin vay haline!.
19
اَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَٓاءٍ مَه۪ينٍۙ
(20-22) Sizi bayagi bir sudan yaratip onu belli bir sureye kadar saglam bir yere yerlestirmedik mi?
20
فَجَعَلْنَاهُ ف۪ي قَرَارٍ مَك۪ينٍۙ
(20-22) Sizi bayagi bir sudan yaratip onu belli bir sureye kadar saglam bir yere yerlestirmedik mi?
21
اِلٰى قَدَرٍ مَعْلُومٍۙ
(20-22) Sizi bayagi bir sudan yaratip onu belli bir sureye kadar saglam bir yere yerlestirmedik mi?
22
فَقَدَرْنَاۗ فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ
Buna gucumuz yeter; Biz ne guzel guc yetireniz!
23
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
O gun yalanlamis olanlarin vay haline!
24
اَلَمْ نَجْعَلِ الْاَرْضَ كِفَاتاًۙ
(25-26) Biz yeryuzunu, dirilerin ve olulerin toplanti yeri yapmadik mi?
25
اَحْيَٓاءً وَاَمْوَاتاًۙ
(25-26) Biz yeryuzunu, dirilerin ve olulerin toplanti yeri yapmadik mi?
26
وَجَعَلْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَاَسْقَيْنَاكُمْ مَٓاءً فُرَاتاًۜ
Orada yuksek yuksek sabit daglar var edip size tatli sular icirmedik mi?
27
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
Yalanlamis olanlarin vay o gun haline!
28
اِنْطَلِقُٓوا اِلٰى مَا كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۚ
Inkarcilara o gun soyle denir: «Yalanlayip durdugunuz seye gidin.»
29
اِنْطَلِقُٓوا اِلٰى ظِلٍّ ذ۪ي ثَلٰثِ شُعَبٍۙ
(30-31) «olge yapmayan ve atesten de korumayan cehennem dumaninin uc kollu golgesine gidin.»
30
لَا ظَل۪يلٍ وَلَا يُغْن۪ي مِنَ اللَّهَبِۜ
(30-31) «olge yapmayan ve atesten de korumayan cehennem dumaninin uc kollu golgesine gidin.»
31
اِنَّهَا تَرْم۪ي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِۚ
(32-33) O golgenin sactigi herbir kivilcim sanki birer sari devedir, konak gibi de buyuktur.
32
كَاَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌۜ
(32-33) O golgenin sactigi herbir kivilcim sanki birer sari devedir, konak gibi de buyuktur.
33
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
Yalanlamis olanlarin o gun vay haline!
34
هٰذَا يَوْمُ لَا يَنْطِقُونَۙ
Bu, onlarin konusamiyacaklari gundur.
35
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ
Onlara izin de verilmez ki ozur beyan etsinler.
36
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
Yalanlamis olanlarin o gun vay haline!
37
هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِۚ جَمَعْنَاكُمْ وَالْاَوَّل۪ينَ
«Bu, sizleri ve oncekileri topladigimiz hukum gunudur.»
38
فَاِنْ كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَك۪يدُونِ
«Eger bir duzeniniz varsa Bana kurun.»
39
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ۟
Yalanlamis olanlarin o gun vay haline!.*
40
اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي ظِلَالٍ وَعُيُونٍۙ
Allah'a karsi gelmekten sakinmis olanlar, elbette golgeliklerde ve pinar baslarindadirlar.
41
وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَۜ
Canlarinin istedigi meyveler arasindadirlar.
42
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَن۪ٓيـٔاً بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Onlara denir ki: «Islediklerinize karsilik afiyetle yiyiniz, iciniz.
43
اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ
Biz, iyi davarananlara iste boyle karsilik veririz.
44
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
O gun yalanlamis olanlarin vay haline
45
كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَل۪يلاً اِنَّكُمْ مُجْرِمُونَ
Yiyiniz biraz zevkleniniz bakalim, dogrusu sizler suclularsiniz.
46
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
O gun yalanlamis olanlarin vay haline!
47
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ ارْكَعُوا لَا يَرْكَعُونَ
Onlara «Ruku edin» denildiginde rukua varmazlar.
48
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ
O gun yalanlamis olanlarin vay haline!
49
فَبِاَيِّ حَد۪يثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ
Kuran'dan baska hangi soze inanacaklar?*
50

Sureler

Mealler