Sureler
Mealler
Önceki
Cum'a Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Münafıklar sana geldikleri zaman "Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesinlikle Allah'ın resulüsün-elçisisin" derler. Allah da bilmektedir ki sen elbette O'nun resulüsün. Ancak Allah (söyledikleri söze inanmayan) münafıkların gerçekten yalan söylemekte olduklarına şahidlik etmektedir.
2 Onlar yeminlerini (kendilerine) bir siper edindiler böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür.
3 İşte bu (durumları), onların önce iman edip sonra küfretmeleri dolayısıyladır. Bu yüzden kalplerinin üzerine mühür vurulmuştur. Artık onlar anlayıp-kavramazlar.
4 Sen onları gördüğün zaman cisimleri (düzgün yapıları) hoşuna gider. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) onlar dayandırılmış-giydirilmiş kütük gibidir. (Kuşkularından dolayı da) her yüksek sesi-gürültüyü kendileri aleyhine sanırlar. Onlar düşmandırlar, onlardan sakın. Allah onları katletsin (kahretsin), nasıl da çevriliyorlar.
5 Onlara "Gelin Allah'ın Resulü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin" denildiği zaman başlarını iki yana sallayıp-çevirirler. Sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
6 Onlar için mağfiret (bağışlanma) dilesen de, mağfiret dilemesen de birdir. Allah onlara asla mağfiret etmeyecektir. Çünkü Allah fasık (yoldan çıkmış) bir kavimi hidayete erdirmez.
7 Onlar (öyle kimselerdir ki) "Allah'ın Resulü yanında bulunanlara hiçbir infakda (harcamada) bulunmayın ki dağılıp-gitsinler" derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar anlayıp-kavramazlar.
8 Onlar "Andolsun ki eğer Medine'ye dönersek üstün olan zayıf olanı oradan mutlaka sürüp çıkaracaktır" derler. Oysa izzet (güç-şeref ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resulünün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
9 Ey iman edenler. Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten (anıp-hatırlamaktan) alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar hüsrana-ziyana uğrayanlardır.
10 Sizden birinize ölüm gelip de "Rabbim beni yakın bir süreye kadar erteleyip-geciktirsen de sadaka versem ve salihlerden olsam" demezden önce size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.
11 Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi asla ertelemez. Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
اِذَا جَٓاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ اِنَّكَ لَرَسُولُ اللّٰهِۢ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اِنَّكَ لَرَسُولُهُۜ وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَـكَاذِبُونَۚ 1
اِتَّخَذُٓوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ 2
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ اٰمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ 3
وَاِذَا رَاَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ اَجْسَامُهُمْۜ وَاِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْۜ كَاَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌۜ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْۜ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَـكُونَ 4
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللّٰهِ لَـوَّوْا رُؤُ۫سَهُمْ وَرَاَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ 5
سَوَٓاءٌ عَلَيْهِمْ اَسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ اَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْۜ لَنْ يَغْفِرَ اللّٰهُ لَهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ 6
هُمُ الَّذ۪ينَ يَقُولُونَ لَا تُنْفِقُوا عَلٰى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللّٰهِ حَتّٰى يَنْفَضُّواۜ وَلِلّٰهِ خَزَٓائِنُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَفْقَهُونَ 7
يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَٓا اِلَى الْمَد۪ينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْاَعَزُّ مِنْهَا الْاَذَلَّۜ وَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِه۪ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ۟ 8
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ اَمْوَالُكُمْ وَلَٓا اَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ 9
وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَٓا اَخَّرْتَـن۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِح۪ينَ 10
وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللّٰهُ نَفْساً اِذَا جَٓاءَ اَجَلُهَاۜ وَاللّٰهُ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ 11
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
اِذَا جَٓاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ اِنَّكَ لَرَسُولُ اللّٰهِۢ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اِنَّكَ لَرَسُولُهُۜ وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَـكَاذِبُونَۚ
Münafıklar sana geldikleri zaman "Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesinlikle Allah'ın resulüsün-elçisisin" derler. Allah da bilmektedir ki sen elbette O'nun resulüsün. Ancak Allah (söyledikleri söze inanmayan) münafıkların gerçekten yalan söylemekte olduklarına şahidlik etmektedir.
1
اِتَّخَذُٓوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Onlar yeminlerini (kendilerine) bir siper edindiler böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür.
2
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ اٰمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ
İşte bu (durumları), onların önce iman edip sonra küfretmeleri dolayısıyladır. Bu yüzden kalplerinin üzerine mühür vurulmuştur. Artık onlar anlayıp-kavramazlar.
3
وَاِذَا رَاَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ اَجْسَامُهُمْۜ وَاِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْۜ كَاَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌۜ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْۜ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَـكُونَ
Sen onları gördüğün zaman cisimleri (düzgün yapıları) hoşuna gider. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) onlar dayandırılmış-giydirilmiş kütük gibidir. (Kuşkularından dolayı da) her yüksek sesi-gürültüyü kendileri aleyhine sanırlar. Onlar düşmandırlar, onlardan sakın. Allah onları katletsin (kahretsin), nasıl da çevriliyorlar.
4
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللّٰهِ لَـوَّوْا رُؤُ۫سَهُمْ وَرَاَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ
Onlara "Gelin Allah'ın Resulü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin" denildiği zaman başlarını iki yana sallayıp-çevirirler. Sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
5
سَوَٓاءٌ عَلَيْهِمْ اَسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ اَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْۜ لَنْ يَغْفِرَ اللّٰهُ لَهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ
Onlar için mağfiret (bağışlanma) dilesen de, mağfiret dilemesen de birdir. Allah onlara asla mağfiret etmeyecektir. Çünkü Allah fasık (yoldan çıkmış) bir kavimi hidayete erdirmez.
6
هُمُ الَّذ۪ينَ يَقُولُونَ لَا تُنْفِقُوا عَلٰى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللّٰهِ حَتّٰى يَنْفَضُّواۜ وَلِلّٰهِ خَزَٓائِنُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَفْقَهُونَ
Onlar (öyle kimselerdir ki) "Allah'ın Resulü yanında bulunanlara hiçbir infakda (harcamada) bulunmayın ki dağılıp-gitsinler" derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar anlayıp-kavramazlar.
7
يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَٓا اِلَى الْمَد۪ينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْاَعَزُّ مِنْهَا الْاَذَلَّۜ وَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِه۪ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ۟
Onlar "Andolsun ki eğer Medine'ye dönersek üstün olan zayıf olanı oradan mutlaka sürüp çıkaracaktır" derler. Oysa izzet (güç-şeref ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resulünün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
8
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ اَمْوَالُكُمْ وَلَٓا اَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Ey iman edenler. Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten (anıp-hatırlamaktan) alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar hüsrana-ziyana uğrayanlardır.
9
وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَٓا اَخَّرْتَـن۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِح۪ينَ
Sizden birinize ölüm gelip de "Rabbim beni yakın bir süreye kadar erteleyip-geciktirsen de sadaka versem ve salihlerden olsam" demezden önce size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.
10
وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللّٰهُ نَفْساً اِذَا جَٓاءَ اَجَلُهَاۜ وَاللّٰهُ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi asla ertelemez. Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
11

Sureler

Mealler