Sureler
Mealler
Önceki
Haşr Suresi
Sonraki
Saf Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Ey iman edenler! Benim düşmanım, sizin de düşmanınız olanları velîler edinmeyin! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr ettikleri hâlde; Rabbiniz, Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a iman ettiğiniz için Rasûlü ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları hâlde, siz onlara sevginizi ilka ediyorsunuz. Eğer yolumda cihat etmek ve rızamı talep etmek için çıkmış iseniz (dost edinmeyin); oysa onlara sevginizi (içinizde) gizliyorsunuz. Ben gizlediğinizde ve açıkladığınızda olarak bilirim! Sizden kim bunu yaparsa, yolun denge noktasından gerçekten sapmıştır.
2 Eğer onlar sizi ele geçirirlerse, sizin için düşmanlar olurlar. Ellerini ve dillerini size kötülükle uzatırlar ve hakikat bilgisini inkâr eden olmanızı şiddetle arzu ederler.
3 Ne akrabalarınız ne de evladınız size asla fayda sağlamaz! Kıyamet sürecinde aranızı ayırır! Allâh yaptıklarınızda olarak Basıyr'dir.
4 İbrahim'de ve Onunla beraber olan kimselerde sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine dediler ki: "Muhakkak ki biz sizden de, Allâh dûnunda kulluk yaptıklarınızdan da uzağız! Sizi inkâr - reddettik. Sizinle aramızda ebediyen düşmanlık ve buğz başlamıştır; siz Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'ın Vâhidiyetine iman edinceye kadar!". . . Ancak İbrahim'in babasına: "Mutlaka senin için mağfiret dileyeceğim; ama senin için (dua edip istemekten başka) Allâh'tan bir şeye mâlik değilim" sözü hariç! "Rabbimiz, sana tevekkül ettik, sana yöneldik ve dönüş sanadır!" (dediler).
5 "Rabbimiz! Hakikat bilgisini inkâr edenler için bizi sınav objesi kılma! Bizi mağfiret et Rabbimiz! Muhakkak ki sen Aziyz'sin, Hakiym'sin. "
6 Andolsun ki onlarda (İbrahim ve ashabında) sizin için, Allâh'ı ve sonsuz gelecek süreci (yaşamayı) umanlar için güzel bir örnek vardır. . . Kim (Allâh'tan) yüz çevirirse, muhakkak ki Allâh Ğaniyy'dir, Hamiyd'dir.
7 Umulur ki Allâh sizinle, düşman olduklarınız arasında bir sevgi oluşturur. Allâh Kaadir'dir. . . Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
8 Allâh sizi, din yüzünden sizinle savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış kimselere iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan engellemez. Muhakkak ki Allâh muksitleri (her şeye hakkını verenleri) sever.
9 Allâh ancak, Din yüzünden sizinle savaşmış, sizi yurtlarınızdan çıkarmış ve sizin çıkarılmanıza destek olmuş kimseleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onları dost edinirse işte onlar zâlimlerin ta kendileridir!
10 Ey iman edenler. . . İman eden kadınlar hicret ederek size geldiklerinde, onları sorgulayın. Allâh onların imanlarını iyi bilir! Eğer onları iman etmiş kadınlar görürseniz, onları hakikat bilgisini inkâr edenlere geri döndürmeyin! Ne bunlar onlara (küffara) helaldir, ne de onlar bunlara helal olurlar! Onlara (küffara) infak ettiklerini (mehrlerini) verin. Onların (bu kadınların) mehrlerini kendilerine verdiğiniz vakit, onları nikâhlamanızda sizin üzerinize bir vebal yoktur. Hakikat bilgisini inkâr eden kadınların nikâhlarını tutmayın. . . Harcadıklarınızı geri isteyin; onlar da harcadıklarını istesinler. Bu size Allâh'ın hükmüdür. . . Aranızda hükmediyor. Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir.
11 Kadınlarınızdan biri ayrılıp kâfirlere giderse, sonra da bir şekilde onların eşlerinden size kaçan olur ya da ganimet olarak size kalırlarsa, eşleri gitmiş olanlara mehrlerinin mislini veriniz. O Allâh'tan korunun ki, siz O'na iman etmişlersiniz.
12 Ey O Nebi! İman eden kadınlar; Esmâ'sıyla hakikatleri olan Allâh'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık yapmamaları, zina etmemeleri, çocuklarını katletmemeleri, elleri ve ayakları arasında bir (Bi-)buhtan uydurup getirmemeleri (yüklendikleri çocuklarının nesebini saptırmamaları) ve onlara emrettiklerinde sana isyan etmemeleri üzerine sana sözleşmeye geldiklerinde, onlarla sözleş ve onlar için Allâh'tan mağfiret dile. . . Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
13 Ey iman edenler! Dost edinmeyin Allâh'ın gazap ettiği, sonsuz gelecek yaşama umudu olmayanları; tıpkı gerçeği reddedenlerin kabir halkından ümit kestikleri gibi!
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوّ۪ي وَعَدُوَّكُمْ اَوْلِيَٓاءَ تُلْقُونَ اِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَٓاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّۚ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَاِيَّاكُمْ اَنْ تُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ رَبِّكُمْۜ اِنْ كُنْتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَاداً ف۪ي سَب۪يل۪ي وَابْتِغَٓاءَ مَرْضَات۪ي تُسِرُّونَ اِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِۗ وَاَنَا۬ اَعْلَمُ بِمَٓا اَخْفَيْتُمْ وَمَٓا اَعْلَنْتُمْۜ وَمَنْ يَفْعَلْهُ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَٓاءَ السَّب۪يلِ 1
اِنْ يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ اَعْدَٓاءً وَيَبْسُطُٓوا اِلَيْكُمْ اَيْدِيَهُمْ وَاَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّٓوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَۜ 2
لَنْ تَنْفَعَكُمْ اَرْحَامُكُمْ وَلَٓا اَوْلَادُكُمْۚۛ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۚۛ يَفْصِلُ بَيْنَكُمْۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ 3
قَدْ كَانَتْ لَكُمْ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ ف۪ٓي اِبْرٰه۪يمَ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُۚ اِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ اِنَّا بُرَءٰٓؤُ۬ا مِنْكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۘ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَٓاءُ اَبَداً حَتّٰى تُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَحْدَهُٓ اِلَّا قَوْلَ اِبْرٰه۪يمَ لِاَب۪يهِ لَاَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَٓا اَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَيْءٍۜ رَبَّـنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَاِلَيْكَ اَنَبْنَا وَاِلَيْكَ الْمَص۪يرُ 4
رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ 5
لَقَدْ كَانَ لَـكُمْ ف۪يهِمْ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَۜ وَمَنْ يَتَوَلَّ فَاِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَم۪يدُ۟ 6
عَسَى اللّٰهُ اَنْ يَجْعَلَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذ۪ينَ عَادَيْتُمْ مِنْهُمْ مَوَدَّةًۜ وَاللّٰهُ قَد۪يرٌۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ 7
لَا يَنْهٰيكُمُ اللّٰهُ عَنِ الَّذ۪ينَ لَمْ يُقَاتِلُوكُمْ فِي الدّ۪ينِ وَلَمْ يُخْرِجُوكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ اَنْ تَـبَرُّوهُمْ وَتُقْسِطُٓوا اِلَيْهِمْۜ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُقْسِط۪ينَ 8
اِنَّمَا يَنْهٰيكُمُ اللّٰهُ عَنِ الَّذ۪ينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدّ۪ينِ وَاَخْرَجُوكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلٰٓى اِخْرَاجِكُمْ اَنْ تَوَلَّوْهُمْۚ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ 9
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا جَٓاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّۜ اَللّٰهُ اَعْلَمُ بِا۪يمَانِهِنَّۚ فَاِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ اِلَى الْكُفَّارِۜ لَا هُنَّ حِلٌّ لَهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّۜ وَاٰتُوهُمْ مَٓا اَنْفَقُواۜ وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اَنْ تَنْكِحُوهُنَّ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّۜ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقْتُمْ وَلْيَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقُواۜ ذٰلِكُمْ حُكْمُ اللّٰهِۜ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ 10
وَاِنْ فَاتَكُمْ شَيْءٌ مِنْ اَزْوَاجِكُمْ اِلَى الْـكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ فَاٰتُوا الَّذ۪ينَ ذَهَبَتْ اَزْوَاجُهُمْ مِثْلَ مَٓا اَنْفَقُواۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ 11
يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ اِذَا جَٓاءَكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلٰٓى اَنْ لَا يُشْرِكْنَ بِاللّٰهِ شَيْـٔاً وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْن۪ينَ وَلَا يَقْتُلْنَ اَوْلَادَهُنَّ وَلَا يَأْت۪ينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَر۪ينَهُ بَيْنَ اَيْد۪يهِنَّ وَاَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْص۪ينَكَ ف۪ي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ 12
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَوَلَّوْا قَوْماً غَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ قَدْ يَـئِسُوا مِنَ الْاٰخِرَةِ كَمَا يَـئِسَ الْكُفَّارُ مِنْ اَصْحَابِ الْقُبُورِ 13
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوّ۪ي وَعَدُوَّكُمْ اَوْلِيَٓاءَ تُلْقُونَ اِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَٓاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّۚ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَاِيَّاكُمْ اَنْ تُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ رَبِّكُمْۜ اِنْ كُنْتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَاداً ف۪ي سَب۪يل۪ي وَابْتِغَٓاءَ مَرْضَات۪ي تُسِرُّونَ اِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِۗ وَاَنَا۬ اَعْلَمُ بِمَٓا اَخْفَيْتُمْ وَمَٓا اَعْلَنْتُمْۜ وَمَنْ يَفْعَلْهُ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَٓاءَ السَّب۪يلِ
Ey iman edenler! Benim düşmanım, sizin de düşmanınız olanları velîler edinmeyin! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr ettikleri hâlde; Rabbiniz, Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a iman ettiğiniz için Rasûlü ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları hâlde, siz onlara sevginizi ilka ediyorsunuz. Eğer yolumda cihat etmek ve rızamı talep etmek için çıkmış iseniz (dost edinmeyin); oysa onlara sevginizi (içinizde) gizliyorsunuz. Ben gizlediğinizde ve açıkladığınızda olarak bilirim! Sizden kim bunu yaparsa, yolun denge noktasından gerçekten sapmıştır.
1
اِنْ يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ اَعْدَٓاءً وَيَبْسُطُٓوا اِلَيْكُمْ اَيْدِيَهُمْ وَاَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّٓوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَۜ
Eğer onlar sizi ele geçirirlerse, sizin için düşmanlar olurlar. Ellerini ve dillerini size kötülükle uzatırlar ve hakikat bilgisini inkâr eden olmanızı şiddetle arzu ederler.
2
لَنْ تَنْفَعَكُمْ اَرْحَامُكُمْ وَلَٓا اَوْلَادُكُمْۚۛ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۚۛ يَفْصِلُ بَيْنَكُمْۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ
Ne akrabalarınız ne de evladınız size asla fayda sağlamaz! Kıyamet sürecinde aranızı ayırır! Allâh yaptıklarınızda olarak Basıyr'dir.
3
قَدْ كَانَتْ لَكُمْ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ ف۪ٓي اِبْرٰه۪يمَ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُۚ اِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ اِنَّا بُرَءٰٓؤُ۬ا مِنْكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۘ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَٓاءُ اَبَداً حَتّٰى تُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَحْدَهُٓ اِلَّا قَوْلَ اِبْرٰه۪يمَ لِاَب۪يهِ لَاَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَٓا اَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَيْءٍۜ رَبَّـنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَاِلَيْكَ اَنَبْنَا وَاِلَيْكَ الْمَص۪يرُ
İbrahim'de ve Onunla beraber olan kimselerde sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine dediler ki: "Muhakkak ki biz sizden de, Allâh dûnunda kulluk yaptıklarınızdan da uzağız! Sizi inkâr - reddettik. Sizinle aramızda ebediyen düşmanlık ve buğz başlamıştır; siz Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'ın Vâhidiyetine iman edinceye kadar!". . . Ancak İbrahim'in babasına: "Mutlaka senin için mağfiret dileyeceğim; ama senin için (dua edip istemekten başka) Allâh'tan bir şeye mâlik değilim" sözü hariç! "Rabbimiz, sana tevekkül ettik, sana yöneldik ve dönüş sanadır!" (dediler).
4
رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ
"Rabbimiz! Hakikat bilgisini inkâr edenler için bizi sınav objesi kılma! Bizi mağfiret et Rabbimiz! Muhakkak ki sen Aziyz'sin, Hakiym'sin. "
5
لَقَدْ كَانَ لَـكُمْ ف۪يهِمْ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَۜ وَمَنْ يَتَوَلَّ فَاِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَم۪يدُ۟
Andolsun ki onlarda (İbrahim ve ashabında) sizin için, Allâh'ı ve sonsuz gelecek süreci (yaşamayı) umanlar için güzel bir örnek vardır. . . Kim (Allâh'tan) yüz çevirirse, muhakkak ki Allâh Ğaniyy'dir, Hamiyd'dir.
6
عَسَى اللّٰهُ اَنْ يَجْعَلَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذ۪ينَ عَادَيْتُمْ مِنْهُمْ مَوَدَّةًۜ وَاللّٰهُ قَد۪يرٌۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ
Umulur ki Allâh sizinle, düşman olduklarınız arasında bir sevgi oluşturur. Allâh Kaadir'dir. . . Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
7
لَا يَنْهٰيكُمُ اللّٰهُ عَنِ الَّذ۪ينَ لَمْ يُقَاتِلُوكُمْ فِي الدّ۪ينِ وَلَمْ يُخْرِجُوكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ اَنْ تَـبَرُّوهُمْ وَتُقْسِطُٓوا اِلَيْهِمْۜ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُقْسِط۪ينَ
Allâh sizi, din yüzünden sizinle savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış kimselere iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan engellemez. Muhakkak ki Allâh muksitleri (her şeye hakkını verenleri) sever.
8
اِنَّمَا يَنْهٰيكُمُ اللّٰهُ عَنِ الَّذ۪ينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدّ۪ينِ وَاَخْرَجُوكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلٰٓى اِخْرَاجِكُمْ اَنْ تَوَلَّوْهُمْۚ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Allâh ancak, Din yüzünden sizinle savaşmış, sizi yurtlarınızdan çıkarmış ve sizin çıkarılmanıza destek olmuş kimseleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onları dost edinirse işte onlar zâlimlerin ta kendileridir!
9
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا جَٓاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّۜ اَللّٰهُ اَعْلَمُ بِا۪يمَانِهِنَّۚ فَاِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ اِلَى الْكُفَّارِۜ لَا هُنَّ حِلٌّ لَهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّۜ وَاٰتُوهُمْ مَٓا اَنْفَقُواۜ وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اَنْ تَنْكِحُوهُنَّ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّۜ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقْتُمْ وَلْيَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقُواۜ ذٰلِكُمْ حُكْمُ اللّٰهِۜ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ
Ey iman edenler. . . İman eden kadınlar hicret ederek size geldiklerinde, onları sorgulayın. Allâh onların imanlarını iyi bilir! Eğer onları iman etmiş kadınlar görürseniz, onları hakikat bilgisini inkâr edenlere geri döndürmeyin! Ne bunlar onlara (küffara) helaldir, ne de onlar bunlara helal olurlar! Onlara (küffara) infak ettiklerini (mehrlerini) verin. Onların (bu kadınların) mehrlerini kendilerine verdiğiniz vakit, onları nikâhlamanızda sizin üzerinize bir vebal yoktur. Hakikat bilgisini inkâr eden kadınların nikâhlarını tutmayın. . . Harcadıklarınızı geri isteyin; onlar da harcadıklarını istesinler. Bu size Allâh'ın hükmüdür. . . Aranızda hükmediyor. Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir.
10
وَاِنْ فَاتَكُمْ شَيْءٌ مِنْ اَزْوَاجِكُمْ اِلَى الْـكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ فَاٰتُوا الَّذ۪ينَ ذَهَبَتْ اَزْوَاجُهُمْ مِثْلَ مَٓا اَنْفَقُواۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ
Kadınlarınızdan biri ayrılıp kâfirlere giderse, sonra da bir şekilde onların eşlerinden size kaçan olur ya da ganimet olarak size kalırlarsa, eşleri gitmiş olanlara mehrlerinin mislini veriniz. O Allâh'tan korunun ki, siz O'na iman etmişlersiniz.
11
يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ اِذَا جَٓاءَكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلٰٓى اَنْ لَا يُشْرِكْنَ بِاللّٰهِ شَيْـٔاً وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْن۪ينَ وَلَا يَقْتُلْنَ اَوْلَادَهُنَّ وَلَا يَأْت۪ينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَر۪ينَهُ بَيْنَ اَيْد۪يهِنَّ وَاَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْص۪ينَكَ ف۪ي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ
Ey O Nebi! İman eden kadınlar; Esmâ'sıyla hakikatleri olan Allâh'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık yapmamaları, zina etmemeleri, çocuklarını katletmemeleri, elleri ve ayakları arasında bir (Bi-)buhtan uydurup getirmemeleri (yüklendikleri çocuklarının nesebini saptırmamaları) ve onlara emrettiklerinde sana isyan etmemeleri üzerine sana sözleşmeye geldiklerinde, onlarla sözleş ve onlar için Allâh'tan mağfiret dile. . . Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
12
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَوَلَّوْا قَوْماً غَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ قَدْ يَـئِسُوا مِنَ الْاٰخِرَةِ كَمَا يَـئِسَ الْكُفَّارُ مِنْ اَصْحَابِ الْقُبُورِ
Ey iman edenler! Dost edinmeyin Allâh'ın gazap ettiği, sonsuz gelecek yaşama umudu olmayanları; tıpkı gerçeği reddedenlerin kabir halkından ümit kestikleri gibi!
13

Sureler

Mealler
Saf Suresi
Sonraki