Sureler
Mealler
Önceki
Hadid Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Zaten Allah sizin konuşmalarınızı işitmekteydi. Çünkü Allah herşeyi işitir, herşeyi görür.
2 Hanımlarına zıhar yapanlarınız bilsin ki, hanımları onların anneleri değildir. Onların anneleri, kendilerini doğurmuş olanlardır. Gerçekte onlar çirkin ve asılsız bir söz söylüyorlar. Allah ise çok affedici ve çok bağışlayıcıdır.
3 Hanımlarına zıhar yapan, sonra da sözünden vazgeçenler, onlara temas etmeden önce bir köle azad etsinler. Size verilen öğüt budur. Allah ise yaptıklarınızdan haberdardır.
4 Köle azad etmek için imkân bulamayanlar, hanımlarına temas etmeden önce art arda iki ay oruç tutsunlar. Buna gücü yetmeyen de altmış yoksulu doyursun. Allah'a ve Resulüne böylece iman etmiş olursunuz. Bunlar Allah'ın çizdiği sınırlardır. İnkâr edenler için ise acı bir azap vardır.
5 Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlar, tıpkı daha öncekilerin aşağılandığı gibi aşağılanıp kahrolacaklar. Çünkü Biz apaçık âyetlerimizi indirmiş bulunuyoruz. Onları inkâr edenler için hor ve hakir edici bir azap vardır.
6 Onların hepsini dirilttiği gün, yaptıklarını Allah onlara haber verecektir. Çünkü onlar kendi yaptıklarını unutsa da Allah bunları bir bir kaydetmiştir. Zaten Allah herşeye şahittir.
7 Görmedin mi ki, göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini Allah bilir? Ne zaman üç kişi aralarında fısıldaşacak olsa, dördüncüsü mutlaka Odur; dört kişilerse beşincisi Odur. Sayıları bundan az olsun, çok olsun, nerede olsalar Allah onlarla beraberdir. Sonra da Allah onlara yaptıklarını kıyamet gününde haber verir. Çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilir.
8 Gizlice konuşmaktan men olunan o kimseleri görmedin mi? Yine kendilerine yasaklanan şeye dönüyorlar ve günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek için fısıldaşıyorlar. Sana geldiklerinde de seni Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde selâmlıyorlar ve kendi kendilerine, 'Söylediğimiz şey yüzünden Allah bizi cezalandırsa ya!' diyorlar. Onları ancak Cehennem paklar. Oraya gireceklerdir. Varılacak ne kötü bir yerdir orası!
9 Ey iman edenler! Gizlice konuştuğunuzda, günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek için fısıldaşmayın; hayır ve takvâ için fısıldaşın. Ve huzurunda toplanacağınız Allah'tan korkun.
10 Fısıldaşmalar şeytandandır; iman edenleri bununla üzmek ister. Oysa Allah'ın izni olmadan Şeytan onlara bir zarar verecek değildir. Onun için, mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler.
11 Ey iman edenler! Topluca oturduğunuz yerlerde 'Gelenlere yer açın' dendiği zaman yer açın ki, Allah da size genişlik versin. Kalkın dendiği zaman da kalkın ki, Allah, sizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilmiş olanların derecelerini yükseltsin. Zira Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
12 Ey iman edenler! Peygamberle özel olarak konuşacağınız zaman, bu konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Ama verecek birşey bulamazsanız, Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
13 Gizli konuşmadan önce sadaka vermekten korktunuz da mı bunu yapmadınız? Yine de Allah sizi bağışladı. Siz de namazı dosdoğru kılmaya bakın, zekâtı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Zira Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
14 Allah'ın gazap ettiği bir topluluğu veli edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne onlardan. Fakat bilerek yalan yere yemin ederler.
15 Allah onlar için çetin bir azap hazırlamıştır. Çünkü onların yaptıkları pek kötü birşeydir.
16 Onlar yeminlerini kalkan yaparak insanları Allah yolundan alıkoydular. Artık onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır.
17 Ne malları, ne de evlâtları, Allah'a karşı onlara bir fayda verecek değildir. Onlar ateş ehlidir ve orada sürekli kalacaklardır.
18 Allah onların hepsini dirilttiği gün, şimdi size yemin ettikleri gibi, Allah'a da yemin ederler ve bununla kendilerine fayda verecek birşey yaptıklarını sanırlar. İyi bilin, onlar yalancıların tâ kendileridir.
19 Şeytan onları avucunun içine almış ve onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar Şeytanın taraftarlarıdır. Ama bilin ki, Şeytanın taraftarları, hüsrana düşenlerin tâ kendileridir.
20 Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlar, en aşağılık kimseler arasındadırlar.
21 Allah, 'Ben ve peygamberlerim üstün geleceğiz' diye yazmıştır. Gerçekten de Allah karşı konulmaz kuvvet sahibi ve herşeyin mutlak galibidir.
22 Allah'a ve âhiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlara sevgi beslediğini göremezsin-isterse onlar babaları, oğulları, kardeşleri veya aşiretleri olsun. Çünkü Allah onların kalplerine iman nasip etmiş ve kendi katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Sonra da onları, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da Allah'tan hoşnutturlar. İşte onlar Allah'ın taraftarlarıdır. Bilin ki, Allah'ın taraftarları, kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
قَدْ سَمِعَ اللّٰهُ قَوْلَ الَّت۪ي تُجَادِلُكَ ف۪ي زَوْجِهَا وَتَشْتَك۪ٓي اِلَى اللّٰهِۗ وَاللّٰهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَاۜ اِنَّ اللّٰهَ سَم۪يعٌ بَص۪يرٌ 1
اَلَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْكُمْ مِنْ نِسَٓائِهِمْ مَا هُنَّ اُمَّهَاتِهِمْۜ اِنْ اُمَّهَاتُهُمْ اِلَّا الّٰٓئ۪ وَلَدْنَهُمْۜ وَاِنَّهُمْ لَيَقُولُونَ مُنْكَراً مِنَ الْقَوْلِ وَزُوراًۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَعَفُوٌّ غَفُورٌ 2
وَالَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْ نِسَٓائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَـتَحْر۪يرُ رَقَـبَةٍ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۜ ذٰلِكُمْ تُوعَظُونَ بِه۪ۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ 3
فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۚ فَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَاِطْعَامُ سِتّ۪ينَ مِسْك۪يناًۜ ذٰلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ۜ وَتِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِۜ وَلِلْكَافِر۪ينَ عَذَابٌ اَل۪يمٌ 4
اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحَٓادُّونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ كُبِتُوا كَمَا كُبِتَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَقَدْ اَنْزَلْـنَٓا اٰيَاتٍ بَيِّنَاتٍۜ وَلِلْكَافِر۪ينَ عَذَابٌ مُه۪ينٌۚ 5
يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللّٰهُ جَم۪يعاً فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُواۜ اَحْصٰيهُ اللّٰهُ وَنَسُوهُۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌ۟ 6
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَا يَكُونُ مِنْ نَجْوٰى ثَلٰثَةٍ اِلَّا هُوَ رَابِعُهُمْ وَلَا خَمْسَةٍ اِلَّا هُوَ سَادِسُهُمْ وَلَٓا اَدْنٰى مِنْ ذٰلِكَ وَلَٓا اَكْثَرَ اِلَّا هُوَ مَعَهُمْ اَيْنَ مَا كَانُواۚ ثُمَّ يُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوا يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اِنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ 7
اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ نُهُوا عَنِ النَّجْوٰى ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا نُهُوا عَنْهُ وَيَتَنَاجَوْنَ بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِۘ وَاِذَا جَٓاؤُ۫كَ حَيَّوْكَ بِمَا لَمْ يُحَيِّكَ بِهِ اللّٰهُۙ وَيَقُولُونَ ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ لَوْلَا يُعَذِّبُنَا اللّٰهُ بِمَا نَقُولُۜ حَسْبُهُمْ جَهَنَّمُۚ يَصْلَوْنَهَاۚ فَبِئْسَ الْمَص۪يرُ 8
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا تَنَاجَيْتُمْ فَلَا تَتَنَاجَوْا بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِ وَتَنَاجَوْا بِالْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ 9
اِنَّمَا النَّجْوٰى مِنَ الشَّيْطَانِ لِيَحْزُنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَيْسَ بِضَٓارِّهِمْ شَيْـٔاً اِلَّا بِـاِذْنِ اللّٰهِۜ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ 10
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا ق۪يلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللّٰهُ لَكُمْۚ وَاِذَا ق۪يلَ انْشُزُوا فَانْشُزُوا يَرْفَعِ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۙ وَالَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ 11
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا نَاجَيْتُمُ الرَّسُولَ فَقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوٰيكُمْ صَدَقَةًۜ ذٰلِكَ خَيْرٌ لَـكُمْ وَاَطْهَرُۜ فَاِنْ لَمْ تَجِدُوا فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ 12
ءَاَشْفَقْتُمْ اَنْ تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوٰيكُمْ صَدَقَاتٍۜ فَاِذْ لَمْ تَفْعَلُوا وَتَابَ اللّٰهُ عَلَيْكُمْ فَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ وَاللّٰهُ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ۟ 13
اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ تَوَلَّوْا قَوْماً غَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْۜ مَا هُمْ مِنْكُمْ وَلَا مِنْهُمْۙ وَيَحْلِفُونَ عَلَى الْـكَذِبِ وَهُمْ يَعْلَمُونَ 14
اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ عَذَاباً شَد۪يداًۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ 15
اِتَّخَذُٓوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُه۪ينٌ 16
لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ اَمْوَالُهُمْ وَلَٓا اَوْلَادُهُمْ مِنَ اللّٰهِ شَيْـٔاًۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ 17
يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللّٰهُ جَم۪يعاً فَيَحْلِفُونَ لَهُ كَمَا يَحْلِفُونَ لَكُمْ وَيَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ عَلٰى شَيْءٍۜ اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ الْكَاذِبُونَ 18
اِسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَاَنْسٰيهُمْ ذِكْرَ اللّٰهِۜ اُو۬لٰٓئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِۜ اَلَٓا اِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ 19
اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحَٓادُّونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُٓ اُو۬لٰٓئِكَ فِي الْاَذَلّ۪ينَ 20
كَتَبَ اللّٰهُ لَاَغْلِبَنَّ اَنَا۬ وَرُسُل۪يۜ اِنَّ اللّٰهَ قَوِيٌّ عَز۪يزٌ 21
لَا تَجِدُ قَوْماً يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ يُوَٓادُّونَ مَنْ حَٓادَّ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُٓوا اٰبَٓاءَهُمْ اَوْ اَبْنَٓاءَهُمْ اَوْ اِخْوَانَهُمْ اَوْ عَش۪يرَتَهُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَتَبَ ف۪ي قُلُوبِهِمُ الْا۪يمَانَ وَاَيَّدَهُمْ بِرُوحٍ مِنْهُۜ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُۜ اُو۬لٰٓئِكَ حِزْبُ اللّٰهِۜ اَلَٓا اِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ 22
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
قَدْ سَمِعَ اللّٰهُ قَوْلَ الَّت۪ي تُجَادِلُكَ ف۪ي زَوْجِهَا وَتَشْتَك۪ٓي اِلَى اللّٰهِۗ وَاللّٰهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَاۜ اِنَّ اللّٰهَ سَم۪يعٌ بَص۪يرٌ
Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Zaten Allah sizin konuşmalarınızı işitmekteydi. Çünkü Allah herşeyi işitir, herşeyi görür.
1
اَلَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْكُمْ مِنْ نِسَٓائِهِمْ مَا هُنَّ اُمَّهَاتِهِمْۜ اِنْ اُمَّهَاتُهُمْ اِلَّا الّٰٓئ۪ وَلَدْنَهُمْۜ وَاِنَّهُمْ لَيَقُولُونَ مُنْكَراً مِنَ الْقَوْلِ وَزُوراًۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَعَفُوٌّ غَفُورٌ
Hanımlarına zıhar yapanlarınız bilsin ki, hanımları onların anneleri değildir. Onların anneleri, kendilerini doğurmuş olanlardır. Gerçekte onlar çirkin ve asılsız bir söz söylüyorlar. Allah ise çok affedici ve çok bağışlayıcıdır.
2
وَالَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْ نِسَٓائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَـتَحْر۪يرُ رَقَـبَةٍ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۜ ذٰلِكُمْ تُوعَظُونَ بِه۪ۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ
Hanımlarına zıhar yapan, sonra da sözünden vazgeçenler, onlara temas etmeden önce bir köle azad etsinler. Size verilen öğüt budur. Allah ise yaptıklarınızdan haberdardır.
3
فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۚ فَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَاِطْعَامُ سِتّ۪ينَ مِسْك۪يناًۜ ذٰلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ۜ وَتِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِۜ وَلِلْكَافِر۪ينَ عَذَابٌ اَل۪يمٌ
Köle azad etmek için imkân bulamayanlar, hanımlarına temas etmeden önce art arda iki ay oruç tutsunlar. Buna gücü yetmeyen de altmış yoksulu doyursun. Allah'a ve Resulüne böylece iman etmiş olursunuz. Bunlar Allah'ın çizdiği sınırlardır. İnkâr edenler için ise acı bir azap vardır.
4
اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحَٓادُّونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ كُبِتُوا كَمَا كُبِتَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَقَدْ اَنْزَلْـنَٓا اٰيَاتٍ بَيِّنَاتٍۜ وَلِلْكَافِر۪ينَ عَذَابٌ مُه۪ينٌۚ
Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlar, tıpkı daha öncekilerin aşağılandığı gibi aşağılanıp kahrolacaklar. Çünkü Biz apaçık âyetlerimizi indirmiş bulunuyoruz. Onları inkâr edenler için hor ve hakir edici bir azap vardır.
5
يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللّٰهُ جَم۪يعاً فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُواۜ اَحْصٰيهُ اللّٰهُ وَنَسُوهُۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌ۟
Onların hepsini dirilttiği gün, yaptıklarını Allah onlara haber verecektir. Çünkü onlar kendi yaptıklarını unutsa da Allah bunları bir bir kaydetmiştir. Zaten Allah herşeye şahittir.
6
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَا يَكُونُ مِنْ نَجْوٰى ثَلٰثَةٍ اِلَّا هُوَ رَابِعُهُمْ وَلَا خَمْسَةٍ اِلَّا هُوَ سَادِسُهُمْ وَلَٓا اَدْنٰى مِنْ ذٰلِكَ وَلَٓا اَكْثَرَ اِلَّا هُوَ مَعَهُمْ اَيْنَ مَا كَانُواۚ ثُمَّ يُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوا يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اِنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ
Görmedin mi ki, göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini Allah bilir? Ne zaman üç kişi aralarında fısıldaşacak olsa, dördüncüsü mutlaka Odur; dört kişilerse beşincisi Odur. Sayıları bundan az olsun, çok olsun, nerede olsalar Allah onlarla beraberdir. Sonra da Allah onlara yaptıklarını kıyamet gününde haber verir. Çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilir.
7
اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ نُهُوا عَنِ النَّجْوٰى ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا نُهُوا عَنْهُ وَيَتَنَاجَوْنَ بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِۘ وَاِذَا جَٓاؤُ۫كَ حَيَّوْكَ بِمَا لَمْ يُحَيِّكَ بِهِ اللّٰهُۙ وَيَقُولُونَ ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ لَوْلَا يُعَذِّبُنَا اللّٰهُ بِمَا نَقُولُۜ حَسْبُهُمْ جَهَنَّمُۚ يَصْلَوْنَهَاۚ فَبِئْسَ الْمَص۪يرُ
Gizlice konuşmaktan men olunan o kimseleri görmedin mi? Yine kendilerine yasaklanan şeye dönüyorlar ve günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek için fısıldaşıyorlar. Sana geldiklerinde de seni Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde selâmlıyorlar ve kendi kendilerine, 'Söylediğimiz şey yüzünden Allah bizi cezalandırsa ya!' diyorlar. Onları ancak Cehennem paklar. Oraya gireceklerdir. Varılacak ne kötü bir yerdir orası!
8
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا تَنَاجَيْتُمْ فَلَا تَتَنَاجَوْا بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِ وَتَنَاجَوْا بِالْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
Ey iman edenler! Gizlice konuştuğunuzda, günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek için fısıldaşmayın; hayır ve takvâ için fısıldaşın. Ve huzurunda toplanacağınız Allah'tan korkun.
9
اِنَّمَا النَّجْوٰى مِنَ الشَّيْطَانِ لِيَحْزُنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَيْسَ بِضَٓارِّهِمْ شَيْـٔاً اِلَّا بِـاِذْنِ اللّٰهِۜ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
Fısıldaşmalar şeytandandır; iman edenleri bununla üzmek ister. Oysa Allah'ın izni olmadan Şeytan onlara bir zarar verecek değildir. Onun için, mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler.
10
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا ق۪يلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللّٰهُ لَكُمْۚ وَاِذَا ق۪يلَ انْشُزُوا فَانْشُزُوا يَرْفَعِ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۙ وَالَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ
Ey iman edenler! Topluca oturduğunuz yerlerde 'Gelenlere yer açın' dendiği zaman yer açın ki, Allah da size genişlik versin. Kalkın dendiği zaman da kalkın ki, Allah, sizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilmiş olanların derecelerini yükseltsin. Zira Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
11
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا نَاجَيْتُمُ الرَّسُولَ فَقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوٰيكُمْ صَدَقَةًۜ ذٰلِكَ خَيْرٌ لَـكُمْ وَاَطْهَرُۜ فَاِنْ لَمْ تَجِدُوا فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ
Ey iman edenler! Peygamberle özel olarak konuşacağınız zaman, bu konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Ama verecek birşey bulamazsanız, Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
12
ءَاَشْفَقْتُمْ اَنْ تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيْ نَجْوٰيكُمْ صَدَقَاتٍۜ فَاِذْ لَمْ تَفْعَلُوا وَتَابَ اللّٰهُ عَلَيْكُمْ فَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ وَاللّٰهُ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ۟
Gizli konuşmadan önce sadaka vermekten korktunuz da mı bunu yapmadınız? Yine de Allah sizi bağışladı. Siz de namazı dosdoğru kılmaya bakın, zekâtı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Zira Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
13
اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ تَوَلَّوْا قَوْماً غَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْۜ مَا هُمْ مِنْكُمْ وَلَا مِنْهُمْۙ وَيَحْلِفُونَ عَلَى الْـكَذِبِ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
Allah'ın gazap ettiği bir topluluğu veli edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne onlardan. Fakat bilerek yalan yere yemin ederler.
14
اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ عَذَاباً شَد۪يداًۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Allah onlar için çetin bir azap hazırlamıştır. Çünkü onların yaptıkları pek kötü birşeydir.
15
اِتَّخَذُٓوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُه۪ينٌ
Onlar yeminlerini kalkan yaparak insanları Allah yolundan alıkoydular. Artık onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır.
16
لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ اَمْوَالُهُمْ وَلَٓا اَوْلَادُهُمْ مِنَ اللّٰهِ شَيْـٔاًۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ
Ne malları, ne de evlâtları, Allah'a karşı onlara bir fayda verecek değildir. Onlar ateş ehlidir ve orada sürekli kalacaklardır.
17
يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللّٰهُ جَم۪يعاً فَيَحْلِفُونَ لَهُ كَمَا يَحْلِفُونَ لَكُمْ وَيَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ عَلٰى شَيْءٍۜ اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ الْكَاذِبُونَ
Allah onların hepsini dirilttiği gün, şimdi size yemin ettikleri gibi, Allah'a da yemin ederler ve bununla kendilerine fayda verecek birşey yaptıklarını sanırlar. İyi bilin, onlar yalancıların tâ kendileridir.
18
اِسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَاَنْسٰيهُمْ ذِكْرَ اللّٰهِۜ اُو۬لٰٓئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِۜ اَلَٓا اِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Şeytan onları avucunun içine almış ve onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar Şeytanın taraftarlarıdır. Ama bilin ki, Şeytanın taraftarları, hüsrana düşenlerin tâ kendileridir.
19
اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحَٓادُّونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُٓ اُو۬لٰٓئِكَ فِي الْاَذَلّ۪ينَ
Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlar, en aşağılık kimseler arasındadırlar.
20
كَتَبَ اللّٰهُ لَاَغْلِبَنَّ اَنَا۬ وَرُسُل۪يۜ اِنَّ اللّٰهَ قَوِيٌّ عَز۪يزٌ
Allah, 'Ben ve peygamberlerim üstün geleceğiz' diye yazmıştır. Gerçekten de Allah karşı konulmaz kuvvet sahibi ve herşeyin mutlak galibidir.
21
لَا تَجِدُ قَوْماً يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ يُوَٓادُّونَ مَنْ حَٓادَّ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُٓوا اٰبَٓاءَهُمْ اَوْ اَبْنَٓاءَهُمْ اَوْ اِخْوَانَهُمْ اَوْ عَش۪يرَتَهُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَتَبَ ف۪ي قُلُوبِهِمُ الْا۪يمَانَ وَاَيَّدَهُمْ بِرُوحٍ مِنْهُۜ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُۜ اُو۬لٰٓئِكَ حِزْبُ اللّٰهِۜ اَلَٓا اِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Allah'a ve âhiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlara sevgi beslediğini göremezsin-isterse onlar babaları, oğulları, kardeşleri veya aşiretleri olsun. Çünkü Allah onların kalplerine iman nasip etmiş ve kendi katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Sonra da onları, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da Allah'tan hoşnutturlar. İşte onlar Allah'ın taraftarlarıdır. Bilin ki, Allah'ın taraftarları, kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.
22

Sureler

Mealler
Haşr Suresi
Sonraki