Sureler
Mealler
Sonraki
Nuh Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Soran birisi (inkarcılar için) oluşacak azabı sordu
2 Gerçekleri inkar edenler için meydana gelecek o azaba mani olacak hiçbir kimse yoktur.
3 Çünkü o azap, yüce makamlar sahibi Allah dandır.
4 Melekler ve Ruh (vahiy meleği Cibril)) miktarı elli bin yıl kadar olan bir günde, O nun makamına çıkarlar.
5 Güzel bir sabırla sabret.
6 İnkar edenler o azabın başlarına gelmesini çok uzak görüyorlar.
7 Halbuki biz ise, onu çok yakın görüyoruz.
8 O azap (kıyamet) günü, gök erimiş maden gibidir.
9 Dağlar ise (havada gezen) pamuk çuvalları gibi olur.
10 Dost, başka bir dostun halini sormaz.
11 Azap onlara gösterildiğinde günaha batmış olanlar, o gün azaptan kurtulmak için, isterler ki oğullarını feda etsinler.
12 Eşini, kardeşini.
13 Kendisini koruyup besleyen ailesini.
14 Yeryüzünde olan herkesi feda etmek ister. Sonrasında yeter ki o kurtulsun.
15 Hayır, o tutuşmuş.
16 Deriyi yakıp kavuran bir ateş.
17 Doğrulara arkasını dönen ve yüz çevirip uzaklaşanı...
18 (Mal) Toplayıp sonra onu biriktireni kendisine çağırır.
19 Şüphesiz ki İnsan sabırsız, doyumsuz yaratılmıştır.
20 Kendisine bir kötülük dokunduğunda, basar yaygarayı.
21 Bir iyilik dokunduğunda ise, o iyiliği başkalarıyla paylaşmaz.
22 Ancak namaz kılanlar böyle değildir.
23 Onlar namazlarını kesintisiz kılarlar.
24 Mallarında belli bir miktar fakirlerin hakkı olduğunu bilirler.
25 İsteyen ihtiyaç sahiplerine ve maldan mahrum bırakılmış fakirlere verirler.
26 Onlar hesap gününü doğrulayıp kabul ederler.
27 Ayrıca onlar Rablerinin azabından da korku içerisindedirler.
28 Rabbinin azabından kimse güvende değildir.
29 Onlar ırz ve namuslarını korurlar.
30 Cinsel ihtiyaçlarını eşleri ve evlendikleri cariyelerle giderirler ve bundan dolayı da kınanmazlar.
31 Kimde bu meşru yolların dışına çıkmak isterse, o kimse haddi aşmıştır.
32 O namaz kılanlar emanetleri ve ahitlerini yerine getirmeye özen gösterirler.
33 Şahitlik yaptıklarında da doğru şahitliği yerine getirirler.
34 Onlar ki, namaz kılmanın sorumluluğunu yerine getirirler.
35 Onlar cennetin içinde kendilerine ikramlarda bulunulanlardır.
36 İnkar edenlere ne oluyor ki, senin önünde korku içinde...
37 Sağa sola koşturup duruyorlar.
38 Onlardan her biri, nimet cennetlerine girmeyi mi umuyorlar?
39 Hayır biz onları bildikleri şeylerden yarattık.
40 Hayır! Doğuların da Rabbi, batıların da Rabbine yemin olsun ki, bizim onları yaratmaya gücümüz yeter.
41 Hatta onlardan daha hayırlılarını yaratıp, onların yerine, yeniden yarattıklarımızı değiştirmeye de gücümüz yeter. Bunu yapmamıza da hiçbir kimse engel olamaz.
42 Bırak onları. Onlara vaat edilen hesaplaşma gününe kavuşuncaya kadar, oyalanıp, oyun oynasınlar.
43 O kıyamet günü onlar mezarlardan çok acele bir şekilde, sanki belirlenmiş bir hedefe koşturuyorlarmış gibi çıkarlar.
44 Gözleri korku ve çaresizlik içerisinde, zillet üzerlerine çökmüş bir durumda. İşte bu onlara vaat edilen hesap günüdür.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
سَاَلَ سَٓائِلٌ بِعَذَابٍ وَاقِعٍۙ 1
لِلْـكَافِر۪ينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌۙ 2
مِنَ اللّٰهِ ذِي الْمَعَارِجِۜ 3
تَعْرُجُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ اِلَيْهِ ف۪ي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْس۪ينَ اَلْفَ سَنَةٍۚ 4
فَاصْبِرْ صَبْراً جَم۪يلاً 5
اِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَع۪يداًۙ 6
وَنَرٰيهُ قَر۪يباًۜ 7
يَوْمَ تَكُونُ السَّمَٓاءُ كَالْمُهْلِۙ 8
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِۙ 9
وَلَا يَسْـَٔلُ حَم۪يمٌ حَم۪يماًۚ 10
يُبَصَّرُونَهُمْۜ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَد۪ي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَن۪يهِۙ 11
وَصَاحِبَتِه۪ وَاَخ۪يهِۙ 12
وَفَص۪يلَتِهِ الَّت۪ي تُـْٔو۪يهِۙ 13
وَمَنْ فِي الْاَرْضِ جَم۪يعاًۙ ثُمَّ يُنْج۪يهِۙ 14
كَلَّاۜ اِنَّهَا لَظٰىۙ 15
نَزَّاعَةً لِلشَّوٰىۚ 16
تَدْعُوا مَنْ اَدْبَرَ وَتَوَلّٰىۙ 17
وَجَمَعَ فَاَوْعٰى 18
اِنَّ الْاِنْسَانَ خُلِقَ هَلُوعاًۙ 19
اِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعاًۙ 20
وَاِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعاًۙ 21
اِلَّا الْمُصَلّ۪ينَۙ 22
اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ دَٓائِمُونَۖ 23
وَالَّذ۪ينَ ف۪ٓي اَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَعْلُومٌۙ 24
لِلسَّٓائِلِ وَالْمَحْرُومِۖ 25
وَالَّذ۪ينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۖ 26
وَالَّذ۪ينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَۚ 27
اِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍۚ 28
وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَۙ 29
اِلَّا عَلٰٓى اَزْوَاجِهِمْ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَاِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُوم۪ينَۚ 30
فَمَنِ ابْتَغٰى وَرَٓاءَ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْعَادُونَۚ 31
وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَۖ 32
وَالَّذ۪ينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَٓائِمُونَۖ 33
وَالَّذ۪ينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَۜ 34
اُو۬لٰٓئِكَ ف۪ي جَنَّاتٍ مُكْرَمُونَۜ ۟ 35
فَمَالِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِع۪ينَۙ 36
عَنِ الْيَم۪ينِۙ وَعَنِ الشِّمَالِ عِز۪ينَ 37
اَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُدْخَلَ جَنَّةَ نَع۪يمٍۙ 38
كَلَّاۜ اِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِمَّا يَعْلَمُونَ 39
فَلَٓا اُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشَارِقِ وَالْمَغَارِبِ اِنَّا لَقَادِرُونَۙ 40
عَلٰٓى اَنْ نُبَدِّلَ خَيْراً مِنْهُمْۙ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوق۪ينَ 41
فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتّٰى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذ۪ي يُوعَدُونَۙ 42
يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْاَجْدَاثِ سِرَاعاً كَاَنَّهُمْ اِلٰى نُصُبٍ يُوفِضُونَۙ 43
خَاشِعَةً اَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌۜ ذٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذ۪ي كَانُوا يُوعَدُونَ 44
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
سَاَلَ سَٓائِلٌ بِعَذَابٍ وَاقِعٍۙ
Soran birisi (inkarcılar için) oluşacak azabı sordu
1
لِلْـكَافِر۪ينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌۙ
Gerçekleri inkar edenler için meydana gelecek o azaba mani olacak hiçbir kimse yoktur.
2
مِنَ اللّٰهِ ذِي الْمَعَارِجِۜ
Çünkü o azap, yüce makamlar sahibi Allah dandır.
3
تَعْرُجُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ اِلَيْهِ ف۪ي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْس۪ينَ اَلْفَ سَنَةٍۚ
Melekler ve Ruh (vahiy meleği Cibril)) miktarı elli bin yıl kadar olan bir günde, O nun makamına çıkarlar.
4
فَاصْبِرْ صَبْراً جَم۪يلاً
Güzel bir sabırla sabret.
5
اِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَع۪يداًۙ
İnkar edenler o azabın başlarına gelmesini çok uzak görüyorlar.
6
وَنَرٰيهُ قَر۪يباًۜ
Halbuki biz ise, onu çok yakın görüyoruz.
7
يَوْمَ تَكُونُ السَّمَٓاءُ كَالْمُهْلِۙ
O azap (kıyamet) günü, gök erimiş maden gibidir.
8
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِۙ
Dağlar ise (havada gezen) pamuk çuvalları gibi olur.
9
وَلَا يَسْـَٔلُ حَم۪يمٌ حَم۪يماًۚ
Dost, başka bir dostun halini sormaz.
10
يُبَصَّرُونَهُمْۜ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَد۪ي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَن۪يهِۙ
Azap onlara gösterildiğinde günaha batmış olanlar, o gün azaptan kurtulmak için, isterler ki oğullarını feda etsinler.
11
وَصَاحِبَتِه۪ وَاَخ۪يهِۙ
Eşini, kardeşini.
12
وَفَص۪يلَتِهِ الَّت۪ي تُـْٔو۪يهِۙ
Kendisini koruyup besleyen ailesini.
13
وَمَنْ فِي الْاَرْضِ جَم۪يعاًۙ ثُمَّ يُنْج۪يهِۙ
Yeryüzünde olan herkesi feda etmek ister. Sonrasında yeter ki o kurtulsun.
14
كَلَّاۜ اِنَّهَا لَظٰىۙ
Hayır, o tutuşmuş.
15
نَزَّاعَةً لِلشَّوٰىۚ
Deriyi yakıp kavuran bir ateş.
16
تَدْعُوا مَنْ اَدْبَرَ وَتَوَلّٰىۙ
Doğrulara arkasını dönen ve yüz çevirip uzaklaşanı...
17
وَجَمَعَ فَاَوْعٰى
(Mal) Toplayıp sonra onu biriktireni kendisine çağırır.
18
اِنَّ الْاِنْسَانَ خُلِقَ هَلُوعاًۙ
Şüphesiz ki İnsan sabırsız, doyumsuz yaratılmıştır.
19
اِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعاًۙ
Kendisine bir kötülük dokunduğunda, basar yaygarayı.
20
وَاِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعاًۙ
Bir iyilik dokunduğunda ise, o iyiliği başkalarıyla paylaşmaz.
21
اِلَّا الْمُصَلّ۪ينَۙ
Ancak namaz kılanlar böyle değildir.
22
اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ دَٓائِمُونَۖ
Onlar namazlarını kesintisiz kılarlar.
23
وَالَّذ۪ينَ ف۪ٓي اَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَعْلُومٌۙ
Mallarında belli bir miktar fakirlerin hakkı olduğunu bilirler.
24
لِلسَّٓائِلِ وَالْمَحْرُومِۖ
İsteyen ihtiyaç sahiplerine ve maldan mahrum bırakılmış fakirlere verirler.
25
وَالَّذ۪ينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۖ
Onlar hesap gününü doğrulayıp kabul ederler.
26
وَالَّذ۪ينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَۚ
Ayrıca onlar Rablerinin azabından da korku içerisindedirler.
27
اِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍۚ
Rabbinin azabından kimse güvende değildir.
28
وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَۙ
Onlar ırz ve namuslarını korurlar.
29
اِلَّا عَلٰٓى اَزْوَاجِهِمْ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَاِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُوم۪ينَۚ
Cinsel ihtiyaçlarını eşleri ve evlendikleri cariyelerle giderirler ve bundan dolayı da kınanmazlar.
30
فَمَنِ ابْتَغٰى وَرَٓاءَ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْعَادُونَۚ
Kimde bu meşru yolların dışına çıkmak isterse, o kimse haddi aşmıştır.
31
وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَۖ
O namaz kılanlar emanetleri ve ahitlerini yerine getirmeye özen gösterirler.
32
وَالَّذ۪ينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَٓائِمُونَۖ
Şahitlik yaptıklarında da doğru şahitliği yerine getirirler.
33
وَالَّذ۪ينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَۜ
Onlar ki, namaz kılmanın sorumluluğunu yerine getirirler.
34
اُو۬لٰٓئِكَ ف۪ي جَنَّاتٍ مُكْرَمُونَۜ ۟
Onlar cennetin içinde kendilerine ikramlarda bulunulanlardır.
35
فَمَالِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِع۪ينَۙ
İnkar edenlere ne oluyor ki, senin önünde korku içinde...
36
عَنِ الْيَم۪ينِۙ وَعَنِ الشِّمَالِ عِز۪ينَ
Sağa sola koşturup duruyorlar.
37
اَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُدْخَلَ جَنَّةَ نَع۪يمٍۙ
Onlardan her biri, nimet cennetlerine girmeyi mi umuyorlar?
38
كَلَّاۜ اِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِمَّا يَعْلَمُونَ
Hayır biz onları bildikleri şeylerden yarattık.
39
فَلَٓا اُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشَارِقِ وَالْمَغَارِبِ اِنَّا لَقَادِرُونَۙ
Hayır! Doğuların da Rabbi, batıların da Rabbine yemin olsun ki, bizim onları yaratmaya gücümüz yeter.
40
عَلٰٓى اَنْ نُبَدِّلَ خَيْراً مِنْهُمْۙ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوق۪ينَ
Hatta onlardan daha hayırlılarını yaratıp, onların yerine, yeniden yarattıklarımızı değiştirmeye de gücümüz yeter. Bunu yapmamıza da hiçbir kimse engel olamaz.
41
فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتّٰى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذ۪ي يُوعَدُونَۙ
Bırak onları. Onlara vaat edilen hesaplaşma gününe kavuşuncaya kadar, oyalanıp, oyun oynasınlar.
42
يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْاَجْدَاثِ سِرَاعاً كَاَنَّهُمْ اِلٰى نُصُبٍ يُوفِضُونَۙ
O kıyamet günü onlar mezarlardan çok acele bir şekilde, sanki belirlenmiş bir hedefe koşturuyorlarmış gibi çıkarlar.
43
خَاشِعَةً اَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌۜ ذٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذ۪ي كَانُوا يُوعَدُونَ
Gözleri korku ve çaresizlik içerisinde, zillet üzerlerine çökmüş bir durumda. İşte bu onlara vaat edilen hesap günüdür.
44

Sureler

Mealler
Nuh Suresi
Sonraki