Meâric Suresi 44. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Meâric Suresi 44 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 79. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 568 sayfa numarasında yer almaktadır.
خَاشِعَةً اَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌۜ ذٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذ۪ي كَانُوا يُوعَدُونَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 568
İlgili Sure
Meâric Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Gözleri korkudan alçalıp düşük bir haldedir. Üzerlerine aşağılık çökmüş bir vaziyette; işte onlara defalarca haber verilen gün bu gündür.
Abdullah Parlıyan Gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür!
Adem Uğur Gözleri dehşetten önlerine eğik, kendilerini de bir zillet kaplamış oldukları hâlde. . . İşte bu, vadolundukları o süreçtir!
Ahmed Hulusi Gözleri korku ve saygıyla dolu, işarete bile güçleri yetmiyecek bir durumda, düşkün haldeyken, kendilerini bir zillet saracak. İşte onların devamlı tehdit edildiği gün, o gündür.
Ahmet Tekin Gözleri düşkün bir halde. Kendilerini de zillet bürür. İşte bu, onlara vaadedilen gündür.
Ahmet Varol Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük' yüzlerini de bir zillet kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azab) günüdür.
Ali Bulaç Gözleri (zillet içinde) düşkün bir halde, kendilerini bir horluk kaplayacak. İşte bugün, o (azabla) vaad edildikleri kıyamet günüdür.
Ali Fikri Yavuz Gözleri korku içinde ve önde, kendilerini baştan aşağı bir zillet kaplamış durumdadır. İşte o gündür kendilerine va’dedilen gün.
Ali Ünal (43-44) O gün, gözleri önlerine eğik, kendilerini zillet kaplamış bir durumda, sanki bir hedefe doğru koşuyorlarmış gibi kabirlerinden hızla çıkarlar. İşte uyarıldıkları gün bu gündür. [677]
Bayraktar Bayraklı (43-44) Kabirlerden cabuk cabuk cikacaklari gun, gozleri donmus, yuzlerini zillet burumus olarak sanki dikili taslara dogru kosarlar. Iste bu, onlara soz verilmis olan gundur. *
Bekir Sadak Gözleri korkudan alçalıp düşük bir haldedir, zillet kendilerini saracak ; işte bu, Va'dolundukları gündür.
Celal Yıldırım Gözleri (dehşetten) öne eğik, kendilerini alçaklık bürümüş bir durumda (koşarlar). İşte bu, onlara vadedilen gündür.
Cemal Külünkoğlu (43-44) Dikili putlara akın akın gidercesine, gözleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir hâlde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür.
Diyanet İşleri (43-44) Kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru koşarlar. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür.
Diyanet İşleri ( Eski ) (43-44) O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür!
Diyanet Vakfı Gözleri dönmüş, kendilerini utanç sarmış olarak. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür.
Edip Yüksel Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.
Elmalılı ( Sade ) Gözleri düşkün, kendilerini bir zillet saracak da saracak. Odur işte onların vadolunup durdukları gün!
Elmalılı ( Sade - 2 ) Gözleri düşgün, kendilerini bir zillet saracak da saracak, o işte onların va'dolunup durdukları gün
Elmalılı Hamdi Yazır Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', yüzlerini de bir zillet kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azab) günüdür.
Gültekin Onan Gözleri düşük, yüzlerini de bir zillet kaplamıştır. İşte bu kendilerine vaadedilmiş olan gündür.
Harun Yıldırım gözleri horlukla aşağıda, kendilerini bir zillet (ve hakaaret) kaplamış olarak. İşte bu, onların tehdîd edilegeldikleri gündür.
Hasan Basri Çantay Gözleri öne düşmüş bir hâlde kendilerini bir zillet kaplar. İşte bu, tehdîd olunup durdukları gündür!
Hayrat Neşriyat Gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak. İşte bu; onlara vaad olunan gündür.
İbni Kesir Gözleri korku ve çaresizlik içerisinde, zillet üzerlerine çökmüş bir durumda. İşte bu onlara vaat edilen hesap günüdür.
İlyas Yorulmaz Gözleri yerde, kendilerini baştan aşağı bir zillet kaplamış durumdadır. İşte kendilerine vaat edilen gün, o gündür.
İnsan Dergisi Utanç ve pişmanlıktan gözleri yere çivilenmiş, tam bir hüsran ve zillete uğramış hâlde. İşte budur, insanlık tarihi boyunca onlara tekrar ve tekrar vadedilen gün.

 
Kadri Çelik gözleri düşmüş, zillete duçar bir vaziyette; işte onlara defalarca haber verilen Gün...
Mahmut Kısa Gözleri yerde, üstlerine aşağılık çökmüş; işte onlara vaadedilen gün, bugündür.
Muhammed Esed gözleri yıkılmış, zillete bürünmüş bir halde: işte bu, onların daha önce defalarca tehdit edildikleri gündür.
Mustafa İslamoğlu Gözleri düşkün olduğu halde kendilerini bir zillet kaplayacaktır, işte o, onların tehdid olunmuş oldukları gündür.
Ömer Nasuhi Bilmen Gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak. İşte bu, onlara vaad olunan gündür.
Ömer Öngüt Gözleri yere yıkılmış, (yüzlerini) zillet bürümüş. İşte bu, onlara söz verilen gündür!
Şaban Piriş Gözleri düşüktür/baygındır, kendilerini bir zillet kaplamıştır! İşte, kendilerine söz verilen gün, bugündür!
Sadık Türkmen Gözleri düşük, yüzlerini alçaklık bürümüş bir durumda. İşte onlara vaadedilen gün, bugündür.
Seyyid Kutub Gözleri yerde, kendilerini baştan aşağı bir zillet kaplamış durumdadır. İşte kendilerine vâd edilen gün, bugündür.
Suat Yıldırım Gözleri düşük, yüzlerini alçaklık bürümüş bir durumda. İşte onlara va'dedilen gün, bugündür.
Süleyman Ateş Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük,' yüzlerini de bir zillet sarıp kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azab) günüdür.
Süleymaniye Vakfı saygıyla önlerine bakarlar, alçaklık her yanlarını sarar. İşte tehdit edildikleri gün o gündür.
Tefhim-ul Kuran Gözleri baygın düşmüş, kendilerini zillet kaplamıştır. İşte onlara vaad edilen gün budur.
Ümit Şimşek Gözleri yere eğik; bir zillet kuşatmıştır onları. İşte bu gündür onlara vaat edilmiş olan.
Yaşar Nuri Öztürk Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşmüş' bir halde kendilerini zillet sarıp-kaplamıştır. İşte bu, kendilerine vaadedilmekte olan (kıyamet ve azab) günüdür.

Sureler
Sayfa 568
Mushaf
Meâric Suresi
İlgili Sure
Ayetler