|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰىۙ (1-3) Örttüğü zaman geceye, göründüğü zaman gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin olsun ki, [766] [767] |
1 |
|
وَالنَّهَارِ اِذَا تَجَلّٰىۙ (1-3) Örttüğü zaman geceye, göründüğü zaman gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin olsun ki, [766] [767] |
2 |
|
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىۙ (1-3) Örttüğü zaman geceye, göründüğü zaman gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin olsun ki, [766] [767] |
3 |
|
اِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتّٰىۜ Doğrusu sizin çalışmalarınız çeşitlidir. |
4 |
|
فَاَمَّا مَنْ اَعْطٰى وَاتَّقٰىۙ (5-7) Ancak verenin, saygı duyanın ve en güzeli tasdik edenin işlerini kolaylaştırırız. |
5 |
|
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنٰىۙ (5-7) Ancak verenin, saygı duyanın ve en güzeli tasdik edenin işlerini kolaylaştırırız. |
6 |
|
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرٰىۜ (5-7) Ancak verenin, saygı duyanın ve en güzeli tasdik edenin işlerini kolaylaştırırız. |
7 |
|
وَاَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنٰىۙ (8-11) Ama cimrilik edip kendini ihtiyaçsız, yeterli gören ve güzeli yalanlayana da, zorluklara uğramasını kolaylaştırırız. Cehenneme yuvarlandığı zaman malı ona hiçbir yarar sağlamaz. [768] |
8 |
|
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنٰىۙ (8-11) Ama cimrilik edip kendini ihtiyaçsız, yeterli gören ve güzeli yalanlayana da, zorluklara uğramasını kolaylaştırırız. Cehenneme yuvarlandığı zaman malı ona hiçbir yarar sağlamaz. [768] |
9 |
|
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرٰىۜ (8-11) Ama cimrilik edip kendini ihtiyaçsız, yeterli gören ve güzeli yalanlayana da, zorluklara uğramasını kolaylaştırırız. Cehenneme yuvarlandığı zaman malı ona hiçbir yarar sağlamaz. [768] |
10 |
|
وَمَا يُغْن۪ي عَنْهُ مَالُـهُٓ اِذَا تَرَدّٰىۜ (8-11) Ama cimrilik edip kendini ihtiyaçsız, yeterli gören ve güzeli yalanlayana da, zorluklara uğramasını kolaylaştırırız. Cehenneme yuvarlandığı zaman malı ona hiçbir yarar sağlamaz. [768] |
11 |
|
اِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدٰىۘ Doğru yolu göstermek bize aittir. |
12 |
|
وَاِنَّ لَنَا لَلْاٰخِرَةَ وَالْاُو۫لٰى Şüphesiz, âhiret de dünya da bizimdir. |
13 |
|
فَاَنْذَرْتُكُمْ نَاراً تَلَظّٰىۚ Alev alev yanan bir ateşle sizi uyarıyorum. |
14 |
|
لَا يَصْلٰيهَٓا اِلَّا الْاَشْقٰىۙ (15-16) O ateşe, yalanlayıp yüz çeviren bedbahtan başkası girmez. |
15 |
|
اَلَّذ۪ي كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ (15-16) O ateşe, yalanlayıp yüz çeviren bedbahtan başkası girmez. |
16 |
|
وَسَيُجَنَّبُهَا الْاَتْقٰىۙ (17-18) Arınmak uğruna malını hayra harcayan takvâ sahipleri, o ateşten uzak tutulacaktır. |
17 |
|
اَلَّذ۪ي يُؤْت۪ي مَالَهُ يَتَزَكّٰىۚ (17-18) Arınmak uğruna malını hayra harcayan takvâ sahipleri, o ateşten uzak tutulacaktır. |
18 |
|
وَمَا لِاَحَدٍ عِنْدَهُ مِنْ نِعْمَةٍ تُجْزٰىۙ (19-20) Yüce Rabbinin rızasını elde etmekten başka, hiç kimseden beklediği herhangi bir karşılık da yoktur. |
19 |
|
اِلَّا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْاَعْلٰىۚ (19-20) Yüce Rabbinin rızasını elde etmekten başka, hiç kimseden beklediği herhangi bir karşılık da yoktur. |
20 |
|
وَلَسَوْفَ يَرْضٰى O kesinlikle ileride memnun olacaktır. [769] |
21 |