|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
اَلْقَارِعَةُۙ Ah, apansız gelecek dehşetiyle yürekleri koparacak felaket! |
1 |
|
مَا الْقَارِعَةُۚ Nedir apansız gelen bu felaket! |
2 |
|
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْقَارِعَةُۜ Bilir misin nedir? Nasıl olacaktır o dehşetli felaket? |
3 |
|
يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِۙ O gün insanlar kendilerini ateşlere atan, dağılıp uçuşan kelebeklere benzerler. |
4 |
|
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنْفُوشِۜ Ve dağlar atılmış renkli yün topaklarına döner. |
5 |
|
فَاَمَّا مَنْ ثَقُلَتْ مَوَاز۪ينُهُۙ Artık o zaman iyiliklerinin tartısı ağır basan, |
6 |
|
فَهُوَ ف۪ي ع۪يشَةٍ رَاضِيَةٍۜ kendisini mutlu bir hayatın içinde bulacak. |
7 |
|
وَاَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَاز۪ينُهُۙ Kimin de iyiliklerinin tartısı hafif gelirse, |
8 |
|
فَاُمُّهُ هَاوِيَةٌۜ onun ana kucağı gibi sığınacağı yeri, ana yurdu cehennem uçurumudur. |
9 |
|
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا هِيَهْۜ Bilir misin nedir o cehennem uçurumu? |
10 |
|
نَارٌ حَامِيَةٌ Kızgın, dağlayan dehşetli bir ateş… |
11 |