Sureler
Mealler
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Kaf. sanli Kuran'a and olsun.
2 (2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da: «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler.
3 (2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da: «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler.
4 Onlardan kimlerin olup topraga karistigini biliyoruz. Katimizda her seyi unutulmaktan koruyan bir kitap vardir.
5 Hayir; onlar, gercek kendilerine gelince onu yalanladilar; kararsizlik icindedirler.
6 Onlar, ustlerindeki gogu nasil yapmisiz, suslemisizdir bir bakmazlar mi? Onda hicbir catlak da yoktur.
7 (7-8) Allah'a yonelen her kula ogut ve bir belge olarak yeryuzunu yaydik, oraya sabit daglar yerlestirdik, orada her guzel turden yetistirdik.
8 (7-8) Allah'a yonelen her kula ogut ve bir belge olarak yeryuzunu yaydik, oraya sabit daglar yerlestirdik, orada her guzel turden yetistirdik.
9 (9-11) Gokten bereketli bir su indirdik, kullara rizik olmak uzere onunla bahceler, bicilecek taneli ekinler, kume kume tomurcuklari olan boylu hurma agaclari yetistirdik. O su ile olu yeri dirilttik. Iste insanlarin diriltilmesi de boyledir.
10 (9-11) Gokten bereketli bir su indirdik, kullara rizik olmak uzere onunla bahceler, bicilecek taneli ekinler, kume kume tomurcuklari olan boylu hurma agaclari yetistirdik. O su ile olu yeri dirilttik. Iste insanlarin diriltilmesi de boyledir.
11 (9-11) Gokten bereketli bir su indirdik, kullara rizik olmak uzere onunla bahceler, bicilecek taneli ekinler, kume kume tomurcuklari olan boylu hurma agaclari yetistirdik. O su ile olu yeri dirilttik. Iste insanlarin diriltilmesi de boyledir.
12 (12-14) Onlardan once Nuh milleti, Ressliler, Semud, Ad, Firavun milletleri, Lut'un kardesleri, Eykeliler, Tubba milleti de yalanlamislardi; evet bunlarin hepsi peygamberleri yalanlamislardi da tehdidim gerceklesmisti.
13 (12-14) Onlardan once Nuh milleti, Ressliler, Semud, Ad, Firavun milletleri, Lut'un kardesleri, Eykeliler, Tubba milleti de yalanlamislardi; evet bunlarin hepsi peygamberleri yalanlamislardi da tehdidim gerceklesmisti.
14 (12-14) Onlardan once Nuh milleti, Ressliler, Semud, Ad, Firavun milletleri, Lut'un kardesleri, Eykeliler, Tubba milleti de yalanlamislardi; evet bunlarin hepsi peygamberleri yalanlamislardi da tehdidim gerceklesmisti.
15 Biz ilk yaratista yorulduk mu? Hayir; onlar yeniden yaratilmaktan suphe etmektedirler. *
16 And olsun ki insani Biz yarattik; nefsinin kendisine fisildadiklarini biliriz; Biz ona sah damarindan daha yakiniz.
17 (17-18) Saginda ve solunda, onunla beraber oturan iki alici melek, yaninda hazir birer gozcu olarak soyledigi her sozu zaptederler.
18 (17-18) Saginda ve solunda, onunla beraber oturan iki alici melek, yaninda hazir birer gozcu olarak soyledigi her sozu zaptederler.
19 Olum sarhoslugu gercekten gelir, ey insan, iste bu senin oteden beri korkup kactigin seydir.
20 Sura ufurulur. Iste bu gelecegi soz verilen gundur.
21 Her can, kendisiyle beraber bir surucu ve sahit bulundugu halde gelir.
22 Ona: «And olsun ki, sen, bundan gafildin; iste senden gaflet perdesini kaldirdik, bugun artik gorusun keskindir» denir.
23 Yanindaki melek: «Iste bu yanimdaki hazirdir» der.
24 (24-26) Allah: «Ey surucu ve sahit! Her inatci inkarciyi, iyiliklere boyuna engel olan, mutecaviz, supheye dusuren, Allah'in yaninda baska tanri benimseyen kisiyi cehenneme atin, onu cetin bir azaba sokun» buyurur.
25 (24-26) Allah: «Ey surucu ve sahit! Her inatci inkarciyi, iyiliklere boyuna engel olan, mutecaviz, supheye dusuren, Allah'in yaninda baska tanri benimseyen kisiyi cehenneme atin, onu cetin bir azaba sokun» buyurur.
26 (24-26) Allah: «Ey surucu ve sahit! Her inatci inkarciyi, iyiliklere boyuna engel olan, mutecaviz, supheye dusuren, Allah'in yaninda baska tanri benimseyen kisiyi cehenneme atin, onu cetin bir azaba sokun» buyurur.
27 Yanindaki seytan: «Rabbimiz! Ben onu azdirmadim, fakat kendisi derin bir sapikliktaydi» der.
28 (28-29) Allah: «Benim katimda cekismeyin; size bunu onceden bildirmistim. Benim katimda soz degismez; Ben kullara asla zulmetmem» der.
29 (28-29) Allah: «Benim katimda cekismeyin; size bunu onceden bildirmistim. Benim katimda soz degismez; Ben kullara asla zulmetmem» der.
30 O gun cehenneme: «Doldun mu?» deriz, o: «Daha var mi?» der.
31 Cennet, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara yaklastirilir, zaten uzakta degildir.
32 (32-34) Onlara: «Iste bu cennet, Allah'a yonelen, O'nun buyruklarina riayet eden; gormedigi Rahman'dan korkan, Allah'a yonelmis bir kalble gelen sizlere, hepinize soz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; iste sonsuzluk gunu budur» denir.
33 (32-34) Onlara: «Iste bu cennet, Allah'a yonelen, O'nun buyruklarina riayet eden; gormedigi Rahman'dan korkan, Allah'a yonelmis bir kalble gelen sizlere, hepinize soz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; iste sonsuzluk gunu budur» denir.
34 (32-34) Onlara: «Iste bu cennet, Allah'a yonelen, O'nun buyruklarina riayet eden; gormedigi Rahman'dan korkan, Allah'a yonelmis bir kalble gelen sizlere, hepinize soz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; iste sonsuzluk gunu budur» denir.
35 Orada dilediklerini bulurlar. Katimizda fazlasi da vardir.
36 Bu inkarcilardan once, kendilerinden daha kuvvetli olan, diyar diyar dolasan nice nesilleri yok etmisizdir. Kurtulusu var mi?
37 Dogrusu bunda, kalbi olana veya hazir bulunup kulak verene ders vardir.
38 And olsun ki, gokleri, yeri ve ikisinin arasinda bulunanlari alti gunde yarattik ve Biz bir yorgunluk da duymadik.
39 Soylediklerine sabret; Rabbini, gunesin dogmasindan once ve batisindan once overek tesbih et.
40 Geceleyin ve secdelerin ardindan O'nu tesbih et.
41 Bir cagricinin yakin bir yerden cagiracagi gune kulak ver.
42 O gun cigligi gercekten duyarlar; iste o, kabirden cikis gunudur.
43 Dogrusu Biz diriltiriz, Biz oldururuz, donus Bize'dir.
44 O gun, yer yarilir onlar cabucak ayrilir; bu, Bize gore kolay bir toplanmadir.
45 Onlarin dediklerini Biz biliriz. Sen onlarin uzerinde bir zorba degilsin; soz verdigim gunden korkanlara Kuran'la ogut ver. *
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
قٓ۠ وَالْقُرْاٰنِ الْمَج۪يدِۚ 1
بَلْ عَجِبُٓوا اَنْ جَٓاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ فَقَالَ الْـكَافِرُونَ هٰذَا شَيْءٌ عَج۪يبٌ 2
ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَاباًۚ ذٰلِكَ رَجْعٌ بَع۪يدٌ 3
قَدْ عَلِمْنَا مَا تَنْقُصُ الْاَرْضُ مِنْهُمْۚ وَعِنْدَنَا كِتَابٌ حَف۪يظٌ 4
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَهُمْ فَهُمْ ف۪ٓي اَمْرٍ مَر۪يجٍ 5
اَفَلَمْ يَنْظُرُٓوا اِلَى السَّمَٓاءِ فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا وَزَيَّنَّاهَا وَمَا لَهَا مِنْ فُرُوجٍ 6
وَالْاَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَاَلْقَيْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ وَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَه۪يجٍۙ 7
تَبْصِرَةً وَذِكْرٰى لِكُلِّ عَبْدٍ مُن۪يبٍ 8
وَنَزَّلْنَا مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً مُبَارَكاً فَاَنْبَتْنَا بِه۪ جَنَّاتٍ وَحَبَّ الْحَص۪يدِۙ 9
وَالنَّخْلَ بَاسِقَاتٍ لَهَا طَلْعٌ نَض۪يدٌۙ 10
رِزْقاً لِلْعِبَادِۙ وَاَحْيَيْنَا بِه۪ بَلْدَةً مَيْتاًۜ كَذٰلِكَ الْخُرُوجُ 11
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَاَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُۙ 12
وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ وَاِخْوَانُ لُوطٍۙ 13
وَاَصْحَابُ الْاَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍۜ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَع۪يدِ 14
اَفَعَي۪ينَا بِالْخَلْقِ الْاَوَّلِۜ بَلْ هُمْ ف۪ي لَبْسٍ مِنْ خَلْقٍ جَد۪يدٍ۟ 15
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِه۪ نَفْسُهُۚ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ 16
اِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَم۪ينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَع۪يدٌ 17
مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ اِلَّا لَدَيْهِ رَق۪يبٌ عَت۪يدٌ 18
وَجَٓاءَتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّۜ ذٰلِكَ مَا كُنْتَ مِنْهُ تَح۪يدُ 19
وَنُفِـخَ فِي الصُّورِۜ ذٰلِكَ يَوْمُ الْوَع۪يدِ 20
وَجَٓاءَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَعَهَا سَٓائِقٌ وَشَه۪يدٌ 21
لَقَدْ كُنْتَ ف۪ي غَفْلَةٍ مِنْ هٰذَا فَـكَشَفْنَا عَنْكَ غِطَٓاءَكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَد۪يدٌ 22
وَقَالَ قَر۪ينُهُ هٰذَا مَا لَدَيَّ عَت۪يدٌۜ 23
اَلْقِيَا ف۪ي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَن۪يدٍۙ 24
مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُر۪يبٍۙ 25
اَلَّذ۪ي جَعَلَ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهاً اٰخَرَ فَاَلْقِيَاهُ فِي الْعَذَابِ الشَّد۪يدِ 26
قَالَ قَر۪ينُهُ رَبَّنَا مَٓا اَطْغَيْتُهُ وَلٰكِنْ كَانَ ف۪ي ضَلَالٍ بَع۪يدٍ 27
قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ اِلَيْكُمْ بِالْوَع۪يدِ 28
مَا يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَيَّ وَمَٓا اَنَا۬ بِظَلَّامٍ لِلْعَب۪يدِ۟ 29
يَوْمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ امْتَلَأْتِ وَتَقُولُ هَلْ مِنْ مَز۪يدٍ 30
وَاُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّق۪ينَ غَيْرَ بَع۪يدٍ 31
هٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ اَوَّابٍ حَف۪يظٍۚ 32
مَنْ خَشِيَ الرَّحْمٰنَ بِالْغَيْبِ وَجَٓاءَ بِقَلْبٍ مُن۪يبٍ 33
اُدْخُلُوهَا بِسَلَامٍۜ ذٰلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ 34
لَهُمْ مَا يَشَٓاؤُ۫نَ ف۪يهَا وَلَدَيْنَا مَز۪يدٌ 35
وَكَمْ اَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْنٍ هُمْ اَشَدُّ مِنْهُمْ بَطْشاً فَنَقَّبُوا فِي الْبِلَادِۜ هَلْ مِنْ مَح۪يصٍ 36
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَذِكْرٰى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ اَوْ اَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَه۪يدٌ 37
وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍۗ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ 38
فَاصْبِرْ عَلٰى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّـحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِۚ 39
وَمِنَ الَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَاَدْبَارَ السُّجُودِ 40
وَاسْتَمِــعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِنْ مَكَانٍ قَر۪يبٍۙ 41
يَوْمَ يَسْمَعُونَ الصَّيْحَةَ بِالْحَقِّۜ ذٰلِكَ يَوْمُ الْخُرُوجِ 42
اِنَّا نَحْنُ نُحْـي۪ وَنُم۪يتُ وَاِلَيْنَا الْمَص۪يرُۙ 43
يَوْمَ تَشَقَّقُ الْاَرْضُ عَنْهُمْ سِرَاعاًۜ ذٰلِكَ حَشْرٌ عَلَيْنَا يَس۪يرٌ 44
نَحْنُ اَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ وَمَٓا اَنْتَ عَلَيْهِمْ بِجَبَّارٍ فَذَكِّرْ بِالْقُرْاٰنِ مَنْ يَخَافُ وَع۪يدِ 45
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
قٓ۠ وَالْقُرْاٰنِ الْمَج۪يدِۚ
Kaf. sanli Kuran'a and olsun.
1
بَلْ عَجِبُٓوا اَنْ جَٓاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ فَقَالَ الْـكَافِرُونَ هٰذَا شَيْءٌ عَج۪يبٌ
(2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da: «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler.
2
ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَاباًۚ ذٰلِكَ رَجْعٌ بَع۪يدٌ
(2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da: «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler.
3
قَدْ عَلِمْنَا مَا تَنْقُصُ الْاَرْضُ مِنْهُمْۚ وَعِنْدَنَا كِتَابٌ حَف۪يظٌ
Onlardan kimlerin olup topraga karistigini biliyoruz. Katimizda her seyi unutulmaktan koruyan bir kitap vardir.
4
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَهُمْ فَهُمْ ف۪ٓي اَمْرٍ مَر۪يجٍ
Hayir; onlar, gercek kendilerine gelince onu yalanladilar; kararsizlik icindedirler.
5
اَفَلَمْ يَنْظُرُٓوا اِلَى السَّمَٓاءِ فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا وَزَيَّنَّاهَا وَمَا لَهَا مِنْ فُرُوجٍ
Onlar, ustlerindeki gogu nasil yapmisiz, suslemisizdir bir bakmazlar mi? Onda hicbir catlak da yoktur.
6
وَالْاَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَاَلْقَيْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ وَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَه۪يجٍۙ
(7-8) Allah'a yonelen her kula ogut ve bir belge olarak yeryuzunu yaydik, oraya sabit daglar yerlestirdik, orada her guzel turden yetistirdik.
7
تَبْصِرَةً وَذِكْرٰى لِكُلِّ عَبْدٍ مُن۪يبٍ
(7-8) Allah'a yonelen her kula ogut ve bir belge olarak yeryuzunu yaydik, oraya sabit daglar yerlestirdik, orada her guzel turden yetistirdik.
8
وَنَزَّلْنَا مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً مُبَارَكاً فَاَنْبَتْنَا بِه۪ جَنَّاتٍ وَحَبَّ الْحَص۪يدِۙ
(9-11) Gokten bereketli bir su indirdik, kullara rizik olmak uzere onunla bahceler, bicilecek taneli ekinler, kume kume tomurcuklari olan boylu hurma agaclari yetistirdik. O su ile olu yeri dirilttik. Iste insanlarin diriltilmesi de boyledir.
9
وَالنَّخْلَ بَاسِقَاتٍ لَهَا طَلْعٌ نَض۪يدٌۙ
(9-11) Gokten bereketli bir su indirdik, kullara rizik olmak uzere onunla bahceler, bicilecek taneli ekinler, kume kume tomurcuklari olan boylu hurma agaclari yetistirdik. O su ile olu yeri dirilttik. Iste insanlarin diriltilmesi de boyledir.
10
رِزْقاً لِلْعِبَادِۙ وَاَحْيَيْنَا بِه۪ بَلْدَةً مَيْتاًۜ كَذٰلِكَ الْخُرُوجُ
(9-11) Gokten bereketli bir su indirdik, kullara rizik olmak uzere onunla bahceler, bicilecek taneli ekinler, kume kume tomurcuklari olan boylu hurma agaclari yetistirdik. O su ile olu yeri dirilttik. Iste insanlarin diriltilmesi de boyledir.
11
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَاَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُۙ
(12-14) Onlardan once Nuh milleti, Ressliler, Semud, Ad, Firavun milletleri, Lut'un kardesleri, Eykeliler, Tubba milleti de yalanlamislardi; evet bunlarin hepsi peygamberleri yalanlamislardi da tehdidim gerceklesmisti.
12
وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ وَاِخْوَانُ لُوطٍۙ
(12-14) Onlardan once Nuh milleti, Ressliler, Semud, Ad, Firavun milletleri, Lut'un kardesleri, Eykeliler, Tubba milleti de yalanlamislardi; evet bunlarin hepsi peygamberleri yalanlamislardi da tehdidim gerceklesmisti.
13
وَاَصْحَابُ الْاَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍۜ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَع۪يدِ
(12-14) Onlardan once Nuh milleti, Ressliler, Semud, Ad, Firavun milletleri, Lut'un kardesleri, Eykeliler, Tubba milleti de yalanlamislardi; evet bunlarin hepsi peygamberleri yalanlamislardi da tehdidim gerceklesmisti.
14
اَفَعَي۪ينَا بِالْخَلْقِ الْاَوَّلِۜ بَلْ هُمْ ف۪ي لَبْسٍ مِنْ خَلْقٍ جَد۪يدٍ۟
Biz ilk yaratista yorulduk mu? Hayir; onlar yeniden yaratilmaktan suphe etmektedirler. *
15
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِه۪ نَفْسُهُۚ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ
And olsun ki insani Biz yarattik; nefsinin kendisine fisildadiklarini biliriz; Biz ona sah damarindan daha yakiniz.
16
اِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَم۪ينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَع۪يدٌ
(17-18) Saginda ve solunda, onunla beraber oturan iki alici melek, yaninda hazir birer gozcu olarak soyledigi her sozu zaptederler.
17
مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ اِلَّا لَدَيْهِ رَق۪يبٌ عَت۪يدٌ
(17-18) Saginda ve solunda, onunla beraber oturan iki alici melek, yaninda hazir birer gozcu olarak soyledigi her sozu zaptederler.
18
وَجَٓاءَتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّۜ ذٰلِكَ مَا كُنْتَ مِنْهُ تَح۪يدُ
Olum sarhoslugu gercekten gelir, ey insan, iste bu senin oteden beri korkup kactigin seydir.
19
وَنُفِـخَ فِي الصُّورِۜ ذٰلِكَ يَوْمُ الْوَع۪يدِ
Sura ufurulur. Iste bu gelecegi soz verilen gundur.
20
وَجَٓاءَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَعَهَا سَٓائِقٌ وَشَه۪يدٌ
Her can, kendisiyle beraber bir surucu ve sahit bulundugu halde gelir.
21
لَقَدْ كُنْتَ ف۪ي غَفْلَةٍ مِنْ هٰذَا فَـكَشَفْنَا عَنْكَ غِطَٓاءَكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَد۪يدٌ
Ona: «And olsun ki, sen, bundan gafildin; iste senden gaflet perdesini kaldirdik, bugun artik gorusun keskindir» denir.
22
وَقَالَ قَر۪ينُهُ هٰذَا مَا لَدَيَّ عَت۪يدٌۜ
Yanindaki melek: «Iste bu yanimdaki hazirdir» der.
23
اَلْقِيَا ف۪ي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَن۪يدٍۙ
(24-26) Allah: «Ey surucu ve sahit! Her inatci inkarciyi, iyiliklere boyuna engel olan, mutecaviz, supheye dusuren, Allah'in yaninda baska tanri benimseyen kisiyi cehenneme atin, onu cetin bir azaba sokun» buyurur.
24
مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُر۪يبٍۙ
(24-26) Allah: «Ey surucu ve sahit! Her inatci inkarciyi, iyiliklere boyuna engel olan, mutecaviz, supheye dusuren, Allah'in yaninda baska tanri benimseyen kisiyi cehenneme atin, onu cetin bir azaba sokun» buyurur.
25
اَلَّذ۪ي جَعَلَ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهاً اٰخَرَ فَاَلْقِيَاهُ فِي الْعَذَابِ الشَّد۪يدِ
(24-26) Allah: «Ey surucu ve sahit! Her inatci inkarciyi, iyiliklere boyuna engel olan, mutecaviz, supheye dusuren, Allah'in yaninda baska tanri benimseyen kisiyi cehenneme atin, onu cetin bir azaba sokun» buyurur.
26
قَالَ قَر۪ينُهُ رَبَّنَا مَٓا اَطْغَيْتُهُ وَلٰكِنْ كَانَ ف۪ي ضَلَالٍ بَع۪يدٍ
Yanindaki seytan: «Rabbimiz! Ben onu azdirmadim, fakat kendisi derin bir sapikliktaydi» der.
27
قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ اِلَيْكُمْ بِالْوَع۪يدِ
(28-29) Allah: «Benim katimda cekismeyin; size bunu onceden bildirmistim. Benim katimda soz degismez; Ben kullara asla zulmetmem» der.
28
مَا يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَيَّ وَمَٓا اَنَا۬ بِظَلَّامٍ لِلْعَب۪يدِ۟
(28-29) Allah: «Benim katimda cekismeyin; size bunu onceden bildirmistim. Benim katimda soz degismez; Ben kullara asla zulmetmem» der.
29
يَوْمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ امْتَلَأْتِ وَتَقُولُ هَلْ مِنْ مَز۪يدٍ
O gun cehenneme: «Doldun mu?» deriz, o: «Daha var mi?» der.
30
وَاُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّق۪ينَ غَيْرَ بَع۪يدٍ
Cennet, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara yaklastirilir, zaten uzakta degildir.
31
هٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ اَوَّابٍ حَف۪يظٍۚ
(32-34) Onlara: «Iste bu cennet, Allah'a yonelen, O'nun buyruklarina riayet eden; gormedigi Rahman'dan korkan, Allah'a yonelmis bir kalble gelen sizlere, hepinize soz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; iste sonsuzluk gunu budur» denir.
32
مَنْ خَشِيَ الرَّحْمٰنَ بِالْغَيْبِ وَجَٓاءَ بِقَلْبٍ مُن۪يبٍ
(32-34) Onlara: «Iste bu cennet, Allah'a yonelen, O'nun buyruklarina riayet eden; gormedigi Rahman'dan korkan, Allah'a yonelmis bir kalble gelen sizlere, hepinize soz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; iste sonsuzluk gunu budur» denir.
33
اُدْخُلُوهَا بِسَلَامٍۜ ذٰلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ
(32-34) Onlara: «Iste bu cennet, Allah'a yonelen, O'nun buyruklarina riayet eden; gormedigi Rahman'dan korkan, Allah'a yonelmis bir kalble gelen sizlere, hepinize soz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; iste sonsuzluk gunu budur» denir.
34
لَهُمْ مَا يَشَٓاؤُ۫نَ ف۪يهَا وَلَدَيْنَا مَز۪يدٌ
Orada dilediklerini bulurlar. Katimizda fazlasi da vardir.
35
وَكَمْ اَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْنٍ هُمْ اَشَدُّ مِنْهُمْ بَطْشاً فَنَقَّبُوا فِي الْبِلَادِۜ هَلْ مِنْ مَح۪يصٍ
Bu inkarcilardan once, kendilerinden daha kuvvetli olan, diyar diyar dolasan nice nesilleri yok etmisizdir. Kurtulusu var mi?
36
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَذِكْرٰى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ اَوْ اَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَه۪يدٌ
Dogrusu bunda, kalbi olana veya hazir bulunup kulak verene ders vardir.
37
وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍۗ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ
And olsun ki, gokleri, yeri ve ikisinin arasinda bulunanlari alti gunde yarattik ve Biz bir yorgunluk da duymadik.
38
فَاصْبِرْ عَلٰى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّـحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِۚ
Soylediklerine sabret; Rabbini, gunesin dogmasindan once ve batisindan once overek tesbih et.
39
وَمِنَ الَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَاَدْبَارَ السُّجُودِ
Geceleyin ve secdelerin ardindan O'nu tesbih et.
40
وَاسْتَمِــعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِنْ مَكَانٍ قَر۪يبٍۙ
Bir cagricinin yakin bir yerden cagiracagi gune kulak ver.
41
يَوْمَ يَسْمَعُونَ الصَّيْحَةَ بِالْحَقِّۜ ذٰلِكَ يَوْمُ الْخُرُوجِ
O gun cigligi gercekten duyarlar; iste o, kabirden cikis gunudur.
42
اِنَّا نَحْنُ نُحْـي۪ وَنُم۪يتُ وَاِلَيْنَا الْمَص۪يرُۙ
Dogrusu Biz diriltiriz, Biz oldururuz, donus Bize'dir.
43
يَوْمَ تَشَقَّقُ الْاَرْضُ عَنْهُمْ سِرَاعاًۜ ذٰلِكَ حَشْرٌ عَلَيْنَا يَس۪يرٌ
O gun, yer yarilir onlar cabucak ayrilir; bu, Bize gore kolay bir toplanmadir.
44
نَحْنُ اَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ وَمَٓا اَنْتَ عَلَيْهِمْ بِجَبَّارٍ فَذَكِّرْ بِالْقُرْاٰنِ مَنْ يَخَافُ وَع۪يدِ
Onlarin dediklerini Biz biliriz. Sen onlarin uzerinde bir zorba degilsin; soz verdigim gunden korkanlara Kuran'la ogut ver. *
45

Sureler

Mealler