|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَۙ (Ey Rasûlüm), senin saadetin için, göğsünü (hikmetle doldurub) genişletmedik mi? |
1 |
|
وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَۙ Senden (peygamberliğin ağır) yükünü hafifletib kaldırmadık mı? |
2 |
|
اَلَّـذ۪ٓي اَنْقَضَ ظَهْرَكَۙ Öyle ki, (o yük) sırtını çatırdatıb bükmüştü. |
3 |
|
وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ Senin şanını, (ismin ezan ve ikametlerde okunmakla) yükseltmedik mi? |
4 |
|
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ Demek ki, zorlukla beraber bir kolay var. |
5 |
|
اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ Evet muhakkak güçlükle beraber bir kolaylık var... |
6 |
|
فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْۙ O halde, (memur bulunduğun bir işi bitirib) boşaldın mı, (yine başka bir iş ve ibadet için) kalk yorul; |
7 |
|
وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ Ve yalnız Rabbine rağbet edip (O’ndan) iste... |
8 |