Sureler
Mealler
Önceki
A'lâ Suresi
Sonraki
Fecr Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Dehşeti ve paniği ortalığı kaplayan felâketin, Kıyamet’in haberi mi geldi sana?
2 O gün, bir takım yüzler zillet içinde, başlar eğilmiştir.
3 Gayrete gelmişlerdir, zahmet çekmektedirler, boşuna yorulurlar.
4 Kızgın ateşe yaslanacaklar.
5 Kendilerine kaynar su fışkıran bir pınardan su içirilecek.
6 Acı kuru dikenden başka onlara yiyecek de yok.
7 Acı kuru dikenler, ne besler, ne de açlığı giderir.
8 O gün, bir takım yüzler de, nimetler içinde mutlu, güzel, pırıl pırıldır.
9 Dünyadaki gayretlerinden, amellerinden, hâlis niyetlerinden dolayı memnundurlar.
10 Yüce Cennet’te, yüksek konaklardadırlar.
11 Orada boş işlerle meşgul olan bir topluluk gürültüsü, boş bir söz işitmezler.
12 Orada akan pınarlar var.
13 Pınarların başlarında, yükseltilmiş tahtlar, divanlar var.
14 Konulmuş kadehler var.
15 Dizilmiş koltuklar, yastıklar var.
16 Serilmiş halılar var.
17 İnsanlar, develere bakıp bir şeyler anlamıyorlar mı? Nasıl yaratılmış?
18 Göğe bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl yükseltilmiş?
19 Dağlara bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl dikilmiş?
20 Yerküreye, yeryüzüne bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl yayılmış, yaşamaya elverişli hale getirilmiş?
21 O halde, tebliğe devam et, Kur’ân ile öğüt ver. Çünkü sen vahyi, Kur’ân’ı tebliğ ile memursun, öğüt vericisin.
22 Sen onları zorlamaya, onlardan zorla İslâm’ı kabul taahhüdü almaya memur değilsin.
23 Ancak Kur’ân’a sırtını dönen, güç ve iktidarını kullanarak halkı Kur’ân aleyhinde yönlendiren, küfürde direnen, Kur’ân’ı inkâr edene karşı güç kullanabilir, cezalandırabilirsin.
24 Ayrıca Allah, onu daha büyük bir ceza ile cezalandıracaktır.
25 Kesinlikle, onların dönecekleri yer bizim huzurumuzdur.
26 Üstelik onları sorguya, suale hesaba çekmek de bize aittir.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْغَاشِيَةِۜ 1
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌۙ 2
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌۙ 3
تَصْلٰى نَاراً حَامِيَةًۙ 4
تُسْقٰى مِنْ عَيْنٍ اٰنِيَةٍۜ 5
لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ اِلَّا مِنْ ضَر۪يعٍۙ 6
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْن۪ي مِنْ جُوعٍۜ 7
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌۙ 8
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌۙ 9
ف۪ي جَنَّةٍ عَالِيَةٍۙ 10
لَا تَسْمَعُ ف۪يهَا لَاغِيَةًۜ 11
ف۪يهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌۢ 12
ف۪يهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌۙ 13
وَاَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌۙ 14
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌۙ 15
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌۜ 16
اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ۠ 17
وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠ 18
وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ۠ 19
وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠ 20
فَذَكِّرْ اِنَّـمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ 21
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ 22
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ 23
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۜ 24
اِنَّ اِلَيْنَٓا اِيَابَهُمْۙ 25
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ 26
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْغَاشِيَةِۜ
Dehşeti ve paniği ortalığı kaplayan felâketin, Kıyamet’in haberi mi geldi sana?
1
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌۙ
O gün, bir takım yüzler zillet içinde, başlar eğilmiştir.
2
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌۙ
Gayrete gelmişlerdir, zahmet çekmektedirler, boşuna yorulurlar.
3
تَصْلٰى نَاراً حَامِيَةًۙ
Kızgın ateşe yaslanacaklar.
4
تُسْقٰى مِنْ عَيْنٍ اٰنِيَةٍۜ
Kendilerine kaynar su fışkıran bir pınardan su içirilecek.
5
لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ اِلَّا مِنْ ضَر۪يعٍۙ
Acı kuru dikenden başka onlara yiyecek de yok.
6
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْن۪ي مِنْ جُوعٍۜ
Acı kuru dikenler, ne besler, ne de açlığı giderir.
7
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌۙ
O gün, bir takım yüzler de, nimetler içinde mutlu, güzel, pırıl pırıldır.
8
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌۙ
Dünyadaki gayretlerinden, amellerinden, hâlis niyetlerinden dolayı memnundurlar.
9
ف۪ي جَنَّةٍ عَالِيَةٍۙ
Yüce Cennet’te, yüksek konaklardadırlar.
10
لَا تَسْمَعُ ف۪يهَا لَاغِيَةًۜ
Orada boş işlerle meşgul olan bir topluluk gürültüsü, boş bir söz işitmezler.
11
ف۪يهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌۢ
Orada akan pınarlar var.
12
ف۪يهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌۙ
Pınarların başlarında, yükseltilmiş tahtlar, divanlar var.
13
وَاَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌۙ
Konulmuş kadehler var.
14
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌۙ
Dizilmiş koltuklar, yastıklar var.
15
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌۜ
Serilmiş halılar var.
16
اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ۠
İnsanlar, develere bakıp bir şeyler anlamıyorlar mı? Nasıl yaratılmış?
17
وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠
Göğe bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl yükseltilmiş?
18
وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ۠
Dağlara bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl dikilmiş?
19
وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠
Yerküreye, yeryüzüne bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl yayılmış, yaşamaya elverişli hale getirilmiş?
20
فَذَكِّرْ اِنَّـمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ
O halde, tebliğe devam et, Kur’ân ile öğüt ver. Çünkü sen vahyi, Kur’ân’ı tebliğ ile memursun, öğüt vericisin.
21
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ
Sen onları zorlamaya, onlardan zorla İslâm’ı kabul taahhüdü almaya memur değilsin.
22
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ
Ancak Kur’ân’a sırtını dönen, güç ve iktidarını kullanarak halkı Kur’ân aleyhinde yönlendiren, küfürde direnen, Kur’ân’ı inkâr edene karşı güç kullanabilir, cezalandırabilirsin.
23
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۜ
Ayrıca Allah, onu daha büyük bir ceza ile cezalandıracaktır.
24
اِنَّ اِلَيْنَٓا اِيَابَهُمْۙ
Kesinlikle, onların dönecekleri yer bizim huzurumuzdur.
25
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
Üstelik onları sorguya, suale hesaba çekmek de bize aittir.
26

Sureler

Mealler
Fecr Suresi
Sonraki