Enbiyâ Suresi 64. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Enbiyâ Suresi 112 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 73. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 322 sayfa numarasında yer almaktadır.
فَرَجَعُٓوا اِلٰٓى اَنْفُسِهِمْ فَقَالُٓوا اِنَّكُمْ اَنْتُمُ الظَّالِمُونَۙ
Sureler
Mushaf
Sayfa 322
İlgili Sure
Enbiyâ Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Bunun üzerine birbirlerine veya vicdanlarına dönüp: “Doğrusu asıl zalim olan, yani yaratılış gayesi dışında yaşamak suretiyle yoldan çıkan biziz!” diyerek kendilerini suçlamış oldular.
Abdullah Parlıyan Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.
Adem Uğur Şöyle bir düşündükten sonra: "Muhakkak ki siz, evet siz zâlimlersiniz" dediler (birbirlerine).
Ahmed Hulusi Bunun üzerine akılları başlarına gelerek mantıklı düşündüler. Birbirlerine dönüp: 'Siz, evet siz bu cansız putlara kulluk ve ibadet etmekle kendilerine haksızlık eden zâlimlersiniz' dediler.
Ahmet Tekin Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurarak: 'Şüphesiz sizsiniz asıl zalimler, siz' dediler.
Ahmet Varol Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler.
Ali Bulaç Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: “- Doğrusu siz haksızsınız.” dediler.
Ali Fikri Yavuz Bunun üzerine, gerçeğe uyanan vicdanlarına yöneldiler ve (kendi içlerinde itirafta bulunup) dediler: “Biziz, evet (en büyük yanlışı ve haksızlığı yapan) asıl zalim biziz!”
Ali Ünal (64-65) Kendi kendilerine dönüp birbirlerine, “Doğrusu siz zâlimlerdensiniz” dedikten sonra, gönüllerindeki eski inançları depreşerek, “Ey İbrâhim! Sen bunların konuşmayacağını bilirsin” dediler.
Bayraktar Bayraklı (64-65) Kendi kendilerine: «Dogrusu siz haksizsiniz", sonra kafalarinda olan eski inanclarina donerek: «Ey Ibrahim! Bunlarin konusmayacagini, and olsun ki, bilirsin» dediler.
Bekir Sadak Bunun üzerine kendi vicdanlarına dönüp: «Şüphesiz ki siz haksızlarsınız» dediler.
Celal Yıldırım Bunun üzerine vicdanlarına dönüp (içlerinden kendi kendilerine): “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler.
Cemal Külünkoğlu Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler.
Diyanet İşleri (64-65) Kendi kendilerine: 'Doğrusu siz haksızsınız', sonra kafalarında olan eski inançlarına dönerek: 'Ey İbrahim! bunların konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin' dediler.
Diyanet İşleri ( Eski ) Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) «Zalimler sizlersiniz, sizler!» dediler.
Diyanet Vakfı Kendi vicdanlarına dönüp, kendi kendilerine şunu söylediler: 'Gerçekten sizler haksızsınız.'
Edip Yüksel Bunun üzerine vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) dediler ki: «Doğrusu siz haksızsınız.»
Elmalılı ( Sade ) Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: «Doğrusu siz haksızsınız!» dediler.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de dediler: doğrusu siz haksızsınız
Elmalılı Hamdi Yazır Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler.
Gültekin Onan Kendi vicdanlarına dönerek dediler ki: “Muhakkak asıl zalimler sizlersiniz.”
Harun Yıldırım Bunun üzerine vicdanlarına dönüb (birbirlerine) dediler ki: «Hiç şübhesiz (asıl) zaalimler sizsiniz, siz»!
Hasan Basri Çantay Bunun üzerine (orada bulunanlar) kendi vicdanlarına döndüler de (kendi kendilerine): 'Gerçekten zâlim olanlar, ancak sizlersiniz' dediler.
Hayrat Neşriyat Bunun üzerine kendilerine dönüp dediler ki: Hiç şüphesiz zalimler sizsiniz siz.
İbni Kesir Sonlar puta tapanlar kendi aralarında konuşmak için döndüler ve "Gerçekten siz (bu putlara kulluk etmekle) kendi kendinize haksızlık yapıyorsunuz" dediler.
İlyas Yorulmaz Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da (kendi kendilerine), “Şüphesiz zalim olanlar sizlersiniz” deyiverdiler.
İnsan Dergisi Bu sözler, beyinlerinde şimşek gibi çaktı. Bunun üzerine, bir an için vicdanlarının sesine kulak vererek, içlerinden, "Aslında İbrahim doğru söylüyor, bizim yaptığımız düpedüz saçmalık, bu aciz putlara tapmakla, asıl haksız durumda olan biziz!" dediler.
Kadri Çelik Bunun üzerine birbirlerine dönüp: "Doğrusu, asıl zalim olan sizlermişsiniz!" dediler.
Mahmut Kısa Birbirlerine dönüp de gerçekten de zâlimsiniz siz dediler.
Muhammed Esed Bunun üzerine kendi iç dünyalarına döndüler ve (kendi kendilerine) "Siz var ya, siz" dediler, "işte asıl haddini bilmezin ta kendisisiniz!"
Mustafa İslamoğlu Bunun üzerine kendi nefislerine döndüler de dediler ki: «Siz şüphe yok ki, zalimlersiniz.»
Ömer Nasuhi Bilmen Kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine): “Hakikaten sizler zâlimlersiniz!” dediler.
Ömer Öngüt Bunun üzerine kendilerine gelip: -Siz, gerçekten haksızsınız dediler.
Şaban Piriş Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da birbirlerine: “Gerçekten siz zalimlersiniz” dediler.
Sadık Türkmen Bunun üzerine vicdanlarına başvurarak birbirlerine «asıl zalimler sizlersiniz» dediler.
Seyyid Kutub Bunun üzerine vicdanlarına dönüp içlerinden: "Asıl zalim İbrâhim değil, bu âciz putlara ibadet edip bel bağlayan sizler, biz müşriklermişiz!" dediler.
Suat Yıldırım Kendi vicdanlarına başvurup (içlerinden): "Hakikaten sizler haksızsınız!" dediler.
Süleyman Ateş Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da: «Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz» dediler.
Süleymaniye Vakfı Bunun üzerine kendilerine geldiler de “Biz, gerçekten yanlış yoldayız[*]” dediler.
Tefhim-ul Kuran Vicdanlarının sesini dinlediklerinde, 'Gerçekten zalim olan biziz' dediler.
Ümit Şimşek Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz."
Yaşar Nuri Öztürk Bunun üzerine kendi vicdanlarına dönerek "Doğrusu zalim olanlar sizlersiniz" dediler.

Sureler
Sayfa 322
Mushaf
Enbiyâ Suresi
İlgili Sure
Ayetler