|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالضُّحٰىۙ And olsun kuşluk vaktine, |
1 |
|
وَالَّيْلِ اِذَا سَجٰىۙ Karanlığı çöküb de sükûn bulduğu zaman geceye ki, |
2 |
|
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلٰىۜ Rabbin seni terk etmedi (Ey Rasûlüm), darılmadı da... |
3 |
|
وَلَلْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْاُو۫لٰىۜ Muhakkak ki ahiret, senin için dünyadan daha hayırlıdır. |
4 |
|
وَلَسَوْفَ يُعْط۪يكَ رَبُّكَ فَتَـرْضٰىۜ İleride (kıyamet günü), Rabbin sana (şefaat makamını) verecek de hoşnud olacaksın. |
5 |
|
اَلَمْ يَجِدْكَ يَت۪ـيـماً فَاٰوٰىۖ O (Rabbin) sen bir yetim iken, (seni) barındırmadı mı? |
6 |
|
وَوَجَدَكَ ضَٓالاًّ فَهَدٰىۖ Seni, (şeriat hükümlerini) bilmezken, (nübüvvet nimeti ile şer’î) yola koymadı mı? |
7 |
|
وَوَجَدَكَ عَٓائِلاً فَاَغْنٰىۜ Seni, bir, yoksul iken, (Hz. Hatice’nin malı ile) zengin etmedi mi? |
8 |
|
فَاَمَّا الْيَت۪يمَ فَلَا تَقْهَرْۜ Öyle ise, yetime gelince; zulüm etme. |
9 |
|
وَاَمَّا السَّٓائِلَ فَلَا تَنْهَرْۜ Dilenciyi de azarlama. |
10 |
|
وَاَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ Amma Rabbinin (sana verdiği peygamberlik) nimetini (durma insanlara) söyleyip anlat... |
11 |