|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالضُّحٰىۙ Kasem ederim duhaya (Güneş'in dünyayı aydınlatmaya başladığı saatlere), |
1 |
|
وَالَّيْلِ اِذَا سَجٰىۙ Sükûnet vaktinde geceye ki, |
2 |
|
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلٰىۜ Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı! |
3 |
|
وَلَلْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْاُو۫لٰىۜ Elbette sonsuz gelecek yaşam senin için şimdikinden hayırlıdır. |
4 |
|
وَلَسَوْفَ يُعْط۪يكَ رَبُّكَ فَتَـرْضٰىۜ Elbette Rabbin sana verecek de razı olacaksın! |
5 |
|
اَلَمْ يَجِدْكَ يَت۪ـيـماً فَاٰوٰىۖ Seni bir yetim (babasız ve anasız) bularak barındırmadı mı? |
6 |
|
وَوَجَدَكَ ضَٓالاًّ فَهَدٰىۖ Seni dall (Zâtî hakikatini bilmeyen) bulup da hakikate erdirmedi mi? |
7 |
|
وَوَجَدَكَ عَٓائِلاً فَاَغْنٰىۜ Seni hiçbir şeyin yok iken (fakr - "yok"lukta) bulup da zenginliğe ("gına"ya) kavuşturmadık mı (El Ğaniyy kulu yapmadık mı, Âlemlerden Ğaniyy olanın kulluğunu yaşatmadık mı)? |
8 |
|
فَاَمَّا الْيَت۪يمَ فَلَا تَقْهَرْۜ O hâlde, yetime hor bakma! |
9 |
|
وَاَمَّا السَّٓائِلَ فَلَا تَنْهَرْۜ İsteyeni, soru soranı sakın azarlama! |
10 |
|
وَاَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ Rabbinin nimetini, dillendir! |
11 |