Sureler
Mealler
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 (1-3) Burçlar sahibi göğe; vaad edilen o güne; tanık olan ve tanık olunana yemin olsun ki, [740] [741]
2 (1-3) Burçlar sahibi göğe; vaad edilen o güne; tanık olan ve tanık olunana yemin olsun ki, [740] [741]
3 (1-3) Burçlar sahibi göğe; vaad edilen o güne; tanık olan ve tanık olunana yemin olsun ki, [740] [741]
4 (4-5) Kahrolsun! Ateşi olan o çukuru kazanlar.
5 (4-5) Kahrolsun! Ateşi olan o çukuru kazanlar.
6 (6-7) Onlar da o ateş çukurunun etrafında oturmuş, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. [742]
7 (6-7) Onlar da o ateş çukurunun etrafında oturmuş, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. [742]
8 (8-9) Müminlerden, sadece, göklerin ve yerin mülkü/iktidarı kendisine ait olan, ‘sonsuz kudret sahibi ve övgüye layık olan Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam aldılar/alıyorlar. Oysaki Allah her şeyi görür.
9 (8-9) Müminlerden, sadece, göklerin ve yerin mülkü/iktidarı kendisine ait olan, ‘sonsuz kudret sahibi ve övgüye layık olan Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam aldılar/alıyorlar. Oysaki Allah her şeyi görür.
10 Şüphesiz, inanan erkekler ile inanan kadınlara işkence edenlere ve sonra tövbe etmeyenlere, cehennem azabı ve orada yanma cezası vardır.
11 İman edip iyi amel yapanlara ise, içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte, büyük kurtuluş budur.
12 (12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
13 (12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
14 (12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
15 (12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
16 (12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
17 (17-18) Orduların, Firavun ve Semûd'un uğradıkları helâkın haberi sana geldi mi?
18 (17-18) Orduların, Firavun ve Semûd'un uğradıkları helâkın haberi sana geldi mi?
19 Doğrusu, inkârcılar hakikati yalanlayıp durmaktalar.
20 Allah onları arkalarından kuşatmıştır.
21 (21-22) Hakikatte o, korunmuş levhada/Levh-ı Mahfûz'da bulunan şerefli Kur'ân'dır. [743]
22 (21-22) Hakikatte o, korunmuş levhada/Levh-ı Mahfûz'da bulunan şerefli Kur'ân'dır. [743]
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِۙ 1
وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِۙ 2
وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍۜ 3
قُتِلَ اَصْحَابُ الْاُخْدُودِۙ 4
اَلنَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِۙ 5
اِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌۙ 6
وَهُمْ عَلٰى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِن۪ينَ شُهُودٌۜ 7
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ اِلَّٓا اَنْ يُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَم۪يدِۙ 8
اَلَّذ۪ي لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌۜ 9
اِنَّ الَّذ۪ينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَر۪يقِۜ 10
اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْـكَب۪يرُۜ 11
اِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَد۪يدٌۜ 12
اِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُع۪يدُۚ 13
وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُۙ 14
ذُوالْعَرْشِ الْمَج۪يدُۙ 15
فَعَّالٌ لِمَا يُر۪يدُۜ 16
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِۙ 17
فِرْعَوْنَ وَثَمُودَۜ 18
بَلِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي تَكْذ۪يبٍۙ 19
وَاللّٰهُ مِنْ وَرَٓائِهِمْ مُح۪يطٌۚ 20
بَلْ هُوَ قُرْاٰنٌ مَج۪يدٌۙ 21
ف۪ي لَوْحٍ مَحْفُوظٍ 22
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِۙ
(1-3) Burçlar sahibi göğe; vaad edilen o güne; tanık olan ve tanık olunana yemin olsun ki, [740] [741]
1
وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِۙ
(1-3) Burçlar sahibi göğe; vaad edilen o güne; tanık olan ve tanık olunana yemin olsun ki, [740] [741]
2
وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍۜ
(1-3) Burçlar sahibi göğe; vaad edilen o güne; tanık olan ve tanık olunana yemin olsun ki, [740] [741]
3
قُتِلَ اَصْحَابُ الْاُخْدُودِۙ
(4-5) Kahrolsun! Ateşi olan o çukuru kazanlar.
4
اَلنَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِۙ
(4-5) Kahrolsun! Ateşi olan o çukuru kazanlar.
5
اِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌۙ
(6-7) Onlar da o ateş çukurunun etrafında oturmuş, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. [742]
6
وَهُمْ عَلٰى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِن۪ينَ شُهُودٌۜ
(6-7) Onlar da o ateş çukurunun etrafında oturmuş, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. [742]
7
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ اِلَّٓا اَنْ يُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَم۪يدِۙ
(8-9) Müminlerden, sadece, göklerin ve yerin mülkü/iktidarı kendisine ait olan, ‘sonsuz kudret sahibi ve övgüye layık olan Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam aldılar/alıyorlar. Oysaki Allah her şeyi görür.
8
اَلَّذ۪ي لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌۜ
(8-9) Müminlerden, sadece, göklerin ve yerin mülkü/iktidarı kendisine ait olan, ‘sonsuz kudret sahibi ve övgüye layık olan Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam aldılar/alıyorlar. Oysaki Allah her şeyi görür.
9
اِنَّ الَّذ۪ينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَر۪يقِۜ
Şüphesiz, inanan erkekler ile inanan kadınlara işkence edenlere ve sonra tövbe etmeyenlere, cehennem azabı ve orada yanma cezası vardır.
10
اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْـكَب۪يرُۜ
İman edip iyi amel yapanlara ise, içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte, büyük kurtuluş budur.
11
اِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَد۪يدٌۜ
(12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
12
اِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُع۪يدُۚ
(12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
13
وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُۙ
(12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
14
ذُوالْعَرْشِ الْمَج۪يدُۙ
(12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
15
فَعَّالٌ لِمَا يُر۪يدُۜ
(12-16) Şüphesiz, Rabbinin yakalaması son derece çetindir. İnsanı yoktan yaratan ve sonra yeniden diriltecek O'dur. O, çok bağışlayandır; çok sevendir. Şanlı kudret tahtının sahibidir. Dilediği şeyleri mutlak yapandır.
16
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْجُنُودِۙ
(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd'un uğradıkları helâkın haberi sana geldi mi?
17
فِرْعَوْنَ وَثَمُودَۜ
(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd'un uğradıkları helâkın haberi sana geldi mi?
18
بَلِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي تَكْذ۪يبٍۙ
Doğrusu, inkârcılar hakikati yalanlayıp durmaktalar.
19
وَاللّٰهُ مِنْ وَرَٓائِهِمْ مُح۪يطٌۚ
Allah onları arkalarından kuşatmıştır.
20
بَلْ هُوَ قُرْاٰنٌ مَج۪يدٌۙ
(21-22) Hakikatte o, korunmuş levhada/Levh-ı Mahfûz'da bulunan şerefli Kur'ân'dır. [743]
21
ف۪ي لَوْحٍ مَحْفُوظٍ
(21-22) Hakikatte o, korunmuş levhada/Levh-ı Mahfûz'da bulunan şerefli Kur'ân'dır. [743]
22

Sureler

Mealler