Sureler
Mealler
Önceki
Fecr Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Yemin ederim bu (kutsal Mekke) şehrine–
2 Ki sen (ey Rasûlüm), bu şehrin (onun kutsallığına çok büyüt katkı yapan) bir mukimisin.
3 Ve o değerli baba (İbrahim’e) ve O’nun atası olduğu değerli oğul (Muhammed’e),
4 Gerçek şu ki, Biz insanı meşakket ve imtihan yüklü bir hayata gönderdik.
5 Acaba insan, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
6 “Ben yığınla mal tükettim” diye övünüp durur.
7 Yoksa, kendisini kimsenin görmediğini mi düşünüyor?
8 Biz onun için var etmedik mi (görmesi için) bir çift göz,
9 (Konuşabilmesi için) bir dil ve iki dudak?
10 Ve ona (hayırlı olanı takip edip, şerli olandan kaçınması için hayır ve şer) yollarını göstermedik mi?
11 Fakat o, sarp yokuşu aşmak için hiçbir gayret sarfetmiyor.
12 Bilir misin o sarp yokuş nedir?
13 Bir köle (veya esiri) hürriyetine kavuşturmaktır;
14 Ya da kıtlık veya darlık zamanında doyurmaktır,
15 Akrabadan olan bir yetimi,
16 Ya da yiyeceği, barınağı olmayan perişan bir yoksulu.
17 Bir de, elbette iman etmiş olmak ve karşılıklı sabır teşvik ve tavsiyesinde bulunmak, merhamet teşvik ve tavsiyesinde bulunmaktır.
18 Böyle yapanlar, hesap defterleri sağ ellerine verilecek olan yümün ve bereket ehlidir.
19 Âyetlerimizi inkâr edenlere gelince, onlar, hesap defterleri sol ellerine verilecek olan bedbahtlık ehli nasipsizlerdir.
20 Cezaları ise, üzerlerini tamamen kaplayacak dehşetli bir Ateş’te yanmak olacaktır.
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
لَٓا اُقْسِمُ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ 1
وَاَنْتَ حِلٌّ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ 2
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَۙ 3
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ي كَبَدٍۜ 4
اَيَحْسَبُ اَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ اَحَدٌۢ 5
يَقُولُ اَهْلَكْتُ مَالاً لُبَداًۜ 6
اَيَحْسَبُ اَنْ لَمْ يَرَهُٓ اَحَدٌۜ 7
اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ 8
وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِۙ 9
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ 10
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَۘ 11
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ 12
فَكُّ رَقَبَةٍۙ 13
اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ 14
يَت۪يماً ذَا مَقْرَبَةٍۙ 15
اَوْ مِسْك۪يناً ذَا مَتْرَبَةٍۜ 16
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ 17
اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ 18
وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ 19
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ 20
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
لَٓا اُقْسِمُ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ
Yemin ederim bu (kutsal Mekke) şehrine–
1
وَاَنْتَ حِلٌّ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ
Ki sen (ey Rasûlüm), bu şehrin (onun kutsallığına çok büyüt katkı yapan) bir mukimisin.
2
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَۙ
Ve o değerli baba (İbrahim’e) ve O’nun atası olduğu değerli oğul (Muhammed’e),
3
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ي كَبَدٍۜ
Gerçek şu ki, Biz insanı meşakket ve imtihan yüklü bir hayata gönderdik.
4
اَيَحْسَبُ اَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ اَحَدٌۢ
Acaba insan, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
5
يَقُولُ اَهْلَكْتُ مَالاً لُبَداًۜ
“Ben yığınla mal tükettim” diye övünüp durur.
6
اَيَحْسَبُ اَنْ لَمْ يَرَهُٓ اَحَدٌۜ
Yoksa, kendisini kimsenin görmediğini mi düşünüyor?
7
اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ
Biz onun için var etmedik mi (görmesi için) bir çift göz,
8
وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِۙ
(Konuşabilmesi için) bir dil ve iki dudak?
9
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ
Ve ona (hayırlı olanı takip edip, şerli olandan kaçınması için hayır ve şer) yollarını göstermedik mi?
10
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَۘ
Fakat o, sarp yokuşu aşmak için hiçbir gayret sarfetmiyor.
11
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ
Bilir misin o sarp yokuş nedir?
12
فَكُّ رَقَبَةٍۙ
Bir köle (veya esiri) hürriyetine kavuşturmaktır;
13
اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ
Ya da kıtlık veya darlık zamanında doyurmaktır,
14
يَت۪يماً ذَا مَقْرَبَةٍۙ
Akrabadan olan bir yetimi,
15
اَوْ مِسْك۪يناً ذَا مَتْرَبَةٍۜ
Ya da yiyeceği, barınağı olmayan perişan bir yoksulu.
16
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ
Bir de, elbette iman etmiş olmak ve karşılıklı sabır teşvik ve tavsiyesinde bulunmak, merhamet teşvik ve tavsiyesinde bulunmaktır.
17
اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ
Böyle yapanlar, hesap defterleri sağ ellerine verilecek olan yümün ve bereket ehlidir.
18
وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ
Âyetlerimizi inkâr edenlere gelince, onlar, hesap defterleri sol ellerine verilecek olan bedbahtlık ehli nasipsizlerdir.
19
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ
Cezaları ise, üzerlerini tamamen kaplayacak dehşetli bir Ateş’te yanmak olacaktır.
20

Sureler

Mealler
Fecr Suresi
Önceki
Şems Suresi
Sonraki