A'râf Suresi 95. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

A'’râf Suresi 206 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 39. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 151 sayfa numarasında yer almaktadır.
ثُمَّ بَدَّلْنَا مَكَانَ السَّيِّئَةِ الْحَسَنَةَ حَتّٰى عَفَوْا وَقَالُوا قَدْ مَسَّ اٰبَٓاءَنَا الضَّرَّٓاءُ وَالسَّرَّٓاءُ فَاَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 151
İlgili Sure
A'râf Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Sonra o darlığı genişliğe çevirmişizdir. O kadar ki, çoğalmışlar; ve doğrusu atalarımıza da bu gibi sıkıntı ve darlık dokunmuştu, demişlerdi de, ne olup bittiğinin farkına varmadan onları kıskıvrak yakalayıvermişizdir.
Abdullah Parlıyan Sonra kötülüğü (darlığı) değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve: "Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı" dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık.
Adem Uğur Sonra içine düştükleri sıkıntıyı iyilik ile değiştirdik. . . Nihayet refaha erip (mal, evlatça) çoğaldılar ve (bu defa): "Babalarımıza da sıkıntı ve refah dolu günler gelmiştir (bunda alınacak bir ders olamaz)" dediler. . . Biz de onları, ne olup bittiğini fark etmeden yakaladık!
Ahmed Hulusi Sonra bu kötü, sıkıntılı, felâketli günlerin yerine düzenli bir devlet hayatı, iyilik bolluk, zenginlik ve refah getirdik. Nihayet çoğaldılar. Başlarına gelen felâketleri, Allah’ın cezalandırması ve imtihanı sayacakları yerde: 'Atalarımız da böyle sıkıntılar ve sevinçli günler, ekonomik darboğazlar ve refah günleri yaşamışlardı. Bunlar tabiî olaylardır' diyerek ikazları hafife aldılar. Biz de onları, farkına varmadıkları bir anda, ansızın, hayal edemeyecekleri bir şekilde yakalayıp işlerini bitirdik.
Ahmet Tekin Sonra kötülüğün yerine iyilik verdik. Derken hayli çoğaldılar, varlıkları arttı ve: 'Babalarımıza da darlık ve rahatlık dokunmuştu' dediler. Bunun üzerine onları farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık.
Ahmet Varol Sonra kötülüğün yerini iyilikle değiştirdik, öyle ki onlar, çoğaldılar ve: "Atalarımıza da (bazan) şiddetli sıkıntılar (bazan da) refah ve genişlikler dokunmuştu" dediler. Bunun üzerine, biz de onları kendileri hiç şuurunda değilken apansız kıskıvrak yakalayıverdik.
Ali Bulaç Sonra bu sıkıntının yerine iyilik ve selâmet verdik. Derken çoğaldılar ve; “- Doğrusu atalarımıza da böyle sıkıntılı haller olmuş, sevinçli ve geniş haller de gelmiş” dediler. Tam o sırada, hatırlarından geçmezken, ansızın kendilerine azabla yakalayıverdik.
Ali Fikri Yavuz Onları bir süre böyle terbiyeye tâbi tutmamızın ardından, (eğer iman etmezlerse bu defa merhale merhale helâk yolunda) sıkıntılı hallerini rahatlıkla değiştiririz. Zamanla nüfusları da, güçleri de artar, bolluğa erer ve hiçbir şeye aldırış etmeden yiyip–içmeye başlarlar da, “Vaktiyle atalarımız kâh üzülmüş, kâh sevinmişlerdi; (biz ise ne kadar rahattayız!)” der ve olupbitenlerden hiç ders almazlar. Nihayet kendilerini o şuursuzlukları içinde ve onlar farkına bile varmadan birden yakalayıveririz.
Ali Ünal Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik getirdik. Nihayet çoğaldılar ve “Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı” dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık.
Bayraktar Bayraklı Sonra kotulugun yerine iyiligi koyduk, oyle ki, cogalip, «Babalarimiz da darliga ugramis, bolluga kavusmuslardi» dediler. Bu yuzden onlari haberleri olmadan, ansizin yakalayiverdik.
Bekir Sadak Sonra da bu tür kötülüğü iyiliğe çevirmişizdir, o kadar ki. çoğalmışlar ve «doğrusu atalarımıza da (bu gibi) sıkıntı ve darlık dokunmuş, bolluk ve ferahlığa kavuşmuşlardı» demişlerdi de o sebepten haberleri olmadan ansızın onları tutup (mahvetmiştik).
Celal Yıldırım Sonra o darlığı değiştirip yerine genişlik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve (nankörlük edip): “Atalarımız da darlık ve sıkıntıya düşmüşlerdi” dediler. İşte ancak bundan sonradır ki, kendileri (ne olup bittiğinin) farkına varmadan, onları kıskıvrak yakaladık.
Cemal Külünkoğlu Sonra kötülüğün (sıkıntı ve darlığın) yerine iyiliği (bolluk ve genişliği) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve (nankörlük edip): “Atalarımız da darlığa uğramış ve bolluğa kavuşmuşlardı” dediler. Biz de, farkında değillerken onları ansızın yakaladık.
Diyanet İşleri Sonra kötülüğün yerine iyiliği koyduk, öyle ki, çoğalıp, 'babalarımız da darlığa uğramış, bolluğa kavuşmuşlardı' dediler. Bu yüzden onları haberleri olmadan, ansızın yakalayıverdik.
Diyanet İşleri ( Eski ) Sonra kötülüğü (darlığı) değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve: «Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı» dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık.
Diyanet Vakfı Sonra kötülüğün yerine iyiliği getirdik. Ne var ki anlayışlarını yitirdiler: 'Sıkıntı ve refah atalarımıza da dokunmuştu,' dediler. Bunun üzerine, haberleri olmadan onları ansızın yakaladık.
Edip Yüksel Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik, nihayet çoğaldılar ve: «Atalarımıza da böyle darlık ve sevinç dokunmuştu.» dediler ve hemen onları, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık.
Elmalılı ( Sade ) Sonra da kötülük yerine güzellik getirmişizdir. Nihayet çoğalmışlar ve: «Doğrusu atalarımızın sıkıntılı halleri de neşeli zamanları da olmuştu.» demişlerdi. O zaman Biz de kendilerini -hatırlarından geçmezken- ansızın tutmuş bastırıvermiştik.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Sonra da fenalık yerine güzelliğe tebdil etmişizdir, tâki artmışlar ve demişlerdir: Doğrusu atalarımıza sıkıntılı haller de olmuş, sürûrlü demler de, tam o vakit biz de kendilerini hatırlarından geçmezken ansızın tutmuş bastırıvermiştik.
Elmalılı Hamdi Yazır Sonra kötülüğün yerini iyilikle değiştirdik, öyle ki onlar çoğaldılar ve: "Atalarımıza da (bazen) şiddetli sıkıntılar (bazen de) refah ve genişlikler dokunmuştu" dediler. Bunun üzerine, biz de onları kendileri hiç şuurunda değilken apansız kıskıvrak yakalayıverdik.
Gültekin Onan Sonra kötülüğü iyilikle değiştirdik ta ki onlar çoğalarak: “Atalarımıza da şiddetli sıkıntılar ve genişlik dokunmuştu.” dediler. Nihayet biz de kendileri farkında değillerken onları ansızın yakalayıverdik.
Harun Yıldırım Sonra bu sıkıntının yerine iyilik (selâmet, bolluk) verdik. Nihayet çoğaldılar, «Atalarımıza da (gah böyle) fakirlik, şiddet, hastalık, (gâh) iyilik, genişlik dokunmuşdur» dediler. Bunun üzerine biz de kendileri farkına varmadan, onları ansızın tutub yakalayıverdik.
Hasan Basri Çantay Sonra kötülüğün (o darlığın) yerini, iyilik (bolluk)la değiştirdik. Nihâyet (mal ve evlâd cihetiyle) çoğaldılar ve: 'Doğrusu atalarımıza (da zaman zaman böyle) darlıklar ve bolluklar dokunmuştu. (Bunun tehdîd edildiğimiz azabla bir alâkası yok!)' dediler de, kendileri hiç farkında değillerken onları ansızın yakalayıverdik.
Hayrat Neşriyat Sonra kötülüğün yerine iyilik koyduk. Nihayet çoğaldılar ve; atalarımıza da fakirlik, şiddet, hastalık, iyilik ve genişlik dokunmuştu, dediler. Bunun üzerine Biz de onları kendilerine farkına varmadan ansızın yakalayıverdik.
İbni Kesir Sonra kötülükleri iyiliklerle değiştiririz ki rahatlasınlar ve "Atalarımıza da darlıklar ve sıkıntılar uğradı (başımıza gelenler normaldir)" desinler. Bizde haberleri yokken onları, ansızın yakalayıverelim.
İlyas Yorulmaz Sonra kötülüğü (darlığı) değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve, “Babalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı” dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık.
İnsan Dergisi Derken bir süre sonra bu kötü durumu kaldırıp onun yerine güzellikler veririz. Nihayet refah seviyeleri iyice yükselince, yavaş yavaş azgınlaşmaya başlayarak, "Atalarımız da zaman zaman böyle sıkıntılı ve sevinçli anlar yaşamışlardı. Demek ki bu olaylar ilâhî bir uyarı, imtihan veya ceza değil, tamamen tesadüflere bağlı olarak öteden beri süregelen basit tabiat hadiseleri ve sosyal olaylardan ibaretmiş." derler. Böylece, Allah'ın emirlerini bir kenara atıp yeryüzünde fesat çıkarırlar. Bunun üzerine, hiç beklemedikleri bir anda, şiddetli bir azap ile onları ansızın yakalayıveririz!
Kadri Çelik Sonra o darlığı genişliğe çevirmişizdir ki refahı tatsınlar da (kendi kendilerine): "Atalarımız da darlık ve sıkıntıya düşmüşler (ve genişliği görmüşler)di" desinler, işte ancak bundan sonradır ki, kendileri daha (ne olup bittiğinin) farkına varmadan, onları kıskıvrak yakaladık.
Mahmut Kısa Sonra da kötülük yerine iyilik verdik, çoğaldılar ve atalarımız da malca zarara uğramışlardı, genişliğe kavuşmuşlardı, bu, böyledir dediler de ansızın onları azâba uğrattık, anlamadılar bile.
Muhammed Esed Sonra (o) kötü durumu güzelliğe çevirmişizdir de, refaha kavuşup şımarmamışlar ve "(Bir zamanlar) atalarımız da sıkıntılı ve sevinçli günler yaşamışmış" demişlerdir. İşte bunun üzerine biz de onları, olup bitenin farkına dahi varmadan ansızın yakalayıvermişizdir.
Mustafa İslamoğlu Sonra bu fenalık yerini güzelliğe tebdîl ettik. Tâ ki çoğaldılar ve dediler ki: «Muhakkak bizim babalarımıza da sıkıntılı haller, neşveli demler dokunmuştur.» Artık Biz de onları kendileri farkına varmadıkları halde ansızın tutup yakaladık.
Ömer Nasuhi Bilmen Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik getirdik. Nihayet çoğaldılar ve: “Atalarımıza da böyle darlık ve sevinç dokunmuştu. ” dediler. Biz de onları hiç hatırlarından geçmediği bir anda ansızın yakaladık.
Ömer Öngüt Sonra meşakkatin yerini iyilikle değiştirdik de (başlarına geleni unutarak) boş verdiler. Ve: -Atalarımız da hem darlık hem de bolluk görmüşlerdir, dediler. Biz de onları farkında değillerken ansızın yakaladık.
Şaban Piriş Sonra, sıkıntının yerini iyilikle değiştirdik. Nihayet çoğaldılar ve dediler ki: “Sıkıntı ve sevinç atalarımıza da dokunmuştu.” Biz de onları ansızın yakaladık, onlar farkında olmadıkları bir sırada!
Sadık Türkmen Sonra kötü günleri iyi günlerle değiştirdik de sayıca çoğaldılar ve: «Atalarımız da hem sıkıntılı hem de sevinçli günler geçirmişlerdi» dediler. Bunun üzerine onları hiç ummadıkları bir sırada ansızın yakalayıverdik.»
Seyyid Kutub Sonra o kötü durumları değiştirip güzellikleri yayarız. Zamanla ahali çoğalıp "Vaktiyle atalarımız gâh üzülmüş, gâh sevinmişlerdi." derler fakat olaylardan ibret alıp şükretmezler. Derken, o bilinçsiz halleriyle, hiç hatırlarından geçmezken, ansızın onları kıskıvrak yakalarız.
Suat Yıldırım Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik getirdik de (insanlar) çoğaldılar ve: "Atalarımıza da darlık ve sevinç dokunmuştu (onlar da üzüntülü ve sevinçli günler geçirmişlerdi)." dediler (de olaylardan ibret alıp şükretmediler). Biz de onları, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık.
Süleyman Ateş Sonra kötülüğün yerini iyilikle değiştirdik, öyle ki onlar, çoğaldılar ve: «Atalarımıza da (bazan) şiddetli sıkıntılar (bazan da) refah ve genişlikler dokunmuştu» dediler. Bunun üzerine, biz de onları kendileri hiç şuurunda değilken apansız kıskıvrak-yakalayıverdik.
Süleymaniye Vakfı Sonra kötülüğü alır yerine iyilik veririz. Nihayet zenginleşirler, (yapılan uyarıları göz ardı ederek) derler ki “Atalarımız da darlık ve bolluk yaşamışlar.” Bunun üzerine onları beklemedikleri bir anda yakalarız; farkına bile varamazlar.
Tefhim-ul Kuran Sonra da kötülükleri kaldırıp yerine iyilik verdik. Nihayet sayıları ve servetleri artınca, 'Atalarımızın başına da böyle darlıklar ve bolluklar gelmişti' dediler. Biz de onları, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakalayıverdik.
Ümit Şimşek Sonra zorluk ve sıkıntının yerine mutluluk ve güzelliği getirmişiz de çoğalmışlar ve şöyle demişlerdir: "Atalarımız da zorluk ve sevinçle yüzyüze gelmişlerdi." Nihayet biz onları farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakalayıverdik.
Yaşar Nuri Öztürk Sonra kötülüğü (darlığı) değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve (Bizi unutup) "Atalarımıza da (bazan) şiddetli sıkıntılar (bazan da) refah ve genişlikler dokunmuştu" dediler. Biz de onları hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakalayıverdik.

Sureler
Sayfa 151
Mushaf
A'râf Suresi
İlgili Sure
Ayetler