Âl-i İmrân Suresi 152. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Âl-i İmrân Suresi 200 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 89. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 50 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ اللّٰهُ وَعْدَهُٓ اِذْ تَحُسُّونَهُمْ بِاِذْنِه۪ۚ حَتّٰٓى اِذَا فَشِلْتُمْ وَتَنَازَعْتُمْ فِي الْاَمْرِ وَعَصَيْتُمْ مِنْ بَعْدِ مَٓا اَرٰيكُمْ مَا تُحِبُّونَۜ مِنْكُمْ مَنْ يُر۪يدُ الدُّنْيَا وَمِنْكُمْ مَنْ يُر۪يدُ الْاٰخِرَةَۚ ثُمَّ صَرَفَكُمْ عَنْهُمْ لِيَبْتَلِيَكُمْۚ وَلَقَدْ عَفَا عَنْكُمْۜ وَاللّٰهُ ذُوفَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 50
İlgili Sure
Âl-i İmrân Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Allah, Uhud savaşının ilk anlarında, size verdiği sözü doğruladı. O'nun izniyle düşmanlarınızı yok etmek üzereydiniz. Ne var ki, Allah size sevip hoşlandığınız ganimet toplama işini gösterdikten sonra gevşediniz. Peygamberden gelen emre aykırı davrandınız ve itaatsizlik ettiniz. Aranızda bu dünyaya ilgi duyan kimseler olduğu gibi, ahirete gönül verenler de mevcuttu. Bunun üzerine, Allah sizi denemek için düşmanlarınızı yenmenize mani oldu, ama yine de sizi bağışladı. Zira Allah, mü'minlere karşı çok ikram sahibidir.
Abdullah Parlıyan Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vâdini yerine getirmiştir. Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmaya kalkıştınız ve âsi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu. Ve andolsun sizi bağışladı. Zaten Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır.
Adem Uğur (Uhud'da) Allâh elbette size sözünü tuttu; varlığınızdaki Allâh Esmâ'sının elverdiği kuvve ile (biiznihi) onları yok etmek üzereydiniz. Ancak Allâh size sevdiğinizi (zafer ve ganimet) gösterdiğinde zayıflık gösterdiniz ve size verilmiş olan hükme isyan edip tartıştınız. Sizden kimi dünyalığı istiyordu (görev yerini bırakıp ganimete koştu), kimi de sonsuz geleceği (Rasûlün hükmüne uyup direndi ve şehîd oldu). Sonra Allâh, size ne durumda olduğunuzu göstermek için geri çevirdi. Bununla beraber sizi affetti. Allâh iman edenlere fazl sahibidir.
Ahmed Hulusi Siz Allah’ın bilgisi, planı dahilinde Allah’ın iradesiyle düşmanlarınızın kökünü kazırken, Allah size olan vaadini yerine getirmiştir. Nihayet öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı, galibiyeti size gösterdikten sonra, zaafa düştünüz, peygamberin yaptığı harp planı konusunda tartışmaya kalktınız ve sizi yerleştirdiği savunma mevzilerini terkederek âsi oldunuz. İçinizden dünyayı isteyeniniz de vardı, âhireti isteyeniniz de vardı. Bir de, Allah sizi denemek için onları mağlup etmekten alıkoydu. Ve andolsun, buna rağmen sorgusuz sualsiz sizin kusurlarınızı bağışladı. Allah mü’minlere çok lütufkârdır.
Ahmet Tekin Şüphesiz Allah size vaadettiğini yerine getirdi. Allah'ın izniyle onları kırıp geçiriyordunuz. Ancak (Allah) sevdiğiniz şeyi size gösterince gevşediniz, yapılması gerekende tartışmaya girdiniz ve karşı geldiniz. Sizden kimisi dünyayı, kimisi de ahireti istiyor. Daha sonra (Allah) sizi denemek için onlardan çevirdi (yenilgiye uğrattı). Şüphesiz O sizi bağışladı. Allah mü'minler için lütuf sahibidir.
Ahmet Varol Andolsun, Allah size verdiği sözünde sadık kaldı; siz O'nun izniyle onları kırıp geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiğiniz (zafer)i size gösterdikten sonra, siz yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve emir hakkında çekiştiniz. Sizden kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra (Allah) denemek için sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) sizi bağışladı. Allah mü'minlere karşı fazl (ve ihsan) sahibi olandır.
Ali Bulaç Gerçekten Allah size vaadini doğruladı. O sıra düşmanları öldürüyordunuz; tâ ki, o sevdiğiniz üstünlüğü Allah size gösterdi ve sonra isyan edip verilen emirde çekişerek yılgınlık ettiniz. İçinizden kimi (zafer sevinci ve ganimet arzusu ile) dünyası istiyor, kimi de cenk azmi ile ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi imtihan etmek için (müsibetlere karşı sabır ve metanetinizi denemek için) yardımını üzerinizden alıkoyup onları size gâlip getirdi. Bununla beraber sizi bağışladı da. Allah müminlere ihsan ve merhamet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz Esasen Allah, size verdiği sözde durdu: O’nun izni ile düşmanlarınızı kırıp geçiriyordunuz. Fakat arzuladığınız galibiyeti bu şekilde size göstermesinin ardından (ganimet sevdasıyla) gevşeyiverdiniz ve (mevziinizden ayrılmamanız için) size verilmiş bulunan emir konusunda çekiştiniz, neticede de (Allah Rasûlü’nün bu emrine) isyan ettiniz. İçinizde dünyayı dileyen vardı, Âhiret’i dileyen vardı. Bunun üzerine Allah sizi denemek için, (üzerlerine yüklenmiş bulunduğunuz o kâfirler) karşısında sizi yüz geri etti. Bununla beraber, yine de sizi affetti. Allah, mü’minlere karşı daima lütf u inayet sahibidir.
Ali Ünal Allah, elbette size verdiği sözü tuttu. O'nun izniyle düşmanlarınızı yok etmek üzereydiniz; ne var ki Allah size arzuladığınız zaferi gösterdikten sonra gevşediniz, peygamberden gelen emre aykırı davrandınız ve itaatsizlik ettiniz. Aranızda sadece bu dünyaya ilgi duyan kimseler olduğu gibi, âhirete gönül verenler de mevcuttu. Bunun üzerine Allah, sizi sınamak için düşmanları yenmenize mani oldu. Ama Allah günahlarınızı bağışladı; zira Allah'ın inananlara lütfu sınırsızdır.
Bayraktar Bayraklı And olsun ki, Allah, size verdigi sozde durdu. Onun izniyle kafirleri kirip biciyordunuz, ama Allah size arzuladiginiz zaferi gosterdikten sonra gevseyip bu hususta cekistiniz ve isyan ettiniz; sizden kimi dunyayi, kimi ahireti istiyordu; derken denemek icin Allah sizi geri cevirip bozguna ugratti. And olsun ki O, sizi bagisladi. Allah'in inananlara nimeti boldur.
Bekir Sadak And olsun ki, Allah'ın size verdiği söz doğru çıktı; hani Allah'ın izniyle onları kırıp geçiriyordunuz, tâ ki sevdiğiniz şeyi (zafer ve ganimeti) size gösterdikten sonra korkuyla karışık bir yılgınlık göstererek bu hususta tartışıp çekiştiniz, emre uymadınız ; o kadar ki, kiminiz dünyayı, kiminiz âhireti istiyordu. Sonra denemek için sizi onlardan çevirdi (bozguna uğrattı). Şanıma and olsun ki sizi (Allah) affetti. Allah mü'minlere karşı fazl-u kerem sahibidir..
Celal Yıldırım Andolsun ki, Allah (size verdiği yardım) sözünü yerine getirdi. Siz O'nun izniyle onları (Uhud gününde) kırıp geçiriyordunuz. Fakat (Allah) sevdiğiniz (zafer)i size gösterdikten sonra, siz yılgınlık gösterdiniz, (Peygamber'in verdiği) emir hakkında tartıştınız ve verilen emre karşı geldiniz . İçinizden kimi (zafer sevinci ve ganimet arzusu ile) dünyayı istiyor, kimi de (emre bağlı kalarak) ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi imtihan etmek için (musibetlere karşı sabır ve metanetinizi denemek için) yardımını üzerinizden alıkoydu (sizi yenilgiye uğrattı). Bununla beraber O, şimdi günahlarınızı bağışladı. Zira Allah mü'minlere karşı çok lütufkardır.
Cemal Külünkoğlu Andolsun, Allah, izniyle, onları (müşrikleri) kırıp geçirdiğiniz sırada size olan va’dini gerçekleştirdi. Nihayet sevdiğiniz şeyi (zaferi) size gösterdikten sonra, za’f gösterdiniz. (Peygamber’in verdiği) emir konusunda tartıştınız ve emre karşı geldiniz. İçinizden dünyayı isteyenler de vardı, ahireti isteyenler de. Sonra sizi denemek için onlardan yüzünüzü çevirdi. (Kaçıp hezimete uğradınız. Buna rağmen) sizi bağışladı. Allah, mü’minlere karşı çok lütufkârdır.
Diyanet İşleri And olsun ki, Allah, size verdiği sözde durdu. Onun izniyle kafirleri kırıp biçiyordunuz, ama Allah size arzuladığınız zaferi gösterdikten sonra gevşeyip bu hususta çekiştiniz ve isyan ettiniz; sizden kimi dünyayı, kimi ahireti istiyordu; derken denemek için Allah sizi geri çevirip bozguna uğrattı. And olsun ki O, sizi bağışladı. Allah'ın inananlara nimeti boldur.
Diyanet İşleri ( Eski ) Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vâdini yerine getirmiştir. Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmaya kalkıştınız ve âsi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu. Ve andolsun sizi bağışladı. Zaten Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır.
Diyanet Vakfı ALLAH size verdiği sözde durdu ve nitekim izniyle onları darmadağın ettiniz. Ama, sevdiğiniz (zaferi) size gösterdikten sonra duraksadınız, savaş hakkında birbirinizle çekiştiniz ve emirleri dinlemediniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz de ahireti... Sonra, sınamak için sizi onlardan çevirdi ve her şeye rağmen sizi affetti. ALLAH'ın inananlara nimeti boldur
Edip Yüksel Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Allah size sevdiğiniz (galibiyeti) gösterdikten sonra zaafa düştünüz. (Peygamber'in verdiği) emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi, denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.
Elmalılı ( Sade ) Gerçek şu ki, sizler Allah'ın izniyle onları kesip doğrarken, Allah'ın size va'di doğru çıktı. Nihayet o sevdiğiniz zaferi Allah size gösterdikten sonra isyan edip verilen emirde çekişip yıldığınız ana kadar ki, kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah, sizleri denemek için onlardan (geri) çevirdi. Bununla birlikte sizi de bağışladı. Çünkü Allah'ın inananlara bir lütfu vardır.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Filhakika Allahın size va'di doğru çıktı, o hengâmda onları doğruyordunuz tâ o sevdiğiniz galebeyi Allah size gösterdikten sonra ısyan edib verilen emirde nizaa kalarak yıldığınız lâhzeye kadar ki kiminiz dünyayı isteyordu, kiminiz Ahıreti isteyordu, sonra Allah sizi mübtelâ kılmak için onlardan çevirdi, maamafih sizden afiv de etti, Allahın mü'minlere bir fazlı var
Elmalılı Hamdi Yazır Andolsun, Tanrı size verdiği sözünde sadık kaldı; siz O'nun izniyle onları kırıp geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiğiniz (zafer)i size gösterdikten sonra siz yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve buyruk hakkında çekiştiniz. Sizden kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra (Tanrı) denemek için sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) sizi bağışladı. Tanrı inançlılara karşı fazl sahibi olandır.
Gültekin Onan Andolsun ki Allah size olan vaadinde elbette sadık oldu. Size sevdiğiniz şeyi gösterdikten sonra emir konusunda çekişip isyan ederek yılgınlık gösterdiğiniz ana kadar O’nun izni ile onları öldürüyordunuz. Sizden kiminiz dünyayı istiyordu; içinizden ahireti isteyen de vardı. Sonra sizi sınamak için sizi onlardan geri çevirdi. Andolsun ki yine de sizden affetti; çünkü Allah mü’minlere karşı çok lütufkardır.
Harun Yıldırım Andolsun ki Allahın size olan va'di Onun izn (-ü keremi) ile onları (düşmanları kolayca) öldüregeldiğiniz, hattâ sevmekde olduğunuz (zafer) i de size gösterdiği zamana kadar — yerine gelmişdi. (Sonra) siz yılgınlık gösterdiniz, isyan etdiniz, (verilen) emir hakkında çekişdiniz. İçinizden kimi dünyâyı istiyor, (yine) içinizden kimi âhireti diliyordu. Sonra Allah size ibtilâ vermek için sizi onlardan geri çevirdi. (Bununla beraber) sizi muhakkak bağışladı da. Zâten Allah mü'minlere bol lutf-ü inayet saahibidir.
Hasan Basri Çantay Ve and olsun ki Allah, (siz) izni ile onları öldürürken, size olan va'dini yerine getirmiştir; tâ ki (Allah) arzu ediyor olduğunuz (zafer)i size gösterdikten sonra, zaafa düşüp(peygamberin geçidi tutan okçulara verdiği) emir husûsunda ihtilâfa düşerek isyân ettiğiniz zamâna kadar! İçinizden dünyayı (ganîmeti) isteyen de vardı, (ve yine) içinizden âhireti isteyen de vardı. Sonra (Allah) sizi imtihân etmek için, sizi onlardan (onları mağlûb etmekten) alıkoydu. Bununla berâber muhakkak ki (O) sizi affetti. Hem Allah, mü’minlere karşı (pek büyük) ihsan sâhibidir.
Hayrat Neşriyat Gerçekten Allah'ın size olan vaadi doğru çıktı; O'nun izni ile kafirleri kırıp biçiyordunuz ki içinizden, dünyayı isteyenler ve ahireti isteyenler bulunduğundan sevdiğiniz zaferi size gösterdikten sonra; baş kaldırdığınız, verilen emir hakkında çekiştiğiniz ve yıldığınız zaman, imtihan etmek için Allah sizi mağlubiyete uğrattı. Bununla beraber sizi bağışladı. Allah mü'minlere lütufkardır.
İbni Kesir Şu bir gerçek ki, Allah size verdiği sözü doğruladı. Allah'ın izniyle onları yok ediyordunuz ki, gevşediniz, uygulamanız gereken emirde münakaşa ettiniz ve hoşunuza giden şeyi gördüğünüz de (zaferi) isyan ettiniz. Sizden dünyalık isteyenler olduğu gibi, sizden ahiret'i isteyenlerde vardı. Allah sizi denemek için, sizin onlar üzerindeki üstünlüğünüzü kaldırdı (mağlup oldunuz), hatalarınızı affetti. Allah, inananlar üzerine lütfünü esirgemeyendir.
İlyas Yorulmaz O'nun izniyle düşmanlarınızı kuşatıp yok etmek üzereyken Allah, size bulunduğu vaadini doğruladı. Nihayet o sevdiğinizi (zaferi) size gösterdikten sonra siz isyan ettiniz, yılgınlık gösterdiniz, emirde çekişmeye düştünüz. Sizden kimi dünyayı istiyor ve sizden kimi de ahireti diliyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlardan çevirdi. Şüphesiz Allah sizi af buyurdu ve Allah müminler üzerine bol ihsan sahibidir.
İnsan Dergisi Hiç şüphe yok ki, Allah Uhud Savaşı öncesinde size müjdelemiş olduğu zafer vaadini yerine getirdi. O size, emirlerine uyduğunuz takdirde kesin zafer ve başarı elde edeceğinizi müjdelemişti. Nitekim savaşın ilk anlarında O'nun yardım ve izniyle düşmanı önünüze katmış, onları kılıçtan geçiriyordunuz. Ne var ki, arzu ettiğiniz zaferi Allah size göstermişken, ganimet sevdasıyla gevşekliğe kapıldınız ve pek çoğunuz Peygamber'in verdiği emre karşı gelerek isyan ettiniz. Öyle ki;

O sırada kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz de âhireti. Dünyanın basit menfaatlerini tercih eden zayıf imanlı müminler, savaşın ortasında mevzilerini terk edip ganimet peşine düştüler; düşmanın karşı saldırıya geçmesiyle zoru görünce de kaçtılar. Âhiretin ebedî nimetlerini tercih edenler ise kahramanca çarpıştılar; şehit oluncaya kadar da yerlerinden ayrılmadılar.

Sonra Allah,bu hatanızdan dolayı sizi bir musibetle imtihan etmek için düşman karşısında yenilgiye uğratarak onlardan geri çevirdi. Böylece, yaptığınız hatanın acı meyvesini size tattırmış oldu. Bu, Allah'ın değişmez yasasıdır. Bu yasaya göre, yeryüzünde kıya­mete kadar zuhur edecek hak bâtıl savaşlarında ne zaman ki Müslümanlar dünyaya meyledip Allah yolunda mücadeleyi terk ederlerse, ilahi yardımdan mahrum kalacak ve bâtıl karşısında savaşı kaybede­ceklerdir. İşte Uhud Savaşı'nda da Allah size böyle bir yenilgi tattırdı. Fakat bununla birlikte, yine de kusurunuzu affederek sizi bağışladı. Şayet sizi affetmemiş olsaydı, ganimete meylederek Peygamber'in emrine karşı gelmenizden dolayı oracıkta helak olurdunuz. Ancak Allah'ın lütuf ve merhameti sayesinde bu büyük felâketten kurtuldunuz.

Zira Allah, müminlere karşı çok merhametli, çok lütufkârdır. O'na kulluk üzere bulundukları, değer ve ölçülerini O'ndan aldıkları, inkâr ve şirkten kaçındıkları sürece müminlerin zaaf, acizlik, sürçme gibi sebeplerden kaynaklanan kusurlarını bağışlar.

Ey müminler! Uhud Savaşı'nda ganimet toplamak için mevzilerini terk eden arkadaşlarınızın gafletini fırsat bilerek aniden hücuma geçen düşman kuvvetleri karşısında yaşadığınız o dehşet anlarını bir hatırlayın:
Kadri Çelik Allah elbette size verdiği sözü tuttu; O'nun izniyle düşmanlarınızı yok etmek üzereydiniz; ne var ki Allah size arzuladığınız (zaferi) gösterdikten sonra gevşediniz, (Peygamber'den gelen) emre aykırı davrandınız ve itaatsizlik ettiniz. Aranızda (sadece) bu dünyaya ilgi duyan kimseler olduğu gibi, ahirete gönül verenler de mevcuttu: Bunun üzerine Allah, sizi sınamak için düşmanlarınızı yenmenize mani oldu. Ama O, şimdi günahlarınızı bağışladı, zira Allah'ın inananlara lütfu sınırsızdır.
Mahmut Kısa Andolsun ki Allah, size ettiği vaadi doğruladı; izniyle onları bozup öldürdünüz de sonra gevşeklik gösterdiniz, verilen buyruk hakkında çekiştiniz ve sevdiğiniz şeyi size gösterdikten sonra tuttunuz, isyan ettiniz. Sizden dünyayı dileyen olduğu gibi âhireti dileyen de vardı. Sonra sizi sınamak için onlardan geri çevirdi ve gerçekten de bağışladı sizi ve Allah, inananlara karşı lütuf ve ihsân sahibidir.
Muhammed Esed Ve doğrusu Allah size verdiği sözü tuttu; hatırlayın ki O'nun izni sayesinde köklerini kazıyordunuz; ne ki arzuladığınız zaferi Allah size gösterdikten sonra gevşeyip (Peygamber'in) emri konusunda tartıştınız ve itaatsizlik ettiniz. İçinde dünyaya özlem duyanlar olduğu gibi, ahirete özlem duyanlar da vardı. Bunun üzerine Allah, sizi sınamak için düşmanlarınızı yenmenize mani oldu. Fakat O (şimdi) sizi bağışladı; zaten Allah inananlara karşı çok lütufkardır.
Mustafa İslamoğlu Kasem olsun ki, Allah Teâlâ size vaadini ifâ buyurdu. O zaman ki, onları Cenâb-ı Hakk'ın izniyle kesip doğruyordunuz. Tâ ki o sevdiğinizi size gösterdikten sonra siz isyan ettiniz, yılgınlık gösterdiniz, emirde çekişmeye düştünüz, içinizden kimi dünyayı istiyordu ve sizden kimi de ahireti istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlardan çevirdi ve mamafih sizi af buyurdu ve Allah Teâlâ mü'minler üzerine fazl sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen Andolsun ki Allah size olan vaadini yerine getirdi. O'nun izni ile kâfirleri kırıp biçiyordunuz. Nihayet sevdiğiniz zaferi size gösterdikten sonra gevşeyip o emir hakkında çekişmeye kalktınız ve âsi oldunuz. Sizden bir grup dünyayı, bir grup da âhireti istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlara karşı yardımını üzerinizden çekti. Bununla beraber sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.
Ömer Öngüt -Allah, sevdiğinizi gösterdikten sonra dağıldığınız, emir konusunda tartıştığınız ve isyan ettiğiniz ana kadar, size olan vaadini gerçekleştirmişti. O’nun izni ile kafirleri öldürüyordunuz. Sizden kimi dünya hayatını istiyor, kimi ahiret hayatını istiyordu. Sonra denemek için onların karşısında sizi bozguna uğrattı. Artık Allah sizi affetmiştir. Çünkü Allah, müminlere karşı çok lütufkardır.
Şaban Piriş Andolsun Allah, izniyle onları (saldırgan müşrikleri) kırıp geçirdiğiniz sırada size olan vadini gerçekleştirdi. Nihayet sevdiğiniz şeyi (zaferi) size gösterdikten sonra, zaaf gösterdiniz. (Peygamber’in verdiği) emir konusunda tartıştınız ve emre karşı geldiniz. İçinizden dünyayı isteyenler de vardı, ahireti isteyenler de. Sonra sizi açığa çıkarmak için onlardan yüzünüzü çevirdi. (Buna rağmen) sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.
Sadık Türkmen Allah size verdiği sözü yerine getirdi. Hani size sevdiğinizi (zaferi) gösterdikten sonra bozuluncaya, savaş konusunda görüş ayrılığına düşünceye ve itaatsizlik edinceye kadar müşrikleri kırıp geçiriyordunuz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz de ahireti istiyordu. Sonra sizi deneyden geçirmek için onların başından savdı. Ama yine de sizi affetti. Allah müminlere karşı gerçekten lütuf sahibidir.
Seyyid Kutub Allah size yaptığı yardım vaadini gerçekleştirdi: O’nun izni ile o düşmanlarınızı kırıp geçiriyordunuz. Allah’ın, size arzuladığınız galibiyeti göstermesine kadar, böylece bu vaad yerine geldi. Ama sonra siz isyan ettiniz, verilen emir hakkında çekiştiniz, yılgınlık gösterdiniz. O esnada kiminiz dünya menfaatini istiyordu, kiminiz âhiret mükâfatını. Sonra Allah sizi denemek için, onlara karşı size verdiği desteği geri çekti, bozguna uğradınız. Bununla beraber sizin kusurlarınızı bağışladı da! Zaten Allah müminlere bol lütuf ve inayet sahibidir.
Suat Yıldırım Kendi izniyle onları öldürdüğünüz sürece Allâh, size (yardım) va'dini doğruladı: Nihâyet siz korktunuz, Allâh size sevdiğiniz(gâlibiyet)i gösterdikten sonra (verilen) emir hakkında (birbirinizle) çekişip isyân ettiniz: Kiminiz dünyâyı istiyordu, kiminiz âhireti istiyordu. Sonra Allâh sizi denemek için onlardan geri çevirdi (yenilgiye uğrattı. Buna rağmen) sizi bağışladı. Allâh mü'minlere karşı çok lutufkârdır.
Süleyman Ateş Andolsun, Allah size verdiği sözünde sadık kaldı; siz O'nun izniyle onları kırıp geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiğiniz (zafer) i size gösterdikten sonra, siz yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve emir hakkında çekiştiniz. Sizden kiminiz dünyayı istiyor, kiminiz de ahireti istiyordu. Sonra (Allah) denemek için sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) sizi bağışladı. Allah mü'minlere karşı fazl (ve ihsan) sahibi olandır.
Süleymaniye Vakfı Bakın! Allah size verdiği sözü tuttu; O’nun izniyle kâfirleri kırıp geçiriyordunuz. İstediğiniz zaferi göstermesinden sonra gevşediniz, ne yapacağınız konusunda isyan ederek anlaşmazlığa düştünüz[*]. Kiminiz dünyayı istiyor, kiminiz de ahireti istiyordu. Sonra (Allah) sizi, yıpratıcı bir imtihandan geçirmek için onların karşısında galipken mağluba döndürdü. Allah'ın inanıp güvenenlere ikramı bol olduğu için yine de sizi affetti.
Tefhim-ul Kuran Allah size vaadini yerine getirmişti; siz o sırada onları Allah'ın izniyle yok etmek üzereydiniz. Fakat hoşlandığınız şeyi Allah size gösterdikten sonra siz zaafa düşüp Peygamberin emri hakkında birbirinizle çekiştiniz ve isyan ettiniz. Sizden dünyayı isteyen de var, âhireti isteyen de. Sonra Allah sizi sınamak için yüzünüzü düşmanlarınızdan çevirdi. Bununla beraber, kusurunuzu da bağışladı. Zira Allah mü'minlere karşı pek lütufkârdır.
Ümit Şimşek Andolsun ki, siz onları Allah'ın izniyle öldürmekteyken, Allah size vaadini doğrulamıştı. Nihayet siz korkuya kapıldınız, yapılacak iş hususunda çekiştiniz. Ve Allah, sevdiğiniz şeyi size gösterdikten sonra isyan ettiniz. İçinizden bir kısmı dünyayı istiyordu, bir kısmınız ise âhireti istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlardan uzaklaştırdı. Yemin olsun, sizi affetmişti. Allah, müminlere karşı lütuf sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah size olan vaadini yerine getirmiştir. Öyle ki sevdiğinizi (zaferi) size gösterdikten sonra siz yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve emir hakkında çekiştiniz. Sizden kiminiz dünyayı istiyor, kiminiz de ahireti istiyordu. Sonra (Allah sizi) denemek için ondan (gördüğünüz zaferden geri) çevirdi ve (yine de) sizi bağışladı. Allah mü'minlere karşı fazl (ve ihsan) sahibi olandır.

Sureler
Sayfa 50
Mushaf
Âl-i İmrân Suresi
İlgili Sure
Ayetler