Sureler
Mealler
Önceki
Tin Suresi
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 Ey insan! Yaratan Rabb'inin adıyla oku! Sana Rabb'in tarafından gönderilen ve bundan böyle ayet ayet, sure sure muhatap olacağın bu kitabı, onu güzelce anlamak, zihnine nakşetmek, hayatına yansıtmak ve başkalarına tebliğ etmek amacıyla oku. Fakat batıl değerler, sahte ilâhlar adına değil, yalnızca Rabb'inin adıyla oku!
2 O, İnsanı, rahim duvarına tutunarak orada asılı bir şekilde duran, kan pıhtısına benzeyen basitbir yumurta hücresinden, yani alaktan yarattı ve onu aşama aşama konuşma, düşünme, okuma, öğrenme ve öğretme yeteneklerine sahip üstün bir varlık hâline getirdi.
3 Oku! Unutma ki, Rabb'in sonsuz lütuf ve kerem sahibidir. Daha önce sahip olmadığın bunca nimetleri sana bahşeden Allah, yüreğini ilim ve hikmet hazineleriyle doldurarak seni çok daha büyük mertebelere, en yüce makamlara çıkaracaktır.
4 O Allah ki, kalem ve benzeri eğitim öğretim araçları ile gerek vahiy bilgisini, gerekse beşeri bilgi ve tecrübeleri yazıp muhafaza ederek sonraki nesillere aktarma ve böylece, ilim ve hikmet yolunda ilerleme sanatını öğretendir.
5 Düşünme, araştırma, öğrenme imkân ve yetenekleri bahşettiği insana, Peygamber ve Kitap göndererek ona bilmediği her şeyi öğreten O'dur.

Peki, insanoğlu bu nimetlerin kıymetini gereğince takdir edebiliyor mu?
6 Hayır; doğrusu Allah'ın adı ile okumayan insan, sahip olduğu bilgi, güç ve servetle şımararak azgınlık eder.
7 Kendisini —Allah'ın yol göstericiliği de dâhil— her türlü ihtiyacın üstünde gördüğü için.
8 Oysa dönüş Rabb'inedir. Her canlı eninde sonunda ölümü tadacak, imtihan nedeniyle kendisine verilen servet, güç, makam ve saltanatı bırakıp Rabb'inin huzuruna çıkacaktır. Böylece Büyük Mahkemede bu dünyada yapıp ettiklerinin hesabını verecek ve hiçbir iyilik mükâfatsız, hiçbir kötülük cezasız kalmayacaktır.

O hâlde, ey insan! Hak ile batılın mücadelesinde tarafsız kalma. Müminler cephesinde yerini almak konusunda çekimser davranma.
9 (9-10) Bir düşünsene, Kâbe'de namaz kılmakta olan bir kulu, yani Peygamberi namazından engellemek isteyen Ebu Cehil adındaki kâfiri. Yine düşünsene, inancı doğrultusunda yaşamak isteyen insanları, bu kutsal haklarından mahrum bırakmaya çalışan çağdaş Ebu Cehillerin yaptıklarını.
10 (9-10) Bir düşünsene, Kâbe'de namaz kılmakta olan bir kulu, yani Peygamberi namazından engellemek isteyen Ebu Cehil adındaki kâfiri. Yine düşünsene, inancı doğrultusunda yaşamak isteyen insanları, bu kutsal haklarından mahrum bırakmaya çalışan çağdaş Ebu Cehillerin yaptıklarını.
11 Bir düşün bakalım, bunamaz kılan, oruç tutan, başını örten, yani Rabb'ine kulluk ve ibâdet eden kişi ya doğru yolu izliyorsa?
12 Yahut insanları Kur'an ahlâkına çağırarak dürüstlüğü, erdemliliği öğütlüyorsa ve sen onu zalimlerle mücadelesinde yalnız başına bıraktıysan, âhirette bunun hesabını nasıl vereceksin?
13 Yine düşün, ya o desteklediğin liderin, patronun, efendin vs. Allah'tan gelen hakikati yalanlamış ve O'nun ayetlerinden yüz çevirmişse ve sen de körü körüne onların peşinden gidiyorsan, yarın hangi yüzle Rabb'inin huzuruna çıkacaksın?
14 Müminlere böyle pervasızca eziyet edenbu zalim bilmez mi ki, Allah her şeyi görmekte?
15 Sakın ha, zannetmesin ki yaptıkları karşılıksız kalacak. Eğer bu çirkin davranışlarına bir son vermeyecek olursa, onu perçeminden tutup cehenneme sürükleyeceğiz.
16 O yalancı, o günahkâr perçeminden!
17 O zaman çağırsın bakalım, o güvendiği ordusunu, adamlarını, meclisini.
18 Biz de azap meleklerini çağıracağız, bakalım kim üstün gelecek!
19 Hayır, sakın ona itaat etme. Zalimlerin baskı ve işkencelerine asla boyuneğme. Sen tüm benliğinle O'nun huzurunda secdeye kapan ve en içten dua ve yalvarışlarla O'na yaklaş.

                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ 1
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍۚ 2
اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُۙ 3
اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ 4
عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْۜ 5
كَلَّٓا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰىۙ 6
اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰىۜ 7
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ 8
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يَنْهٰىۙ 9
عَبْداً اِذَا صَلّٰىۜ 10
اَرَاَيْتَ اِنْ كَانَ عَلَى الْهُدٰىۙ 11
اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ 12
اَرَاَيْتَ اِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ 13
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ 14
كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ۬ لَنَسْفَعاً بِالنَّاصِيَةِۙ 15
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍۚ 16
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۙ 17
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَۙ 18
كَلَّاۜ لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ 19
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ
Ey insan! Yaratan Rabb'inin adıyla oku! Sana Rabb'in tarafından gönderilen ve bundan böyle ayet ayet, sure sure muhatap olacağın bu kitabı, onu güzelce anlamak, zihnine nakşetmek, hayatına yansıtmak ve başkalarına tebliğ etmek amacıyla oku. Fakat batıl değerler, sahte ilâhlar adına değil, yalnızca Rabb'inin adıyla oku!
1
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍۚ
O, İnsanı, rahim duvarına tutunarak orada asılı bir şekilde duran, kan pıhtısına benzeyen basitbir yumurta hücresinden, yani alaktan yarattı ve onu aşama aşama konuşma, düşünme, okuma, öğrenme ve öğretme yeteneklerine sahip üstün bir varlık hâline getirdi.
2
اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُۙ
Oku! Unutma ki, Rabb'in sonsuz lütuf ve kerem sahibidir. Daha önce sahip olmadığın bunca nimetleri sana bahşeden Allah, yüreğini ilim ve hikmet hazineleriyle doldurarak seni çok daha büyük mertebelere, en yüce makamlara çıkaracaktır.
3
اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ
O Allah ki, kalem ve benzeri eğitim öğretim araçları ile gerek vahiy bilgisini, gerekse beşeri bilgi ve tecrübeleri yazıp muhafaza ederek sonraki nesillere aktarma ve böylece, ilim ve hikmet yolunda ilerleme sanatını öğretendir.
4
عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْۜ
Düşünme, araştırma, öğrenme imkân ve yetenekleri bahşettiği insana, Peygamber ve Kitap göndererek ona bilmediği her şeyi öğreten O'dur.

Peki, insanoğlu bu nimetlerin kıymetini gereğince takdir edebiliyor mu?
5
كَلَّٓا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰىۙ
Hayır; doğrusu Allah'ın adı ile okumayan insan, sahip olduğu bilgi, güç ve servetle şımararak azgınlık eder.
6
اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰىۜ
Kendisini —Allah'ın yol göstericiliği de dâhil— her türlü ihtiyacın üstünde gördüğü için.
7
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ
Oysa dönüş Rabb'inedir. Her canlı eninde sonunda ölümü tadacak, imtihan nedeniyle kendisine verilen servet, güç, makam ve saltanatı bırakıp Rabb'inin huzuruna çıkacaktır. Böylece Büyük Mahkemede bu dünyada yapıp ettiklerinin hesabını verecek ve hiçbir iyilik mükâfatsız, hiçbir kötülük cezasız kalmayacaktır.

O hâlde, ey insan! Hak ile batılın mücadelesinde tarafsız kalma. Müminler cephesinde yerini almak konusunda çekimser davranma.
8
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يَنْهٰىۙ
(9-10) Bir düşünsene, Kâbe'de namaz kılmakta olan bir kulu, yani Peygamberi namazından engellemek isteyen Ebu Cehil adındaki kâfiri. Yine düşünsene, inancı doğrultusunda yaşamak isteyen insanları, bu kutsal haklarından mahrum bırakmaya çalışan çağdaş Ebu Cehillerin yaptıklarını.
9
عَبْداً اِذَا صَلّٰىۜ
(9-10) Bir düşünsene, Kâbe'de namaz kılmakta olan bir kulu, yani Peygamberi namazından engellemek isteyen Ebu Cehil adındaki kâfiri. Yine düşünsene, inancı doğrultusunda yaşamak isteyen insanları, bu kutsal haklarından mahrum bırakmaya çalışan çağdaş Ebu Cehillerin yaptıklarını.
10
اَرَاَيْتَ اِنْ كَانَ عَلَى الْهُدٰىۙ
Bir düşün bakalım, bunamaz kılan, oruç tutan, başını örten, yani Rabb'ine kulluk ve ibâdet eden kişi ya doğru yolu izliyorsa?
11
اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ
Yahut insanları Kur'an ahlâkına çağırarak dürüstlüğü, erdemliliği öğütlüyorsa ve sen onu zalimlerle mücadelesinde yalnız başına bıraktıysan, âhirette bunun hesabını nasıl vereceksin?
12
اَرَاَيْتَ اِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ
Yine düşün, ya o desteklediğin liderin, patronun, efendin vs. Allah'tan gelen hakikati yalanlamış ve O'nun ayetlerinden yüz çevirmişse ve sen de körü körüne onların peşinden gidiyorsan, yarın hangi yüzle Rabb'inin huzuruna çıkacaksın?
13
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ
Müminlere böyle pervasızca eziyet edenbu zalim bilmez mi ki, Allah her şeyi görmekte?
14
كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ۬ لَنَسْفَعاً بِالنَّاصِيَةِۙ
Sakın ha, zannetmesin ki yaptıkları karşılıksız kalacak. Eğer bu çirkin davranışlarına bir son vermeyecek olursa, onu perçeminden tutup cehenneme sürükleyeceğiz.
15
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍۚ
O yalancı, o günahkâr perçeminden!
16
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۙ
O zaman çağırsın bakalım, o güvendiği ordusunu, adamlarını, meclisini.
17
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَۙ
Biz de azap meleklerini çağıracağız, bakalım kim üstün gelecek!
18
كَلَّاۜ لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
Hayır, sakın ona itaat etme. Zalimlerin baskı ve işkencelerine asla boyuneğme. Sen tüm benliğinle O'nun huzurunda secdeye kapan ve en içten dua ve yalvarışlarla O'na yaklaş.

19

Sureler

Mealler
Tin Suresi
Önceki
Kadir Suresi
Sonraki