Sureler
Mealler
No Meal                    
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1 (Peygamber) hoşlanmadı ve yüzünü çevirdi,
2 Kendisine o a’mâ geldi diye...
3 Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.
4 Yahud öğüd alacaktı da, o öğüt kendisine fayda verecekti.
5 Amma (malı ile Allah’a) ihtiyaç göstermiyene gelince;
6 Sen, ona dönüb sözüne kulak veriyorsun.
7 Onun (İslâm’ı kabul etmeyib) temizlenmemesinden sana ne? (Sen ancak tebliğe memursun).
8 Amma sana koşarak gelen,
9 Allah’dan korkmuş iken,
10 Sen ondan yüz çeviriyorsun.
11 Hayır, (bir daha böyle yapma) çünkü o Kur’an bir öğüddür.
12 Artık dileyen ondan öğüd alır.
13 O Kur’an, (Levh-i Mahfûz’da, Allah katında) çok şerefli sahifelerdedir.
14 Ki (onların) kıymetleri yüksektir; tertemizdirler...
15 (Meleklerden ibaret) kâtiblerin elleri ile yazılmıştır,
16 Ki onlar, (Allah katında) kerimdirler, itaatkârdırlar...
17 Kahrolası (kâfir) insan, ne nankör şey!...
18 (Bu kibir ve gurur nereden? düşünmez mi? ) onu (yaratan) hangi şeyden yarattı?
19 Bir nutfeden (meniden) onu yarattı da (insan) biçimine koydu.
20 Sonra (ana rahminden çıkmak için) ona yolunu kolaylaştırdı.
21 Sonra onu öldürdü de kabre gömdürdü.
22 Sonra dilediği vakit, onu tekrar diriltecek, tam olarak.
23 Doğrusu o insan, (Allah’ın) kendisine emrettiğini tam olarak hiç yerine getirmemiştir.
24 Bir de o insan (yediği) yemeğine baksın; (onu rızık olarak kendisine nasıl verdik):
25 Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
26 Sonra (nebat bitsin diye) toprağı bir yarış yardık.
27 Böylece bitirdik onda daneler,
28 Üzümler, yoncalar.
29 Zeytinlikler, hurmalıklar.
30 Ağaçları göğe doğru yükselen bahçeler,
31 Meyveler ve nice çayırlar...
32 (Bütün bunları) sizin ve davarlarınızın menfaati için yarattık.
33 Amma kıyamet sayhası geldiği zaman,
34 O gün kişi kaçacak kardeşinden,
35 Anasından ve babasından,
36 Zevcesinden ve oğullarından,
37 O gün, onlardan herkesin kendine yeter bir işi vardır, (ancak kendi derdi ile kalır).
38 Bir takım yüzler vardır ki, o gün parıldar:
39 Güler sevinir...
40 Nice yüzler de vardır ki, o gün üzerlerinde toz toprak var.
41 Onları karanlık ve karalık kaplayacaktır.
42 İşte bunlar, kâfirler, facirlerdir...
                    Arapça No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
عَبَسَ وَتَوَلّٰىۙ 1
اَنْ جَٓاءَهُ الْاَعْمٰىۜ 2
وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰىۙ 3
اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرٰىۜ 4
اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰىۙ 5
فَاَنْتَ لَهُ تَصَدّٰىۜ 6
وَمَا عَلَيْكَ اَلَّا يَزَّكّٰىۜ 7
وَاَمَّا مَنْ جَٓاءَكَ يَسْعٰىۙ 8
وَهُوَ يَخْشٰىۙ 9
فَاَنْتَ عَنْهُ تَلَهّٰىۚ 10
كَلَّٓا اِنَّهَا تَذْكِرَةٌۚ 11
فَمَنْ شَٓاءَ ذَكَرَهُۢ 12
ف۪ي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍۙ 13
مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍۙ 14
بِاَيْد۪ي سَفَرَةٍۙ 15
كِرَامٍ بَرَرَةٍۜ 16
قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَٓا اَكْفَرَهُۜ 17
مِنْ اَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُۜ 18
مِنْ نُطْفَةٍۜ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُۙ 19
ثُمَّ السَّب۪يلَ يَسَّرَهُۙ 20
ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُۙ 21
ثُمَّ اِذَا شَٓاءَ اَنْشَرَهُۜ 22
كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَٓا اَمَرَهُۜ 23
فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِه۪ۙ 24
اَنَّا صَبَبْنَا الْمَٓاءَ صَباًّۙ 25
ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقاًّۙ 26
فَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا حَباًّۙ 27
وَعِنَباً وَقَضْباًۙ 28
وَزَيْتُوناً وَنَخْلاًۙ 29
وَحَدَٓائِقَ غُلْباًۙ 30
وَفَاكِهَةً وَاَباًّۙ 31
مَتَاعاً لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ 32
فَاِذَا جَٓاءَتِ الصَّٓاخَّةُۘ 33
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخ۪يهِۙ 34
وَاُمِّه۪ وَاَب۪يهِۙ 35
وَصَاحِبَتِه۪ وَبَن۪يهِۜ 36
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ 37
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌۙ 38
ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌۚ 39
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۙ 40
تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌۜ 41
اُو۬لٰٓئِكَ هُـمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ 42
                    Ayet No
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
عَبَسَ وَتَوَلّٰىۙ
(Peygamber) hoşlanmadı ve yüzünü çevirdi,
1
اَنْ جَٓاءَهُ الْاَعْمٰىۜ
Kendisine o a’mâ geldi diye...
2
وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰىۙ
Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.
3
اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرٰىۜ
Yahud öğüd alacaktı da, o öğüt kendisine fayda verecekti.
4
اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰىۙ
Amma (malı ile Allah’a) ihtiyaç göstermiyene gelince;
5
فَاَنْتَ لَهُ تَصَدّٰىۜ
Sen, ona dönüb sözüne kulak veriyorsun.
6
وَمَا عَلَيْكَ اَلَّا يَزَّكّٰىۜ
Onun (İslâm’ı kabul etmeyib) temizlenmemesinden sana ne? (Sen ancak tebliğe memursun).
7
وَاَمَّا مَنْ جَٓاءَكَ يَسْعٰىۙ
Amma sana koşarak gelen,
8
وَهُوَ يَخْشٰىۙ
Allah’dan korkmuş iken,
9
فَاَنْتَ عَنْهُ تَلَهّٰىۚ
Sen ondan yüz çeviriyorsun.
10
كَلَّٓا اِنَّهَا تَذْكِرَةٌۚ
Hayır, (bir daha böyle yapma) çünkü o Kur’an bir öğüddür.
11
فَمَنْ شَٓاءَ ذَكَرَهُۢ
Artık dileyen ondan öğüd alır.
12
ف۪ي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍۙ
O Kur’an, (Levh-i Mahfûz’da, Allah katında) çok şerefli sahifelerdedir.
13
مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍۙ
Ki (onların) kıymetleri yüksektir; tertemizdirler...
14
بِاَيْد۪ي سَفَرَةٍۙ
(Meleklerden ibaret) kâtiblerin elleri ile yazılmıştır,
15
كِرَامٍ بَرَرَةٍۜ
Ki onlar, (Allah katında) kerimdirler, itaatkârdırlar...
16
قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَٓا اَكْفَرَهُۜ
Kahrolası (kâfir) insan, ne nankör şey!...
17
مِنْ اَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُۜ
(Bu kibir ve gurur nereden? düşünmez mi? ) onu (yaratan) hangi şeyden yarattı?
18
مِنْ نُطْفَةٍۜ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُۙ
Bir nutfeden (meniden) onu yarattı da (insan) biçimine koydu.
19
ثُمَّ السَّب۪يلَ يَسَّرَهُۙ
Sonra (ana rahminden çıkmak için) ona yolunu kolaylaştırdı.
20
ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُۙ
Sonra onu öldürdü de kabre gömdürdü.
21
ثُمَّ اِذَا شَٓاءَ اَنْشَرَهُۜ
Sonra dilediği vakit, onu tekrar diriltecek, tam olarak.
22
كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَٓا اَمَرَهُۜ
Doğrusu o insan, (Allah’ın) kendisine emrettiğini tam olarak hiç yerine getirmemiştir.
23
فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِه۪ۙ
Bir de o insan (yediği) yemeğine baksın; (onu rızık olarak kendisine nasıl verdik):
24
اَنَّا صَبَبْنَا الْمَٓاءَ صَباًّۙ
Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
25
ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقاًّۙ
Sonra (nebat bitsin diye) toprağı bir yarış yardık.
26
فَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا حَباًّۙ
Böylece bitirdik onda daneler,
27
وَعِنَباً وَقَضْباًۙ
Üzümler, yoncalar.
28
وَزَيْتُوناً وَنَخْلاًۙ
Zeytinlikler, hurmalıklar.
29
وَحَدَٓائِقَ غُلْباًۙ
Ağaçları göğe doğru yükselen bahçeler,
30
وَفَاكِهَةً وَاَباًّۙ
Meyveler ve nice çayırlar...
31
مَتَاعاً لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ
(Bütün bunları) sizin ve davarlarınızın menfaati için yarattık.
32
فَاِذَا جَٓاءَتِ الصَّٓاخَّةُۘ
Amma kıyamet sayhası geldiği zaman,
33
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخ۪يهِۙ
O gün kişi kaçacak kardeşinden,
34
وَاُمِّه۪ وَاَب۪يهِۙ
Anasından ve babasından,
35
وَصَاحِبَتِه۪ وَبَن۪يهِۜ
Zevcesinden ve oğullarından,
36
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ
O gün, onlardan herkesin kendine yeter bir işi vardır, (ancak kendi derdi ile kalır).
37
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌۙ
Bir takım yüzler vardır ki, o gün parıldar:
38
ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌۚ
Güler sevinir...
39
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۙ
Nice yüzler de vardır ki, o gün üzerlerinde toz toprak var.
40
تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌۜ
Onları karanlık ve karalık kaplayacaktır.
41
اُو۬لٰٓئِكَ هُـمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ
İşte bunlar, kâfirler, facirlerdir...
42

Sureler

Mealler